Yapay zeka teknolojileri devletlerin özellikle sanayi, enerji ve sağlıkta sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması yolunda destek sağlıyor. Avrupa ülkelerinde 5 yıllık periyotta sanayide yapay zeka kullanımı yüzde 40 artarken Çin’de yüzde 267 artış gösterdi.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2016 yılında, eğitim, sağlık, sanayi ve iklim gibi 17 başlıkta, 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi hedeflenen bir dizi program yürürlüğe kondu. Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilebilmesinde ise destekleyici teknolojiler büyük önem taşıyor. Yapay zeka teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla sürdürülebilir kalkınmanın birçok konuda desteklenebileceğini ifade eden Door Teknoloji Kurucu Ortağı ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yapay Zeka kitabının yazarı Ozan Demir, “Kalkınma ve teknoloji tarih boyunca birbirini besleyen unsurlar olarak karşımıza çıktı. Günümüzde yapay zeka ve kalkınma birbirini geliştiren kavramlar olduğundan sürdürülebilir planlardan ayrı düşünülemez. Eğitim, sağlık, tarım, teknoloji, insan kaynakları, pazarlama ve sanayi gibi kalkınma programlarının kapsamına giren her alan yapay zeka teknolojileri ile daha da gelişmekte ve iş süreçlerini kolaylaştırmakta” dedi.
“Birçok sektör kalkınma planlarıyla yapay zekaya adapte olacak”
2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı’nın diğer kalkınma planlarına nazaran yapay zeka teknolojilerinden bahsedilen ilk plan olma özelliği taşıdığını belirten Ozan Demir, “2024 itibari ile açıklanacak kalkınma planlarının başarısı 11. Kalkınma Planı’nın yapay zeka ve robot teknolojilerinde yakaladığı başarıya bağlı olacaktır” dedi. Ozan Demir ayrıca “Ekonomik ve toplumsal potansiyelin planlaması, geliştirilmesi ve dağıtılması endüstri 4.0 ve dijital toplum 5.0 değişimlerine uygun olarak hayata geçirilmesi ile bağlantılıdır. Bu bağlantı yakalandığında 11. Kalkınma Planı’nda yer alan milli teknoloji hamlesi ve nitelikli insan hedefleri, dijital çağa uygun olarak amacına ulaşacaktır. Üretim, dağıtım, lojistik, gıda, giyim, sağlık, eğitim başta olmak üzere tüm sektörler kalkınma planları sayesinde yapay zeka teknolojilerine daha çabuk adapte olacak ve katma değerlerini arttıracaktır” ifadelerini kullandı.
"Sanayide yapay zeka kullanımı ekonomik büyümeyi tetikleyecek"
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında sanayi sektörünün, istihdam ve üretim ayaklarıyla büyük bir önem taşıdığını, 2030 yılında fabrikalarda yapay zeka destekli makinelerin yaygınlaşmasıyla insan gücüne duyulan ihtiyacın büyük ölçüde azalmasının beklendiğini belirten Ozan Demir, yapay zeka teknolojilerinin gelişmiş ülkelerin sanayilerinde yaygın olarak kullanıldığını vurguladı. Demir, “ABD’de 2011-2016 yılları arasında yapay zeka teknolojilerinin kullanımı otomotiv ve tekstil gibi endüstriyel sektörlerde ortalama yüzde 40 artış gösterdi. Aynı dönemde Çin’de ise yüzde 267 artış yaşandı. Yapay zeka destekli üretim araçları ve robotların kullanımının ülkemizde de yaygınlaşması verimliliği ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi artıracaktır” dedi.
"Yapay zeka enerji üretiminde maliyetleri düşürüyor"
Verilen bilgilere göre Türkiye’de 2018 yılında elektrik üretiminin yüzde 37,3’ü kömürden, yüzde 29,8’i doğal gazdan, yüzde 19,8’i hidrolik enerjiden, yüzde 6,6’sı rüzgârdan, yüzde 2,6’sı güneşten, yüzde 2,5’i jeotermal enerjiden, ve yüzde 1,4’ü diğer kaynaklardan elde edildi. Sürdürülebilirliğin sağlanması için hızla yenilenebilir enerjiye geçilmesi gerektiğini belirten Ozan Demir, “Dünyamızın geleceği için güneş, rüzgar ve termal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına hızla yönelmemiz gerekiyor. Yapay zeka ile yenilenebilir enerji üretimindeki maliyetler de düşürülebiliyor. Örneğin Avrupa’daki yapay zeka destekli rüzgar türbinleri verimliliğini ve güç üretimini yaklaşık yüzde 5 artırırken, bakım maliyetlerini yüzde 20 düşürüyor” ifadelerini kullandı.
"Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırıyor"
Yapay zeka teknolojilerinin sağlık alanında kullanımıyla hastaların hizmetlere erişiminin artacağını ve sağlık harcamalarının azalacağını söyleyen Ozan Demir, “Avrupada yapılan bir araştırmaya göre yalnızca çocukluk çağı obezitesi, demans ve meme kanserinin teşhis ve tedavisinde yapay zeka kullanımının artırılmasıyla 10 yılda 172 milyon euro tasarruf sağlanacak. Ülkemizde 0-5 yaş arası 660 bin çoçuk obezite sorunu yaşarken, her yıl 17 bin kadına meme kanseri teşhisi konuluyor. Bu noktada yapay zekanın katkısı yadsınamaz seviyede. Kalkınma planlarında yapay zekayla daha yüksek başarılar yakalayabilir” şeklinde konuştu.