Deriyi tabaklamada kullanılan ve valeks adı verilen palamut özü, 1914 yılında İngiliz yatırımcıların İzmir'de açtığı fabrikayla endüstriyel ürün haline geldi. O dönemden itibaren ihracatına başlanan palamut, meşe ağacının anavatanı olan Anadolu'da çok sayıda orman köylüsü ve tüccarın geçim kaynağı oldu.
Meşe palamudunda dış talep yoğun, üretim yetersiz
Özü, deriye sağlamlık ve su geçirmeme özelliği kazandıran ancak kimyasal ürünlere yönelimin artmasıyla neredeyse unutulan meşe palamudu, doğal ürünlere dönüşle birlikte yeniden kazanç kapısı oldu.Türkiye'nin palamut özü üreten tek tesisi, geçen yıl 2 milyon dolarlık meşe palamudu ihracatı yaptı
İç ve dış talebin artmasıyla bu fabrikaya ham madde sağlayan Manisa'nın Salihli ilçesindeki tüccarlar bir araya gelerek 1955 yılında bir palamut işleme tesisi kurdu. Sümerbank tarafından 1961'de tüccarlardan satın alınan tesis, büyütülerek Sümerbank Salihli Palamut ve Valeks Fabrikası olarak hizmete devam etti.
Yıllık 27 bin ton meşe palamudunun işlendiği bu tesis, sonraki yıllarda kimya sanayisinin gelişmesi ve sentetik ürünlerin endüstriye hakim olmasıyla üretimini azalttı. Bir süre sonra durma noktasına gelen fabrika, köylüden palamut alımını sona erdirdi.
1998 yılında özelleştirilen Sümerbank Palamut ve Valeks Fabrikası'nı satın alarak işin başına geçen Cahit Doğan Yağcı, deride doğal üretim tekniğiyle çalışan İtalyan firmalarıyla temasa geçerek yeniden ihracata başladı.
2000'li yıllarla birlikte palamut özüne talep yeniden arttı. Ham madde yetersizliği nedeniyle ihracat taleplerinin tümüne yanıt veremeyen tesis, geçen yıl 8 bin tonluk kapasitenin ancak yüzde 20'sini kullanarak Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Çin, Meksika, Brezilya ve Arjantin'e 2 milyon dolarlık palamut özü ihraç etmeyi başardı.