Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, sadece kamunun değil finans ve reel sektörün karşılıklı ilişki içinde olduğunu dikkate alarak operasyonel risk konusunda çok dikkatli olunması gereken bir süreçten geçildiğini belirterek, "Birlikte düşünce geliştirmeli, birlikte öneriler getirmeliyiz. Ortak paydamız Türkiye'nin bireysel, kurumsal refahını sağlamak ve bunu arttırararak sürdürmektir" dedi.
Ekonomi Koordinasyon Kurulu, küresel krizin maliyetlerinin en aza indirilmesi amacıyla alınacak tedbirleri ele almak üzere Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ekren başkanlığında toplandı. Yeni Başbakan Binası'nda gerçekleştirilen toplantıya Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanları Mehmet Şimşek ve Kürşad Tüzmen, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakçı, SPK Başkanı Turan Erol, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince'nin yanı sıra özel sektör temsilcileri katıldı. Toplantıda özel sektörü temsilen TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, MÜSİAD Başkanı Ömer Vardan, YASED Başkanı Tahir Uysal, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de hazır bulundu. Küresel krizin ardından ilk kez toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda hükümet ve özel sektör temsilcileri krizin maliyetlerinin en aza indirilmesi amacıyla alınacak önlemleri masaya yatıracak.
Toplantının başında bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, kurumlar arasında küresel gelişmeler de dikkate alınarak yeni açılım yapmanın bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu toplantıların artık düzenli bir şekilde yapılacağını belirten Ekren, önümüzdeki günlerde de sosyal kesimler, sivil toplum örgütleri ve sendikalarda biraraya geleceklerini açıkladı. Ekonomik istikrarın korunmasının çok önem taşıdığına işaret eden Ekren, "Özellikle özel ve kamu sektörü temsilcilerinin bir arada bulunmasıyla, Orta Vadeli Program'da da açık şekilde paylaşılan, özel sektörden gelen destek ve talepler doğrultusunda özel bir yönetişim modelinin de ilk örneklerini bu toplantıyla vermek istiyoruz" diye konuştu.
"FIRSATLAR ÜRETEBİLİRİZ"
Başbakan Yardımcısı Ekren, küresel krize ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Bu süreç, küresel ve ulusal gelişmeler, konjonktürün de etkisiyle ülkelerin ve ülkemizin risk primini de etkilemeye başlamıştır ve etkilemektedir. Planladığımız ve hedeflediğimiz seviyelere gelme sürecinin de önemli zorluklar içerdiğini biliyoruz. Buna rağmen iyi bir kurgu yapıldığında, sahip olduğumuz imkan ve kaynaklar mevcut gelişmeler ışığında yeniden düzenlendiğinde bu zorluklardan sonuçta fırsatlar üretme şansımız da olacaktır. Zaten bu toplantının da beklediğimiz bir diğer amacı da bu konudaki karşılıklı görüş alışverişinde bulunmaktır. Geçmiş dönemde büyük maliyetler ödeyerek oluşturduğumuz bu sürecin, yapısal reformun, mali istikrarın, finansal istikrarın, ekonomik istikrarın korunması ve bu sürecin daha da güçlendirilmesi bu açıdan da özel bir önem taşımaktadır."
"BİRLİKTE DÜŞÜNCE GELİŞTİRMELİ, BİRLİKTE ÖNERİLER GETİRMELİYİZ"
Ekren, yeni dönemde reel sektörle birlikte üretim fonksiyonunu değiştirme zorunluluğun önümüzdeki dönemin en zor ve karmaşık alanlarından birini oluşturduğunu kaydetti. Bu süreçte güven ve istikrarın önemine de vurgu yapan Ekren, "Bu dönemde hem aktörler arasında hem ekonomi yönetimiyle piyasalar arasında karşılıklı olarak güvenin ne kadar önemli olduğunu, sorunları çözmede ne kadar sihirli ve kilit bir kavram olduğunu ortaya koymalıyız. Birlikte düşünce geliştirmeli, birlikte öneriler getirmeliyiz.
Ortak paydamız Türkiye'nin bireysel, kurumsal refahını sağlamak ve bunu arttırarak sürdürmektir" mesajını verdi.
Bütün piyasaları çok yakından etkileyen bir başka sürecin de kuralların ve dengelerin hızla değişmesi olduğunu anlatan Ekren, "Bu hem finansal sektör için geçerli hem de reel sektörümüz için aynı tür sinyalleri vermektedir. Kurallar ve dengeler değişiyorsa bu iki dinamiğin hem küresel ve hem ulusal, finansal ve reel sektörde yeni mimari arayışlarını gündeme getirmesi kaçınılmazdır" dedi.
RİSK UYARISI
Türkiye ekonomisinin özel sektör ve ekonomi yönetiminin geçmiş tecrübeleri ve bilgi birikiminin ortaklaşa değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığına işaret eden Ekren, "Bu süreçte sadece kamunun değil finans ve reel sektörün karşılıklı ilişki içinde olduğunu dikkate alarak operasyonel risk konusunda çok dikkatli olmamız gereken bir süreçte olduğumuzu da paylaşmak istiyorum" dedi.
Kamu sektörünün mali disiplin sayesinde eskiye oranla sağlam bir yapıda olduğunu, finans sektörünün de güçlü döviz rezerviyle birlikte eskiye göre sağlam ve korunaklı bir yapıya kavuştuğunu ifade eden Ekren, reel sektörün de son 6 yıldır Türkiye ekonomisinin büyümesinde büyük rol oynadığını söyledi. Ekren, "Reel sektörümüze farklı departmanların olduğunu dikkate alarak geleneksel sektörleri, rekabet avantajına sahip sektörleri ve KOBİ'leri farklı farklı düşünerek yeniden kurgulamak zorundayız" diye konuştu.
Dış ekonomik sektörün de ihracat performansıyla küresel türbülansa karşı bir avantaj olduğunu dile getiren Ekren, cari açığın da petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte kontrol edilebilir seviyeye gelebileceğini bildirdi. Cari açığın ülkelere göre farklılıklar gösterdifı Ekren, küresel krize ilişğini belirten Ekren, ABD, İspanya ve Yunanistan'a kıyasla Türkiye'nin makul bir cari açık konumunda olduğunu kaydetti.
"ÖZEL SEKTÖRLE DİYALOG YOĞUNLAŞACAK"
Bu süreçte yeni bir inisiyatifin gerekliliğine vurgu yapan Ekren, bu çerçevede Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun yapısını güçlendirici adımlar atacaklarını ifade etti. Özel sektörle yoğun bir diyalog içinde olacaklarının altını çizen Ekren, aynı şekilde ekonomi yönetiminin değişik kurumlarında ve üst kurullarda da benzer bir diyalog sürecinin hızlandırılacağını açıkladı. Ekren, Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda özel sektörün önerilerine önümüzdeki hafta açıklanacak 2009 Mali Programı'nda yer vermeyi taahhüt ettiğini belirterek, "Nasıl özel sektörle birlikte Orta Vadeli Program'ın önceliklerini belirlediysek önümüzdeki hafta yayınlanacak olan 2009 Programı'nda da öncelikleri de bu toplantılarda ortaya çıkacak ortak payda olarak gündeme gelecek tedbirleri de o programa yerleştireceğimizi taahhüt ediyorum" dedi.
Ekren, yeni dönemde sektörel performansı arttırmak için sabit reçete yerine sektörlere göre farklı reçeteler uygulanacağının da mesajını verdi. Ekren, "Sektörel performansın arttırılması konusunda standart bir reçeteden daha çok iyi kurgulanmış, selektif, hedefe odaklı bir tedbir özel önceliğimiz olacak" şeklinde konuştu.
Ekren, ekonomik savunma ve ekonomik güvenlik konseptini özel sektörle birlikte hazırlamayı planladıklarını da sözlerine ekledi.