FİNANS

Yabancı, Türkiye'den ufak ufak çıkıyor

Merkez Bankası, krizle başlayan, yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi ve DİBS satışlarının Ocak-Şubat döneminde de devam ettiğini bildirdi. Buna göre yılın ilk altı haftasında yabancıların 0.1 milyar dolar hisse senedi, 0.8 milyar doları DİBS sattıkları belirlendi.

Merkez Bankası, 2008 Dördüncü Dönem Ödemeler Dengesi Raporu’nu açıkladı. Küresel durgunluğun iç ve dış talebe yansımalarının 2008 yılının Eylül ayından itibaren belirginleştiği, yılın son çeyreğinde cari işlemler açığının geçen yılın aynı dönemine göre hızlı bir gerileme gösterdiği belirtilen raporda, “Ağustos ayında yıllık bazda 48.9 milyar dolara ulaşan cari işlemler açığı yıl sonunda 41.4 milyar dolara düşmüştür” denildi.

2008 yılının son çeyreğinde küresel krizin derinleşmesiyle finansal piyasalarda tedirginliğin arttığı ve uluslararası kredi piyasalarının daraldığına işaret edilen raporda, şu değerlendirmede bulunuldu: “Buna bağlı olarak, Türkiye’de de sermaye akımları yavaşlamış ve Ekim-Aralık döneminde net çıkışlar gözlenmiştir. Yılın tamamında ise, finansman yapısında doğrudan yatırımlar ve özel sektörün kullandığı uzun vadeli krediler belirleyici olmuştur. 2007 yılında tarihi yüksek seviyelere ulaşan doğrudan yatırım girişleri, 2008 yılında yavaşlayarak net 15.1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Finansman imkanlarının azaldığı 2008 yılında aylık ortalama 1 milyar doların üzerinde doğrudan yatırım gerçekleşmesi, kayda değer bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.”

ÖZEL SEKTÖRÜN KREDİYE ERİŞİMİNDE ZORLUK SÜRECEK Özel sektör kaynaklı uzun vadeli kredi kullanımındaki artışın 2008 yılının ilk yarısında devam ettiği, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren yavaşlayarak, son çeyrekte uluslararası kredi piyasalarındaki daralmayla birlikte net geri ödemeye döndüğü kaydedilen raporda, “Önümüzdeki dönemde, küresel sermaye akımlarındaki yavaşlamanın özel sektörün krediye erişimini olumsuz etkilemeye devam edebileceği düşünülmektedir” denildi.

Merkez Bankası net rezervinin 2007 yılı sonunda 76.4 milyar dolardan, 2008 yılı sonunda 74.2 milyar dolara gerilediği, bankaların muhabir mevcudu ve efektif kasasının ise aynı dönemde 31.8 milyar dolardan 40.4 milyar dolara yükseldiği belirtildi.

DIŞ FİNANSMAN İHTİYACI 36.5 MİLYAR DOLAR
2008 yılında, özel sektörün uzun vadeli borçlanmasına paralel olarak faiz ödemelerinin, son yıllarda yüksek seyreden doğrudan yatırım girişlerine bağlı olarak ise yurt dışına kar transferlerinin artış gösterdiği kaydedilen raporda, “Portföy yatırım gelirinin aynı dönemde artması söz konusu giderleri telafi edememiş ve böylece, gelir hesabı açığı 2007 yılına göre genişlemiştir” denildi. 2008 yılının son çeyreğinde küresel krizin derinleşmesiyle finansal piyasalarda tedirginliğin arttığına işaret edilen raporda, uluslararası kredi piyasalarının daraldığı vurgulandı.

Buna bağlı olarak, Türkiye’de de sermaye akımlarının yavaşladığı ve Ekim-Aralık döneminde net çıkışların gözlendiği bildirilen raporda, “Yılın tamamında ise, cari işlemler ile net hata ve noksan kalemlerinin toplamından oluşan dış finansman ihtiyacı 36.5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Rezerv değişimleri ve IMF kredileri hariç tutulduğunda, bu dönemdeki net sermaye girişi 42.8 milyar dolar olmuştur.

Finansman yapısında doğrudan yatırımlar ve özel sektörün kullandığı uzun vadeli krediler belirleyici olmuştur. Bu gelişmelere bağlı olarak, resmi rezervler 1.1 milyar dolar azalırken, bankaların muhabir mevcutları ise 9.1 milyar dolar artmıştır” denildi.

Mayıs-Ağustos döneminde sermaye girişlerinin cari açığın üstünde gerçekleşmesinin toplam varlık artışına yol açtığı, buna karşın Ekim ayından itibaren cari açığın yıllık bazda gerilemesine karşın sermaye çıkışlarının gözlenmesine bağlı olarak döviz varlıklarındaki artışın sınırlı düzeyde gerçekleştiği anlatıldı.

AYLIK 1 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
2008 yılında 17.7 milyar doları yurt içine, 2.6 milyar doları yurt dışına olmak üzere net 15.1 milyar dolar doğrudan yatırım gerçekleştiği belirtilen raporda, “Finansman imkanlarının azaldığı 2008 yılında aylık ortalama 1 milyar doların üzerinde doğrudan yatırım gerçekleşmesi kayda değer bir gelişme olarak değerlendirilmektedir” denildi.

2007 yılının ardından 2008 yılında da doğrudan yatırımlarda en büyük payın bankacılık sektörünün etkisiyle hizmetler sektörünün olduğu ifade edilen raporda, şu değerlendirmede bulunuldu:

YABANCILAR 2.9 MİLYAR DOLARLIK GAYRİMENKUL ALDI “Hizmetler sektörü 2008 yılında gayrimenkul ve diğer sermaye dahil toplam doğrudan yatırımların yüzde 56.6’sını oluşturmuştur. Diğer taraftan, başta ana metal, gıda-tütün, elektrikli üretimi ve dağıtımı sektörlerine yapılan doğrudan yatırımlar sayesinde, imalat sanayiine yapılan yatırımlar doğrudan yatırımların yüzde 22.3’ünü oluşturmuştur. Son yıllarda, yabancıların yurt içinde gayrimenkul alımları da doğrudan yatırımlarda önemli yer tutmaktadır. 2006 ve 2007 yılında olduğu gibi 2008 yılında da gayrimenkul alımları kanalıyla 2.9 milyar dolar tutarında doğrudan sermaye girişi gerçekleşmiştir.”

REFORM UYARISI Son dönemlerde küresel gelişmelerin yarattığı belirsizliğin, doğrudan yatırım girişlerinin sürdürülebilirliği kaygılarını artırdığı vurgulanan raporda, “Sıfırdan yatırımların toplam doğrudan yatırımlar içindeki payının halen çok düşük düzeyde olması, söz konusu kaygıları artırmaktadır. AB’ye tam üyelik sürecinin gerektirdiği yapısal reformların gerçekleştirilmesi, istihdam yaratacak olan doğrudan yatırımların devamlılığı açısından önem taşımaktadır” denildi.

Küresel kriz etkisiyle Türkiye’den portföy kaynaklı sermayede çıkış gözlendiğine değinilen raporda, şu bilgilere yer verildi:

YABANCI ÇIKIŞI SÜRÜYOR “Ekim ayında küresel finansal krizin derinleşmesiyle yurt dışı yerleşikler DİBS ve hisse senedi satışlarını artırmışlar ve yılın son çeyreğinde genel olarak satış eğilimi göstermişlerdir. Böylece, yurt dışı yerleşikler yılın tamamında 4.8 milyar dolar DİBS satışı gerçekleştirmiştir. Öte yandan, Ocak-Temmuz döneminde yabancıların 3.4 milyar dolar hisse senedi alımı Ağustos ayından itibaren gözlenen satışlarını telafi etmiş ve yılın tamamında yurt dışı yerleşikler net 0.7 milyar dolar hisse senedi almışlardır. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi ve DİBS satışları 2009 yılı Ocak-Şubat döneminde de devam etmiştir. Yılın ilk altı haftasında yabancıların 0.1 milyar dolar hisse senedi, 0.8 milyar doları DİBS sattıkları gözlenmiştir.”

ÖZEL SEKTÖRÜN UZUN VADELİ KREDİLERİNDE CİDDİ GERİLEME
Özel sektör kaynaklı uzun vadeli kredi kullanımındaki artışın 2008 yılının ilk yarısında da devam ettiği, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren yavaşlayarak, son çeyrekte uluslararası kredi piyasalarındaki daralmayla birlikte net geri ödemeye döndüğü anlatılan raporda, şöyle denildi:
“2008 yılının tamamında ise uzun vadeli sermaye akımları portföy ve doğrudan yatırım dışındaki sermaye girişlerinin yüzde 64.1’ini oluşturmuştur. Diğer taraftan, yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde artan kısa vadeli sermayede son çeyrekte çıkış gözlenmiştir. Yılın son çeyreğinde uluslararası kredi piyasalarındaki daralma, Ocak-Eylül döneminde aylık ortalama 2.5 milyar dolar olan özel sektörün uzun vadeli kredi kullanımını olumsuz etkilemiştir. Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 30 milyar dolara ulaşan özel sektörün uzun vadeli kredi kullanımı, Aralık ayı itibarıyla net 22.4 milyar dolara gerilemiştir. Öte yandan, özel sektör yılın tamamında net 1 milyar dolar kısa vadeli dış kredi kullanmıştır. Bankaların ise bu dönemde uzun vadeli kredi kullanımları azalarak net 0.6 milyar doları olurken, kısa vadeli borçlanmaları hızlanarak net 2.4 milyar dolar düzeyine çıkmıştır”

ÖZEL SEKTÖRÜN DIŞ BORCUNDAKİ HIZLI ARTIŞ DİKKAT ÇEKİYOR
Uzun vadeli borçların daha ziyade büyük ve ihracatçı firmalar tarafından alınmasına karşın, özel sektör dış borç stokundaki hızlı artışın dikkat çektiği vurgulanan raporda, şu değerlenlendirmede bulunuldu: “2006 yılı sonunda 59.9 milyar dolar olan bankacılık dışı özel sektörün uzun vadeli dış borç stoku, 2008 yılı sonunda 109.6 milyar dolara yükselmiştir. Diğer taraftan, TCMB Sektör Bilançoları ve TCMB Risk Merkezi verileri, şirket ölçeği ve ihracat oranı ile yabancı para cinsinden borçlanma eğilimi arasında güçlü pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra, Türkiye'de 2007 yılı sonu itibarıyla özel sektörün borç stokunun yaklaşık yüzde 70'inin 250 şirkete ait olmasının ve bu şirketlerin genellikle büyük ölçekli ve/veya ihracatçı olmalarının söz konusu borçla ilgili risk algılamalarını sınırlandırdığı düşünülmektedir.”

BORÇ ÇEVİRME ORANI YÜKSEK
2008 yılında finansman imkanlarının azalmasına rağmen, özel sektör dış borç çevirme oranının halen yüksek seviyesini koruduğu belirtilen raporda, “Yılın son çeyreğinde uzun vadeli kredi borç çevirme oranı gerilerken, kısa vadeli borç çevirme oranında artış gözlenmiştir. Buna bağlı olarak, 2007 yılında yüzde 133.4 olan özel sektör dış borç çevirme oranı, 2008 yılında yüzde 125.5 olmuştur. Söz konusu oran ticari kredilerde yüzde 102.2, diğer kredilerde yüzde 175 olarak gerçekleşmiştir” denildi. (ANKA)

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler