Acılarımız dinmiyor. Yürekleri yakan şehitler derken, şimdi de 25 saniye'de hepimizin yüreğini yakan Van depremi yaşanıyor. Pazar günü yaşanan 7.2 şiddetinde ve sadece 25 saniye süren deprem çok sayıda binayı yıkmış durumda. Kayıp sayısı tam belli olmamakla birlikte, başbakanın gece yarısı söylediği ilk andaki ölen vatandaşımızın sayısı 130 civarındaydı. Henüz yıkıntıların altına ulaşılamadığı için, kaybımızın çok daha fazla olacağı kesin.
Borsaanalizci olarak çok sayıda hem Van'dan Hem de Erciş'te üyelerimiz var. Sabahtan beri bir çoğunu aradım . Ya telefonlara ulaşılamıyor, ya da çalan telefonlar açılmıyor. Allah hepsinin yanında olsun. İnşallah iyi haberlerini alırız. Şuanda herkes yıkılan binalardaki hayatları kurtarmak telaşında olacağı için telefonlara ulaşılamadığını umud ediyorum. Tüm Van'lı vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Hayatını kaybedenlere de Allahtan rahmet diliyorum.
Geçen hafta tüm Türkiye olarak yaşadığımız acıların üstüne bir de bu deprem gerçekten de ağır oldu. Ama bu acılar bizi birleştirip insan ve eşit olduğumuzu gösterir diye umuyorum. Van'ın seçimlerde yüzde 50'si BDP'ye, Erçis'in yüz de 48'i AKP, yüz de 42'si BDP'ye oy vermişti. Kurtarma çalışmalarına bir bakın. Askerler, polisler, Kızılay, AKUT, yerli yabancı gönüllüler ve tüm vatandaşlarımız Van'da zamanla yarışıp kayıplara ulaşmaya çalışıyor. Çünkü hepsi bizim canımız. Hepsi eşit ve birinci sınıf vatandaşımız. Hepsi arkadaşımız, dostumuz, akrabamız. Şuan bile aklımda hep oradaki üyelerimizin akıbetleri hakkındaki üzüntüleri yaşıyorum. Hiç birimizin birbirimizden üstünlüğümüz yok. Hepimiz bu ülkenin asil ve birinci sınıf, eşit haklara sahip vatandaşıyız. Ölüm geldiği zaman hiç birimizi ayırt etmiyor.
Deprem belki Van'da oldu. Ama emin olunki, sarsıntının şiddeti Tüm Türkiye'nin yüreğinde hissediliyor. Bu acılar bizim aynı toprakların, kaderleri bir vatandaşları olduğumuzu göstersin. Belki doğanın yarattığı acıları azaltsak da, bitiremeyebiliriz ama, insan eliyle yaşatılan acıların bitmesini sağlayabiliriz!
Adapazarı'nda yedek subay askerliğimi yapmıştım. 1999 depreminin ilkini İstanbul Bahçeşehir'de 17'nci katta. İkincisini de sanırım iki ay sonra İstanbul'da Bir otelin bodrum katlarındaki bir toplantı salonunda yaşadım. İlki yaklaşık 45 saniye, ikincisi 90 saniye sürmüştü. İlk depremden beş gün sonra bazı yardım malzemelerini götürmek için Yalova'ya denizden inerek, Adapazarı, İzmit ve tüm bölgeyi gezmiştim. Uzun süre yedek subay olarak kiralamış olduğum bir evde kaldığım Çark caddesine gelince, boğazım düğümlenmişti. Yaşadığım yerleri tanıyamamıştım. Evler birbirinin üstüne yıkılmış. Kat betonlarının arasından bir sürü ev eşyaları görülüyordu. Hala yıkıntılar arasında yakınlarını arayan insanlar vardı. O görüntüler karşısında anlatılamaz bir üzüntü hissetmiştim.
Deprem çok büyük bir afet. Çoluk-çocuk, yaşlı-genç, iyi-kötü tanımayan bir afet. İnsanların doğanın karşısında aciz kaldığı bir yıkım. Ama artık aynı terör olaylarındaki gibi, deprem kuşağında da yaşayan bir ülke olarak insan eliyle yapabileceklerimizi depremden korunmak için de yapmamız lazım. Depreme dayanıklı inşaatları yapmak, yapılmasını sağlamak bu acıları bir nebze olsun azaltmak için büyük önem taşıyor.
Maalesef bu acılara rağmen, diğer tarafta hayat yine de devam ediyor. Yani bunların arasında içimden gelmiyor ama, borsalar için de son gelişmelerden bahsedeyim.
Hafta sonu Yunanistan'ın son yardım diliminin serbest bırakılması konusunda karar çıktı. Yunanistan son yardım dilimini Kasım'ın ortasına doğru almış olacak.
Hafta sonu toplanan liderler, Finansal kriz konusunda uzlaşmaya varmış görülüyorlar. Çarşamba günü detayları açıklanması beklenen uzlaşmanın içeriğinde, borç silme, ülkelerin kendi yapısal ve kurtarma tedbirlerini alma, sorunlu bankaların sermayelerine olası destekler gibi bir çok detay açıklanması bekleniyor. Angela Merkel Çarşamba günü borç krizini çözmesi planlanan bir uzlaşmanın detaylarının açıklanacağını söyledi.
Endeks olarak geçen haftanın zararlarının telafi edileceği bir hafta yaşanmasını bekliyorum. Perşembe günü vermiş olduğum önerilerin gerçekleşmelerini göreceğimizi düşünüyorum. Ancak yine de kurtarma planlarında uzlaşma olsa da, detayları tamamlandıktan sonra yükselişlerin sınırsız olmasını ve uzun soluklu bir yükseliş trendinin başlamasını beklememek lazım. Sonuçta bu uzlaşmanın muhakkak bazı sektör , şirket ve ülkelere getireceği yükler olacaktır. Aşırı heyecana kapılmadan, temkini elden bırakmadan yükselişe ayak uydurmak sonrasındaki riskler açısından önemli olacaktır.
Endeks olarak, 58.200 ve sonrasında 59.300 ler ilk teknik dirençlerimiz olur kanaatindeyim. 60.400 de geçildiği takdirde daha yüksek hedeflere yönelebileceğimiz üst direnç olarak gözüküyor.
Acı ile başladığımız haftanın sonrasının iyi olmasını dilerken, Van'da hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet ve yakınlarına da baş sağlığı diliyorum. Ülkemize geçmiş olsun. Kayıplarımız için başımız sağolsun.
Aydın Eroğlu