YİĞİT BULUT: "KAPATMA DAVASI OLMASAYDI PİYASALAR YİNE BOZULACAKTI"
Değerli yatırımcılar, bu sabah itibariyle “herkes” kapatma davasına odaklanmış. Ben “aynı şeyleri” düşünmüyorum.
Geçtiğimiz hafta burada tartıştık; kriterler aşağı geçildiği zaman “zaten Türk piyasaları” bozuluyor, bozulma katsayısı artıyor. Böyle bir yapı içinde “kapatmaya” odaklanmak doğru değil.
Peki “kapatma davasını” arındırıp, olaya bakalım, ne göreceğiz?
- Cuma akşamı DOW tam olarak 11,960 altında kapandı. Anlamı çok açık; riskli sınır altında ilk kapanışını yaptı, şimdi ikinciyi yapacak mı sorusunu soracağız!
- Altın 1000 dolar üstünde
- Dolar-Yen 100 sınırı altında
- Euro-Dolar 1,58-1,60 bandında
Bizde, eldeki veriyi de eleyince neler olabilir ?
ABD’de “olumsuz kapanışlar” oldu ama “gelen kurtarma haberleri” ile bugün yeniden “yukarı dönüşler” olma ihtimali var. Böyle bir yapı içinde DOW’un 11,960 altında “ikinci kez kalıp kalmayacağını” sorgulayacağız! İkinci kapanış olmaz ise altıncı “doldur-boşalt” kaldığı yerden devam edecektir. Öğleden sonra dünya genelinde ne olacağı çok önemli.
Borsa : İMKB’de zaten hedef 41,000’di geçtiğimiz haftalarda bunu tartışmıştık. Bugün ABD’de ne olacağına bağlı olarak 41,000 altını tartışabiliriz. Kısa vadede “ana hedef 41,000” bölgesi olmakla birlikte “altında kapanışlar” oluşur ve ABD’de ikinci “olumsuz kapanış” gerçekleşirse; İMKB’de 36,000 bölgesini hedef olarak alabiliriz. Kısa vadede “41,000 bölgesine yurtdışı bağlantılı olarak önem vermeliyiz.” Düşüş kanalı devam ediyor, taban oluşmadı, sizlere tavsiyem Kasım 2007’den beri değişmeyen cümle: nakit kraldır!
Kısa vadede 40,887-41,000 bandını aşağı kırıp altında iki kapanış yapıp yapmayacağını sorgulayacağız.
Dolar: 1,25 üstünü denemesi gayet doğal fakat hala kesin kırdı diyemeyiz. Kesin kırdı dememiz için 1,25 üstünde iki kapanış ve ABD’de DOW’un 11,960 altında ikinci kapanışını yapması gerekli. DOW düzelirse “kapatma davasının etkisi sıfıra inebilir."
Sonuç: Hafta sonu yaratılan panik havasını asla anlayamadım. Son 2 yılda Türk piyasasında “hangi kendi dinamiğimiz” etkili oldu ki; kapatma etkili olsun. Evet, dünya bozulursa “marjinal olumsuzluk yaratır” ama “dünya tam olarak sınırları aşağı geçmeden” ne kapatma-ne başka bir şeyin etkisi olamaz. Tek “kriter var” dünyada neler oluyor?
SALİH NEFTÇİ: "PANİK ANLAMSIZ, KOŞULLAR AKILCI BİR YAKLAŞIM GEREKTİRİYOR"
Birbiri ile ilişkisi olmayan iki kritik olay aynı zamana rastladı. Bize gelen maillerden anlıyoruz ki, belki de son analizlerin isabetli tahminlerinden dolayı sanırız bugün okurlar, yatırımcılar ve Finansonline müdavimleri bizim yorumları dikkatle izleyecektir. Daha önceki krizlerde öğrendiğimiz bazı ilkeleri kredi krizinin yeni dönemeçleri ile birleştirip sıralayacağız.
1. Böyle durumlarda piyasalar ilk açıldığında genelde hızlı bir satış gelir. Bir süre sonra bu daha da aşırı bir satışa dönüşebilir. Ancak... fiyatlar bir ara biraz toparlar. Garantisi yoktur ama genelde böyle olur. Bu nedenle sabahın ilk saatlerinde portföy boşaltmaya çalışmak bizce hiç doğru olmayan bir yöntemdir. Karar panikle değil akılcı bir yöntemle alınmalıdır.
2. Yine de... gelişmeler gerçekten ciddidir. Olur mu olmaz mı bilmiyoruz ama Amerika’da finansal sitemin ciddi bir sarsıntı geçirmesi söz konusudur. Büyük oyuncular iğne üstünde oturacaktır. Eğer böyle bir durum oluşursa...bir kurumdan çekilen paranın başka bir kuruma yatırılacağını da unutmayalım... Demek ki bazı kurumlar zayıflarken diğerleri de güçlenecektir. Yatırımcı ne yaptığını bilme durumundadır.
3. Hafta içinde Finansonline yazılarının izlenmesi her zamankinden daha önemlidir. Çünkü gelişmeler çok tekniktir. Ancak bu platformda ele alabileceğiz.
4. Türkiye piyasalarında yaşananlar AKP’nin kapatılmasıyla ilgili olacaktır. Bu hafta uluslararası piyasalardaki gelişmeler ne kadar önemli olursa olsun yine de ikinci plana düşeceğe benziyor. Biz işin siyasi yanına girmeyeceğiz. Ancak burada da önemli bir önerimiz vardır...
5. Türkiye’de benzer siyasi sorunlar geçmişte piyasalarda korkulduğu kadar büyük bir sarsıntıya yol açmamıştır. Elbette bu sefer olay bir kredi krizi ile birlikte yaşanıyor. Kuşkusuz bu önemlidir. Ancak...Gelinen noktada sağduyunun sonunda gelişmelere hakim olması olasılığı az değildir.
6. Panik burada da zararla sonuçlanır.
7. Perşembe günü, Finansinvest bizim konuşacağımız bir toplantı düzenledi. Bazı önemli konuları ancak toplantıda off-the-record konuşabileceğiz.
8. Bu toplantıya katılamayanlar bizim özel olarak düzenlediğimiz Cuma sabahı İstanbul’da yapacağımız toplantıya katılabilirler.
9. Sermaye sahipleri ve bazı kurumlar yatırım ve finansal analiz yapmanın ne kadar teknik bir seviyeye gelmiş olduğunu sanırız gördü. Bizim öngörülerin bu kadar isabetli olması da burada önemli bir rol oynadı. Sanırız biraz da bu nedene Türkiye’de yeni bir projeye girmemiz konusunda teklifler var. Gün...risklerin altına bir taban çekme...çok yüksek olmasa da iyi getiriler elde etme günüdür. Yeni projeler gerekmektedir. Çünkü gelişmelerin arkası gelecektir. İstanbul’daki temaslarımızda bu konuları da ele alacağız. Ancak...Henüz kesin bir karar söz konusu değildir.
ERDAL SAĞLAM: "PİYASALAR KAPATMA DAVASINA DEĞİL ABD’YE BAKACAK"
Bugün piyasalarda AKP’nin kapatma davası gerekçe gösterilerek, “kara pazartesi yaşanacağı”nı iddia edenler var. Bugün piyasalar kara mı olacak, kırmızı mı olacak bilmiyoruz ama yaşanacak seyirde kapatma davasının etkisi çok az olacak. Eğer haftaya kötü başlanırsa, bunun nedeni Cuma gününü kötü kapatan ABD piyasaları olacak.
Piyasadaki oyuncular öyle “kara pazartesi” filan beklemiyorlar ama bu yönde bir hava pompalanmaya çalışılıyor. Piyasa oyuncuları AKP için açılan kapatma davasının piyasalara önemli etkisi olacağını sanmadıklarını, ancak ABD piyasalarındaki kötü seyrin bugünkü açılışı belirleyeceğini söylediler. Özellikle bazı siyasiler bugün piyasalar kötü açıldığı takdirde, bunun sebebini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açtığı kapatma davasına bağlama eğiliminde olacaklar. Hafta sonu boyunca verilen demeçlere baktığımızda bunun işaretlerini aldık.
Siyasiler bu davayı kullanmaya çalışacaklar ama piyasada işlem yapan oyuncular, kapatma davasını çok fazla hesaba katma niyetinde değiller. Kapatma davasını “siyasi bir oyun” olarak gören ve önemli bir sonuç çıkmayacağını tahmin eden bazı oyuncular, zaten Cuma günü kapatma davasının haberi duyulduktan sonra önemli bir değişiklik izlenmediğini belirtip, bunu davanın etkilemeyeceğine dair bir kanıt olarak gösteriyorlar.
Ancak ABD piyasalarının Cuma günü yüzde 2,5’e varan oranda düşüşle kapatmasının bugün açılışta piyasayı olumsuz etkileyebileceğini ve olumsuz bir açılma olabileceğini söylüyorlar. Ancak gün içinde dışarıdan gelecek haberler bugün piyasaların genelinde yaşanacakların asıl belirleyicisi olacak.
Özetle; dışarıda tüm piyasalar dalgalı seyri devam ettiriyor, hem de dalgaların boyu ve aralığı giderek artıyor. Böyle bir dönemde, Hükümet önlem almakta geciktiği için, ülke ekonomisinde yaşanacak olumsuzluklardan sorumludur ve parti kapatma davasıyla bu işin ilgisi yoktur.
ASLIHAN BALABAN: "TEMKİNLİ DURUŞUNUZU KORUYUN"
Haftaya hem dış, hem de içte yaşanan olumsuz gelişmelerle başlıyoruz. Kendi içinde zaten önemli bir haftaydı bu hafta. Dışarıda önemli finansal şirketlere yönelik 2008 yılı ilk çeyrek bilanço rakamlarının açıklanacağı bu haftada FED’in faiz toplantısı da izlenecekti. Dün gece Fed ani toplanarak iskonto faiz oranını çeyrek puan indirdiğini açıkladı. Bu gelişmenin etkisiyle yarın yapılacak olan toplantıdan 1 puanlık indirim olacağına dair beklentiler artmaya başladı. Şayet bu karar çıkarsa, bu şartlar altında piyasaları ne kadar olumlu etkileyebileceği ayrı soru işareti taşıyor. Bunun yanında içte ise TCMB toplantısı yapılacak, toplantıdan faiz değişikliği kararı çıkmasını beklemiyoruz.
Sonuç olarak sözkonusu olumsuz gelişmeleri bertaraf edecek olumlu bir gelişmeyle karşılaşmadığımız sürece piyasalarda dip arayışlarının süreceğini belirtelim. Bu nedenle temkinli duruşun korunması gerektiğini yönündeki önerimizi yineleyelim. Bu hafta için endekste 39,500 – 39,000 – 38,000 – 37,500 seviyeleri önemli destek noktalarını, önceki dip seviyemiz olan 41,000 seviyesinin ise direnç olarak çalışacağını düşünmekteyiz. Döviz piyasasında 1,25 direnç seviyesini kıran dolarda 1,27 direnci izlenmeli, üzerinde 1,30 – 1,32 kademeli direnç seviyeleri bulunmakta. Bileşik faizlerde ise yüzde 18,50 seviyesi önem kazanmış durumda.
TUNCAY TURŞUCU: "SOĞUK DUŞ"
Kapatma davası ile birlikte yurtiçi sahnede türban konusundan dolayı oluşan gerilimin ardından siyasi belirsizlik daha yükselmiş durumda. Sözkonusu belirsizliğin piyasalar üzerinde olumsuz etki göstermesini beklemek yanlış olmaz. Siyasi riskin yükseldiği şu günlerde, döviz kurlarında, faizlerde ve borsada sert dalgalanmalar bekleyebiliriz.
Diğer yandan dış piyasalardaki olumsuz seyir ve sert dalgalanmalarda devam ediyor. ABD'nin en büyük yatırım şirketlerinden Bear Sterns'in likidite sıkıntısı içerisine düşmesi ve son olarak JP Morgan'a satılması ABD piyasalarındaki son gelişmeler arasında bulunuyor. Yeni bir gelişme ise FED'in iskonto faizlerini 25 baz puan indirmesi oldu. FED faiz toplantısını Salı günü yapacak ve piyasalarda 75 baz puanlık faiz indirimi bekleyenlerin sayısı az değil.
Piyasalarda döviz kurlarında ve bileşik faizlerde yükseliş beklemekteyiz. İMKB endeksinin oluşan belirsizlik ve olumsuz tablo çerçevesinde 40950 desteğini yeniden zorlaması beklenebilir.
HURŞİT GÜNEŞ: "YARGITAY'IN DAVASI KALICI ETKİ YAPMAZ"
Peşinen belirtelim ki, Yargıtay Başsavcısı'nın AKP aleyhine açtığı dava Türkiye’de mali piyasaları geçici olarak etkilese de kalıcı bir etki yaratmayacak görünüyor. Nedeni de çok basit: AKP hakkında açılan dava moralleri bozabilir, ancak bu dava sonucunda AKP’nin kapatılması kolay değil. Çünkü iktidarda ve yüksek bir oy oranına sahip. Kaldı ki, kapatılsa bile yerine yenisi açılabilir. Nihayet en kötü durumda bile ekonomik dengeler geçmişe göre daha sağlam olduğu için kriz yaratacak boyutta gelişmeler olası görünmüyor. En kötüsü seçime gidilir ve bu da piyasaları sarsmaz.
Yeter ki, sıkı para politikası ile mali disiplin sürsün. Uygulanan politikalarda bir değişiklik olursa asıl o zaman makro dengeler sarsılır. Anayasa Mahkemesinde açılan davalar ise sadece tetikleme işlevini yerine getirmiş olur. Bize kalırsa Anayasa Mahkemesi türbanla ilgili sınırlayıcı bir karar getirecek, ancak diğer davada AKP’yi kapatma noktasına taşıyacak bir sonuca ulaşmayacaktır. Kuşkusuz bu gelişmeler içeride sıkıntı verse de, asıl önemlisi AB tarafında son yıllarda olumsuz gelişen ilişkileri yeniden olumlu bir doğrultuya oturtmak. Kısacası, siyasal gelişmeler ekonomik dengeleri sarsacak görünmüyor.
Bununla beraber yurtdışındaki mali piyasalardaki sarsıntı ile içeride taşınan cari açık kırılganlığı makro dengeleri sarsacak nitelikte ve boyutta görünüyor. Bu iki etmen daha önce beraberce var olmadığı için herhangi bir sorun yaratmıyordu. Yurtdışında para öylesine boldu ki, açık olsa da finanse edilebiliyordu. Ancak yurtdışında mali sistem bir hayli sarsıldı. Bu nedenle artık gelişmekte olan ülkelere kredi imkânları azalıyor. Bu tür konjonktürlerde de dış açığın olmaması gerekirken, ne yazık ki, Türkiye’nin dış açığı daha büyüyor. Kısacası 2008 yılında Türkiye’de bazı ekonomik gelişmeler tahminlerden daha fazla baş ağrıtacak.