Deprem gibi doğal afetler sadece can güvenliğini değil, şirketleri de tehdit ediyor. GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık; veri yedekleme, veri güvenliği ve iş sürekliliği gibi alanlara yapılan yatırımlarda Türkiye’nin dünyanın gerisinde olduğunu söyledi.
İstanbul’da yaşanan deprem şirketlerin verilerini koruma konusunda da kendilerini sorgulamalarına neden oldu. Olası bir doğal afet ve elektrik kesintisinde firmaların kayıplarının yüz binlerce lira olabildiğine dikkat çeken hibrit bulut şirketi GlassHouse, doğal afetlerden sonra veri kurtarımının şirketler için önemine dikkat çekti. Son İstanbul depreminden sonra pek çok şirketten bilgi aldıklarını belirten GlassHouse Genel Müdürü Alp Bağrıaçık, şirketlerin doğal ve sanal afetlere karşı bir felaket planı olmadığını açık bir şekilde gördüklerini belirtti.
"Dünyada firmalar cirolarının yüzde 1 ila 3’ünü IT yatırımlarına ayırıyor"
İstanbul’da yaşanan şiddetli depremin yaşamımızın her alanında daha bilinçli ve hazırlıklı olmamız için bir sinyal verdiğini söyleyen Alp Bağrıaçık şunları söyledi. "Veri yedekleme, veri güvenliği, iş sürekliliği gibi alanlara yapılan yatırımda Türkiye olarak daha çok yol almamız gerekiyor. Yabancı ülkelerdeki IT yatırımlarına bakıldığında, çoğu şirket cirolarının yüzde 1 ila 3 oranını bilişim departmanlarına yatırım yapmaya ayırıyor. Türkiye’de ise bu oranın çok daha düşük olduğunu görüyoruz. Bu açıdan bakıldığında verilerin öneminin farkına varma konusunda dünyanın gerisinde bulunuyoruz." diye konuştu.
"Şirketlerin dört ana dönüşümü başarmaları lazım"
Veri yedekleme ve iş sürekliliği tecrübesi, SAP servis bilgisi ve bulut operasyon modeli gibi yetkinlikleri tek bir çatı altında birleştiren tek Türk şirketi olarak, Türkiye’deki kurum ve işletmelerin rekabette fark oluşturmalarına katkı sağladıklarını söyleyen Bağrıaçık, "Dijital dönüşümden geçen şirketlerin 4 ana dönüşümü başarmaları lazım. Bir tanesi dijital ekonomiye uygun insan kaynağı dönüşümünü sağlamaları, ikincisi siber güvenlik dönüşümünü sağlamaları, üçüncüsü şirketlerin uygulamalarını dijital kanallara uyarlamaları ve dördüncüsü de bilişim alt yapıları dönüşümünü sağlamaları. Yaptığımız yatırımlarla dijital dönüşüm yapmak isteyen şirketlerin hazır bulut alt yapılarına geçebilmelerine izin verecek bir yatırımı Türkiye’de yaptık." ifadelerini kullandı.
"96 saate kadar çalışabilen bulut ortamı kurduk"
Tüm siber saldırı ve doğal afetleri göz önünde bulundurarak yatırımlarına devam ettiğini söyleyen Bağrıaçık sözlerine şöyle sürdürdü: "Bizim Türkiye’de kurduğumuz bulutumuz Tier 4-ready olarak adlandırılıyor. Tier 4-ready veri merkezi en büyük depremlere bile yapısal olarak dayanabilecek bir şekilde yapılmış durumda. İkinci konu ise veri merkezi ve bulut ortamı dediğimizde her elektronik alet elektrikle çalışıyor. Bizim bulutumuzu kurduğumuz merkez, elektriğini iki ayrı elektrik üretim merkezinden alıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin batısında büyük bir deprem olsa bile, doğusundaki elektrik üretim merkezleri devam ettiği sürece bizim bulutumuz ayakta kalacaktır. Aynı şekilde doğuda olan elektrik üretimini bile durdurabilecek bir depremde batıdan biz elektriğimizi alarak devam edebileceğiz. Türkiye’deki tüm elektrik altyapısı bir deprem sonucunda çalışmaz hale gelse bile, kurduğumuz bulut ortamı 96 saate kadar dışarıdan hiç elektrik almadan çalışabilecek, devam edebilecek kapasitededir" dedi.