Ekonomik dalgalanmalar, piyasadaki daralmalar ve nakit akışı sorunları derken, pek çok şirket zorlu bir mali çıkmazın içinde bulabiliyor kendini. Ancak bu gibi durumlarda artık “iflas” kelimesi, bir son değil; aksine yeni bir başlangıcın adı olabiliyor. İşte bu noktada konkordato devreye giriyor. Avukat Ayten Hiçyılmaz, konkordato süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Hiçyılmaz, konkordato sürecinin iflastan önceki son durakmış gibi göründüğünü ifade ederek şu sözleri kullandı:
"Bu oldukça dar bir bakış açısı. Konkordato, evet, alacaklılardan belirli bir süreliğine koruma sağlar; ancak esas amacı şirketin faaliyetlerini sürdürebilmesini, borçlarını yapılandırarak yeniden ekonomik hayata katılmasını sağlamaktır. Ben konkordatoyu bir koruma kalkanı değil, stratejik bir yeniden yapılanma planı olarak görüyorum. Doğru yönetildiğinde şirketlerin sadece hayatta kalmasını değil, güçlenerek çıkmasını sağlar"
Konkordato sürecinin olumlu yürütülmesi ile bazı avantajların sağlanacağını aktaran Hiçyılmaz, şunları aktardı:
"Birincisi, şirket zamana kavuşur. Ani baskılarla iflasa sürüklenmek yerine, alacaklılarıyla uzlaşarak sürdürülebilir bir ödeme planı oluşturabilir. İkincisi, bu süreçte şirket içi yeniden yapılanma şansı doğar. Gereksiz giderler azaltılır, organizasyonel verimlilik artırılır. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi, piyasaya verilen “kontrollü dönüş” mesajıdır. Bu, güven tazelemenin ilk adımıdır. Ben bugüne kadar yönettiğim birçok konkordato sürecinde, şirketlerin çoğunun birkaç yıl içinde finansal anlamda güçlenerek faaliyetlerine devam ettiğini gözlemledim"
Başarının temel faktörlerini de aktaran Hiçyılmaz, üç temel faktörü şu sözlerle açıkladı:
"Sürecin başarısı üç temel faktöre bağlı: 1) Şeffaflık, 2) Doğru analiz ve planlama, 3) Deneyimli bir hukuk ve finansal danışmanlık kadrosuyla ilerleme. Konkordato başvurusu yapmak bir şeydir; ama süreci doğru yönetecek stratejik akla sahip olmak bambaşka bir şeydir. Biz ekibimizle birlikte yalnızca hukuki metinler hazırlamıyoruz, şirketin bütün yapısını analiz ediyor, borç-alacak yapısını inceliyor, nakit akış senaryolarını oluşturuyoruz. Kısacası, konkordato sürecini bir tür yeniden yapılanma danışmanlığı gibi yürütüyoruz"
Konkordato sürecini başarı ile tamamlayan şirketlerin de olduğunu kaydeden Hiçyılmaz, şu örneği verdi:
"Elbette. 2022 yılında bir sanayi kuruluşu bizimle temasa geçtiğinde, piyasalara olan borcu yaklaşık 200 milyon TL idi. Satışları düşmüş, tedarikçileriyle ilişkisi bozulmuş, çalışanları moral kaybı yaşamıştı. Ancak şirketin altyapısı güçlüydü. Biz hem konkordato talebini hazırladık hem de eş zamanlı olarak operasyonel bir yeniden yapılanma programı uyguladık. Üç yıl içinde borçlarının yüzde 70’inden fazlasını ödediler ve bugün hem yurt içinde hem yurt dışında büyüyen bir yapıdalar. Bu sadece hukukun değil, doğru stratejinin de başarısıdır"
Konkordato ilan etmeyi düşünen şirketler için de değerlendirmede bulunan Hiçyılmaz, sözlerini şunları deyip noktaladı:
"En büyük hata, süreci son ana bırakmak. Konkordato bir “çöküş” değil, erken fark edilen bir problemin stratejik çözümüdür. Şirket sahipleri mali göstergelerde bozulma gördüklerinde geç kalmadan profesyonel destek almalı. Ve şunu da unutmamak gerekir: İyi hazırlanmış bir konkordato planı, sadece borçlu için değil, alacaklı için de bir kazançtır. Çünkü tahsil kabiliyeti artar, ticaret yeniden canlanır"
Okuyucu Yorumları 0 yorum