Geçen hafta Global piyasalarda başlayan türbülansın sona ermediğini düşünüyoruz. Yaşanan dalgalanma sonucunda Türkiye piyasasından bir çıkış olduğunu gözlemlemiyoruz. Çıkışların başlaması durumunda faizlerin ve döviz kurlarının çok daha yukarılara tırmansını bekliyoruz. Bu bakımdan yaşananların şimdilik kar realizasyonu hareketi olduğunu düşünüyoruz. Ancak dalgalanmanın yerini durgunluğa bırakması için zamana ihtiyaç bulunuyor.
Endeksin dip seviyesine ulaştığını söylemek için erken olduğunu öngörmekteyiz. İkinci dalganın yaşanması durumunda 38500 desteğinin kırılması ve endekste 36500 seviyesine kadar gerileme ihtimalinin yükselmesi beklenebilir. Diğer yandan 42500 ise endeks için oldukça ciddi bir direnç noktası konumunda bulunuyor. Önümüzdeki süreçte piyasalarda yukarı yönlü hareket olması ihtimalinin aşağı yönlü hareket etme ihtimaline gore oldukça düşük olmasını bekliyoruz.
Bunlarla birlikte önümüzdeki hafta dış piyasaların yakından takip edilmesinin yanında yine dış veriler önemini koruyacaktır. Önümüzdeki hafta önemli ABD verileri beklenmezken Perşembe günü Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankalarının faiz kararları ve açıklamaları önemli olacaktır.
İç verilere bakıldığında ise öncelikle Cuma günü açıklanan ve beklentilerin üzerinde gelen enflasyon datası can sıkıntısı yaratabilir. Ancak enflasyonun yapısındaki düşüş eğiliminin sürüyor olduğunu söyleyebiliriz. Mevsimlik etkiler ve control edilemeyen faktörler enflasyonda kısa vadeli görünümü kötümser yapmaktadır. Bunların dışında Çarşamba günü Hazine’nin 7.7 milyar YTL seviyesinde itfası bulunuyor. İtfa öncesinde açacağı ihaleler ve gelişmeler takip edilecektir.
IMF temasları ise önümüzdeki haftaya ağırlığını koyabilir. Niyet mektubundaki performans kriterlerinin yerine getirlememiş olması olumsuz beklenti yaratıyor. Temasların sonucu ve yapılan yorumlar yakından takip edilecektir.
Coğrafi risklerin yükseldiği bir dönemde bulunduğumuzu söyleyebiliriz. İran ile ilgili gelişmeler gerilmeye başlarken, Irak ile ilişkilerde sertleşmeler risk algılamalarını yükseltebilir. Her iki konunun can sıkıcı boyutlara ulaşması piyasalar açısından hiç iyi sonuçlar doğurmayacak.
Bu faktörlerin gözönüne alınması ile birlikte piyasalar için en fazla %50 hisse önerimiz devam etmektedir. Mart ayının risklerin yüksek olduğu bir ay olduğunu ve hisse pozisyonlarının minimum düzeylerde olması gerektiğini düşünüyoruz. Hisse pozisyonuna sahip olan yatırımcılar, Vadeli İşlemlerde kısa pozisyonlar açarak risklerden korunabilirler. Bunun dışında, yaşanan düşüşlerin beklentileri yüksek, mali yapılarına gore ucuz hisselerde alım fırsatları yaratacağını da unutmamak gerektiğini hatırlatırız.
05/03/2007 09.00