Toprağa ve hayvancılığa dayalı henüz keşfedilmemiş özgün girişim fırsatları var. Öyle büyük sermayeler de gerektirmiyor. İlk uygulayan siz olun, siz kazanın...
Toprağa ve hayvancılığa dayalı henüz keşfedilmemiş özgün girişim fırsatları var. Öyle büyük sermayeler de gerektirmiyor. İlk uygulayan siz olun, siz kazanın...
Bu hafta ülkemiz gerçeklerine uygun tarımsal girişim fırsatlarından bahsedeceğiz. Önerilerimizin çoğu henüz denenmemiş orijinal işler. Amacımız meraklı girişimcilerimize bir kapı aralamak, yaratıcı düşüncelerini harekete geçirmektir.
Para dergisinden Nur Demirok'un haberine göre; eğer uygun bir araziniz varsa ve kent yaşamının sıkıcı havasından bunaldıysanız önce hobi niyetine başlayacağınız bu işler hem sizi daha dingin hale getirecek, hem de yakın bir gelecekte girişiminizi daha özgür bir çizgiye oturtacaktır. Genellikle yüksek sermayeye ihtiyaç göstermeyen bu girişim önerilerini kendi çabalarınızla araştırdığınızda size daha geniş ufuklar açılacağından emin olabilirsiniz.
Bu projelerle ilgili hem elektronik ortamda hem de akademik arşivlerde çok sayıda bilgi var. Bu konuda yazılmış birçok yabancı kitabı internet üzerinden indirebilir, akademik makaleleri okuyarak yaratıcılığınızı daha da geliştirebilirsiniz. Öncelikli önerimiz, yapacağınız işle ilgili pazar imkânlarını araştırmak, gelecekteki talep tahminlerini doğru yapmaktır. Bu aşamada mantıklı miktarda hata yapmaktan çekinmemelisiniz.
İşte tarım ve yetiştiricilik için 12 ilginç girişim projesi:
Kırmızı et pazarı için Boer keçisi yetiştirmenin tam zamanı
Bilindiği üzere yurdumuz kıl keçisi yetiştiren bir ülke. Et ve süt verimi çok düşük olan kıl keçileri entansif yetiştiriciliğe uygun bir tür değil. Yeterli arazisi olan girişimciler modern ünitelerde artık ‘Boer keçisi’ yetiştirebilirler. Tarım Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınarak damızlık sertifikalı keçi ithal etmek şimdi daha serbest. Ancak ithalatçı olmanın bazı koşulları var. Bunlar damızlık çiftliği kurulmasıyla ilgili kuralları içeriyor. Gerekli bilgileri tarım il müdürlüklerinden veya doğrudan Tarım Bakanlığı’ndan almak mümkün. Şu anda damızlıklar için en iyi ve hesaplı kaynak Avustralya’da. Ayrıca Yeni Zelanda’da da ihracatçı firmalar var. İthalat genellikle özel kargo uçaklarıyla yapılıyor.
Bu konuda gerekli bilgileri ve fiyat düzeylerini “australianboergoat.com.au” adresinden inceleyebilirsiniz. Kurumsal sitede konuyla ilgili tüm bilgiler mevcut. Boer keçileri, ‘Saanen’ ırkı gibi süt üretimi amacıyla yetiştirilmiyor. Geliştirilmiş bir et ırkı. Kısa zamanda ağırlıkları 100 kiloyu geçiyor. Süt verimleri ise yerli ırklarla aynı... Modern bir çiftlikte Boer yetiştiriciliği verimlilik açısından büyükbaş hayvanlara göre daha cazip. Bunu uzmanlar yüzde 35-45 aralığında ifade ediyor.
Boer keçilerinin beslenmesi daha kolay, kısa zamanda et tutuyor ve karkas niteliği dana etini hiç aratmıyor. Tüm yetiştiricilik faaliyetlerine devlet büyük destek veriyor. Yatırım yapacak girişimcilerin 18 Mart 2010 tarihinde yayınlanan 27525 sayılı Resmi Gazete’yi incelemesinde yarar var. Resmi Gazete’de tarımsal üretime yönelik düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılmasına ilişkin tebliğin geniş açıklaması da bulunuyor. Boer keçisine yatırım yapmayı planlamak kaçırılmayacak bir girişimin başlangıcı olabilir.
Mavi yengecin lezzeti sizi de zengin edebilir
Mavi yengeç, Atlantik orijinli omurgasız bir deniz canlısı. Sonradan Akdeniz’e uyum sağlamış ekonomik değeri yüksek lezzetli bir su ürünü. Yaklaşık 4 yıllık bir ömre sahip bu yengecin ilginç bir görüntüsü var. Kabuklarından çok, kol ve kıskaçları flüoresan nitelikte mavi menevişli renk tonlarından oluşuyor. Literatürdeki adı ‘callinectes sapidus’ olan yengecin eti protein ve mineral değeri açısından oldukça zengin.
Yüksek et kalitesi onu son zamanlarda batının gurme mutfakları için vazgeçilmez lezzetlerin en başına yerleştirmiş. Ülkemizde pek tüketilmeyen mavi yengeç her şeyden önce tipik bir ihraç ürünü... Canlı ya da işlenmiş olarak her mevsim alıcı buluyor, yüksek fiyatlarla satılıyor. Özellikle ABD, Fransa, Japonya ve İspanya önemli tüketim pazarları arasında...
Mavi yengecin en değerli bölümü ana gövdesi. Kıskaç ve bacak bölümlerinin de oldukça lezzetli bir içeriği var. Yengecin işlendikten sonra kalan atık kısmı ise çok değerli bir kalsiyum ve protein kaynağı... Kabuk ve kitinden oluşan bu bölüm balık yemi endüstrisinde katkı maddesi olarak kullanılıyor. Yılda 300 ton civarında avlanan mavi yengecin Anadolu’daki kaynağı Saros Körfezi ve buradan Akdeniz’e doğru yayıldığı rivayet ediliyor.
Japonya’da yapılan çalışmalar mavi yengecin kültüre alınıp kolayca yetiştirilmesinin mümkün olabileceği yönünde. Bu konuda Akdeniz ve Ege kıyılarımız oldukça müsait... Denize dik inen kayalık girintilerin altındaki durgun sular ve delta bölgeleri yetiştiricilik için en çok tercih edilebilecek doğal alanlar. Yetiştiriciliğin yalnız deniz ve akarsu ağızlarında yapılması şart değil. Dip örtüsü çamurlu yayvan toprakla hazırlanmış yapay havuzlar da kültür yetiştiriciliği için oldukça ideal.
Toprak havuzların deniz ortamına göre daha korunaklı olması bir avantaj. Yengecin doğal düşmanı olan müren, levrek, vatoz gibi yırtıcı balıkları barındırmaması ise yetiştirme koşullarını kolaylaştırıyor. ABD’de halen 120 milyon dolarlık bir talep var. Aşırı avlanma nedeniyle soyu koruma altına alınmış. Aynı durum Avrupa için de söz konusu. Mavi yengecin her geçen gün değeri artıyor, fiyatı devamlı yukarı tırmanıyor. Ön işlemden geçirilmiş mavi yengeç etinin kilosu bugünkü üretici fiyatlarıyla ortalama 70 doların üzerinde.
Dış pazarlarda ‘blue crab’ tanımıyla aranan yengeç afrodizyak niteliğiyle de ünlü! Dahası bazı hastalıklarda tavsiye ediliyor, sağlık amaçlı birçok diyet programının içine giriyor. Akarsuların karıştığı az tuzlu sularda yetişen yengeçler daha sonra doğal ortamlara nakledilerek yaklaşık 28 ay sonra ekonomik boya gelip hasat ediliyor. Suyun dip çamurundan zengin, sıcaklığının ise 30 dereceyi geçmemesi şart.
Her türden et, sakatat, mezbaha artıklarıyla beslenebilen yengeçlerin yumurtlama ve çoğalma yetenekleri oldukça fazla. Akarsuların ağızlarındaki çamurlu tabaklar onlar için ideal üreme ve çoğalma ortamı. Kültür amaçlı toprak havuzların buna göre hazırlanması gerekiyor. Yetiştiricilik konusunda Japonya’da birçok üreticiyle işbirliği yapılarak makul sermayeyle küçük bir entegre tesis kurmak mümkün.
Girişimci adaylarının Japon su ürünleri literatürünü izlemesi ve üreticilerle temasa geçmesi ilk aşamada yararlı olabilir. Güney Asya ülkelerinde bilgi birikimi olmasına rağmen Japonlar bu işi çok daha bilimsel ve hakkını vererek yapıyor. Bu ilginç yengecin Anadolu varyetesini tanımak isteyenler Antalya’nın Kale İlçesi yakınlarındaki Beymelek Lagünü’nü ziyaret edebilirler. Gölün kenarında konuşlanmış devlete ait tesislerden çok daha geniş bilgi almak mümkün.
Yününden yararlanılan keçi ırkları
Malum, keçi her türden zor koşula uyum sağlayan dayanıklı bir hayvan. Boer gibi et ırkları yanında son yıllarda giderek popüler olmaya başlayan Saanen ırkı keçiler süt veriminin yüksekliği nedeniyle yetiştiriliyor. Ancak ‘Angora’ gibi uluslararası bir tanıma isim olmuş ‘Ankara keçisi’ nedense girişim alanında eskisi kadar rağbette değil. Oysa ‘tiftik’ olarak anılan Ankara keçisinin yünü çok değerli... Görece ilgi azalmasının nedeni ise son yıllarda dünya ölçüsünde ‘kaşmir’e olan yoğun talep...
Kaşmir aynı zamanda dünyanın sayılı jenerik markalarından. Halen Ankara keçisinden elde edilen angoraya karşı 20 kat daha pahalı olan kaşmir yünü bu keçi ırkını yetiştiricilik alanında cazip kılıyor. Şimdi yetiştirmek üzere canlı olarak ithalatını yapmak mümkün... Ayrıca dünyanın gelişmiş ülkelerinde bulunan kimi ‘kaşmir enstitüleri’ yoluyla damızlık hayvan getirerek burada seri üretim de yapılabilir. Kısacası Anadolu coğrafyasında da kaşmir yetiştiriciliği oldukça ilginç ve getirisi yüksek bir iş...
Keşmir keçisi adından da anlaşılacağı üzere Hint Yarımadası’nın kuzeyindeki Keşmir bölgesine uyum sağlamış geleneksel bir keçi ırkı. Yünü çok değerli! Bu ırk Anadolu yaylarına uyum sağlayacak nadir türlerin arasında. Fransızların “haute couture” olarak adlandırdığı yüksek düzey tekstil endüstrisinin ana girdilerinden birini teşkil eden ‘kaşmir yünü’ bugün ipekten bile değerli!