'Hem altın hem dolar...' O detayı 'Çok enteresan bir durum var' diyerek açıkladı

Altın geçtiğimiz haftayı rekor üzerine rekorla kapattı. Peki, bundan sonra altının seyri ne olacak? Altın fiyatları yükselişine devam edecek mi? Ons altında 3 bin dolar sınırı aşılacak mı? Uzman isim altın ile ilgili beklentileri ve mevcut durumu değerlendirdi.

"BÖYLE DÖNEMLERDE GÜVENLİ LİMAN KAVRAMINA EN YAKIN DURAN ALTIN GENEL OLARAK PRİM YAPAR"

CNN Türk yayınında konuşan Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Ferman şu ifadeleri kullandı:

"Geride bıraktığımız yılda altın tüm süre gelen Ukrayna veya Gazze savaşlarına rağmen güvenli liman olarak böyle adeta hani ipini koparıp yukarı doğru rallisini gerçekleştiremedi, beklentiler çok daha yüksekti. Geçen sene genel olarak düşünüldüğünde aslında dünyada altın fiyatlarının o çok söz edilen 3 bin dolar sınırının altında kaldığını gördük. Hatta 2 bin 800 dolarları test edip geriye dönen altın rakamlarını gördük. Ama Trump'ın özellikle göreve başlaması ve ilk döneminde de uygulamalarından geri durmadığı ticaret politikalarını yeniden gündeme getirmesi, hatta göreve başlamasından sadece günler sonra bunları hemen devreye sokması, elbette dünyada belirsizliği ve piyasalardaki endişeleri arttırdı. Böyle dönemlerde elbette güvenli limana veya güvenli liman kavramına en yakın duran altın genel olarak prim yapar.

"HIZLA ARTAN BİR ALTIN GRAFİĞİ"

Son günlerde hızla artan bir altın grafiği görüyoruz. Nitekim Ocak başından bu yana dünyada ons fiyatları yüzde 10'un üzerinde bir artış kaydetti ve 2875 doları test etti. Uzmanlar genel olarak bu belirsizlik durumunun sürmesini ve yakın bir gelecekte 3 bin dolar yani ons fiyatının 3 bin doları test etmesini bekliyorlar. Ama bu tabii petrol fiyatlarının varil başına 100 doları geçmesi gibi bir psikolojik sınır olarak düşünülüyor. Esas önemli olan orada tutunabilir mi, buna bakmak lazım.

"ÇOK ENTERESAN BİR DURUM VAR"

Şimdi tabii bunu ortaya çıkartırken şunu vurgulamakta fayda var; şimdiye kadar hep dolarla güçlü dolarla altın fiyatları arasında ters bir ilişki vardı. Yani dolar güçlenirken altın fiyatları baskılanıyor, altın güçlenirken dolar fiyatları baskılanıyordu. Ancak özellikle Trump'ın görevi devralması ile beraber güçlü dolar sendromunun yerleşik bir şekilde en azından önümüzdeki ilk çeyrek içerisinde kalacağına dair tespitler kuvvetlenmiş durumda.

Fakat çok enteresan bir durum var, onu da vurgulamakta yarar görüyorum. Son yıllarda görülen bu ters ilişki birdenbire artık geçerli olmamaya başladı. Nitekim son aylarda hem altın prim yapıyor hem dolar güçleniyor. Bir başka enteresan gelişme; bu özellikle altın bakımından yakından izlenmesi gereken bir durum, biliyorsunuz altın ve altın yatırımı Türkiye ve Hindistan gibi ülkelerde genellikle fiziki altın veya yastık altı üzerine yoğunlaşırken diğer memleketlerde Türkiye'de de görüyoruz gene, sertifika veya kağıt üzerinden yani fiziki olarak altının saklanması, değişimi, taşınması, depolanmasının dışında gerçekleşiyor.

Son dönemlerde özellikle fiziki altın talebinde ve Merkez bankalarının altın rezervlerini inşa etme taleplerinde artış var. Bu sistemi sıkıntıya sokmuş gibi gözüküyor. 10 yıllık güçlü doların göstergesi olan 10 yıllık Amerikan devlet kağıtları tahvilinde 4,5 faiz ilk defa altınla iş gören kurumlar arasında ödünç verme daha evvel yüzde 0,1'lik bir saklama komisyonu vardı, bu birdenbire yüzde 4.5'a çıktı. Yani altınla eşdeğer oldu. Şimdi özellikle bu belirsizlik ortamı artmasından mıdır yoksa başka hazırlıklar mı yapılıyor bilinmiyor ama dünyada birçok Merkez bankası ve birçok kurum altınlarını fiziki olarak almak veya geri getirmek istiyor. Bu biliyorsunuz covid döneminde de olmuştu, buna da yakından bakmak lazım.

Şimdi burada tabii özellikle bu Trump'ın alışılmamış çıkışları aslında bu çıkışların hepsinin var. Yani bu Gazze ile ilgili son açıklanan tırnak içinde çılgın proje diyelim veya tasarruf diyelim veya ne diyelim görüş diyelim ama bunun dahi geçmişe dayanan kökleri var. Yani hiçbir şey birdenbire sürpriz olarak karşımıza çıkmıyor. Bu tür projeler çok daha evvel özellikle damadı Jared Kushner vasıtasıyla seneler evvel de gündeme getirilmişti. Grönland da öyle, Panama kanalı ile ilgili iddialar da böyle, ticaret politikaları da böyle yani batı cephesinde yeni bir şey yok ama Trump ilk defa bunları bu kadar birbiri ardı sıra ve bu kadar alışılmış teamüllerin ve diplomatik nezaketin dışında gayet aymaz bir lisanla ve doğrudan ifade ediyor. Bu da tabii endişe ve kaygıları arttırıyor. Edişe ve kaygının artmasını biz kaygı endeksi denilen, korku endeksi denilen göstergelerde de görüyoruz.

"BU TAHTIN TEK VARİSİ DEĞİL"

Dolayısıyla altın güvenli liman olmaya yakın duruyor ama bu tahtın tek varisi veya tek sahibi değil. Çünkü hala güçlü dolar sendromu da var ve işin enteresan tarafı ilk defa hem altın hem dolar el ele yukarı doğru güçlü kalmayı sürdürüyorlar.

"BU, HER ZAMAN ALTININ YUKARI YÖNLÜ KOŞUSUNU SÜRDÜRECEĞİ ANLAMINA GELMEZ"

Tabii Türkiye farklı bir hikaye. Biliyorsunuz Türkiye'de altın geleneksel olarak çok sevilen, sayılan ve itibar edilen bir yatırım aracıdır. Bir zorunlu biriktirme tasarruf aracıdır ve söz aramızda en çok da hanımefendilerimize yakışır, onların üzerinde gayet güzel durur, biz de onunla ancak onur kazanırız. Ama netice itibarıyla gram üzerinden ve TL üzerinden işlem gördüğünde özellikle Dolar TL paritesine göre Türkiye'de farklı durumlar var. Dikkatli olmak lazım. Altın çok prim yaptı, geçen seneden bu yana yüzde 60'ın üzerinde prim yaptı ama bu her zaman altının yukarı yönlü koşusunu sürdüreceği anlamına da gelmez"