2006 yılının son haftasına girmiş bulunuyoruz. Siyasi gerginliğin, dünya piyasalarındaki risklerin daha da arttığı,seçim yılı faktöründen dolayı kamu bütçesinde hedeflerin çok zor olacağı bir döneme giriyoruz.
"Cari açık fonlandığı sürece sorun değildir" görüşünde olanların krizleri çok çabuk unuttuğu bir ülkede yaşıyoruz.
"Kriz" beklenmeyen anda geldiği ve sizi zor anda yakaladığı için krizdir. Sizin beklediğiniz anda gelen ataklara karşı ne yapacağınızı biliyorsanız, bir planınız varsa, bu sadece kısa süreli bir dalga yaratır.
Piyasa oyuncularını bir gemide düşünün. Gemi azgın dalgalarla nasıl mücadele etmesi gerektiğini biliyor, azgın dalgalara karşı güçlendirilmiş, tüm hazırlıklar yapılarak yola çıkılmış olsun. Dalgaya karşı tüm mürettebat ne yapmasını bilir. Gemiye güven tamdır. Kötü anlarda dahi ne yapılacağı önceden belirlenmiştir ve gerçek bir "B planı" vardır. Dalga gelir ve geçer, gemi yoluna devam eder.
Bir de tam tersini düşünelim. Gemide mürettebat arasında acemiler çoğunlukta ise, fırtınaya girildiğinde kimin ne yapacağı belli değilse ve geminin bir iki yeri su kaçırıyorsa, dümeni hasarlıysa, yakıt azsa ve gemi kaptanı hastaysa sizi fırtınada kötü bir akıbet bekliyordur.
Gemi mürettebatı deneyimli ve bilgili olmasına karşın geminin sorunları varsa ve bu sorunlar bilinmesine karşın önemsenmiyorsa belki en tehlikeli durum budur. Beklenmedik dalgalar, aşırı güven içinde olmanıza karşın geminizi zorlar.
1994 ve 2001 krizlerinde ne mürettabat iyiydi ne de gemi iyiydi. Fırtına oldukça kuvvetliydi ve gemi oldukça su aldı.Hasarlı yerler onarıldı. Yeni bir ekip iş başına geldi. Ama geminin hasarlı yerleri sadece onarıldı. Aynı problemler devam ediyor.
1- Cari açık yüksek. 2006 yılında özelleştirme gelirlerine dayalı olarak gelen 19 milyar USD'lik sabir sermaye yatırımının 2007 yılında devam etme olasılığı çok düşük. Sabit sermayenin gelmediği bir ortamda portföy yatırımları hız kesebilir.
2- 2007 yılında % 5'lerden % 3-4 aralığına gerilemesi beklenen büyüme, vergi gelirlerinde azalma yaratabilir.
Hükümet harcamalarının 2007 yılında azalma ihtimali bulunmadığından gemide eski yama su almaya başlayacak gibi görünüyor.
Faiz dışı harcamalarda milli gelirin % 6.5 tasarruf rakamının yakalanması 2007 yılında çok çok zor görünüyor. Azalan KIT gelirleri kamu gelirlerini azaltacaktır. 2006 yılında vergi olarak yazılan bir defalık gelirler ( Telsim satışı, SSK prim tahsilatları) 2007 yılında gelir olarak görülmeyecek.
3- Sosyal güvenlik açıkları daha hızlı şekilde büyüyor.
4- Kamu harcamaları hız kesmedi.
5- Reel faiz yeniden % 10'ların üzerine yükseldi.
6- Dünya genelinde faizler yükselmeye devam ediyor. Yılın ilk altı ayında risk unsurları yeniden ön plana çıkmaya başlayabilir.
7- Dış borç 140 milyar USD'den 192 milyar USD'ye yükselmiş durumda. Dışa bağımlılık katlanarak artıyor.
Gemide her şey kötü değil. Siyasi istikrarın sağlanması, AB ile ilişkilerin kopartılmaması, ekonomik büyümenin ithalat ve borç kaynaklı da olsa devam ettirilmesi kısmen olumlu görülebilir.
Sonuç isteyenler olabilir. Sonuç, finans piyasalarında kısa vadeli gelir peşinde koşmayın. Kısa vadede kazandığınız paralar sizi cezbetmesin.
Uzun vadeli resim yine bulanık görünüyor. Klasik ilkbahar dalgasına yakalanmayın. Geminin yamalarından bazıları bozulmuş görünüyor.
Hisse senedi piyasasında satın alınabilecek "olumlu" beklenti çok az. Sadece yurtdışı borsalar hareketlenir mi diye düşünüyoruz.
Endeksin kısa vadeli destekleri 38,200 - 37,000'de. Dirençler ise 39,100, 39,800'de bulunuyor. Yükselişler orta vadede hala satış fırsatı yaratmaya devam ediyor.
26/12/2006 10:00