Son dönem borsa yatırımcıları olarak tamamen algı yönetimi baskısı altında davranışlar içine girdiğimizi düşünüyorum! Hatırlarsanız, TCMB başkanı Erdem Başcı, kendisine seçimler sonrası yoğunlaşan faiz indir baskılarına Kayseri'de katıldığı bir sunumda cevap vermişti. Enflasyonun Nisan ve Mayıs aylarında zirve yaptıktan sonra, inişe geçeceğini beklediklerini açıklamıştı. Zorlama faiz indirimlerinin doğru olmayacağını da 1994 örneklemesi ile izah etmişti.
Başcı'nın bu açıklamalarından sonra benim gibi bir çok finansal yorumcu, enflasyonda iniş görülmeden faizlerin indirilmesinin zor olduğunu belirten düşüncelerimizi paylaştık. Hatta ben seçimler öncesinde ortaya atılan munzam karşılıklara faiz ödenmesi konusunda da, seçimlerden iktidarın çıkması nedeniyle bu düşüncenin de ötelenebileceğini, belki yapılırsa munzam oranlarını düşürmeyi tercih edebileceklerini yazmıştım. TCMB'nın zorlama olmayacaksa faiz indirimini ancak Mayıs ayının sonlarından itibaren gündeme getireceği görüşümü paylaşmıştım. Ancak ECB piyasaya yeniden bol likidite vermeye kalkışırsa, bu takdirde TCMB da, faiz indirim kararını öne çekebilir diyordum.
Bunlar başka yorumcular tarafından da yazılıp, söylenmesine rağmen, nasıl oluyorsa birden bire beklentiler değişiverdi. Bu söylenenler unutulup, TCMB'nın faiz indirimi yapacağı beklentisi hakim oldu. Bu beklenti ile bankalar alınmaya başlandı. Ancak dün gelen Nisan enflasyon verilerinde enflasyondaki çift haneler görülünce, bir anda bu artışın faiz indirimini zora sokacağı söylenmeye başlandı. Tabii BIST de kısmi bir realize yaşadı.
Algı Yanılması!
Aslında zaten öncesinde farklı bir beklenti yoktu. Ancak algı birden bire değiştimişti. Borsada ve banklarda yaşanan yükselişler faiz indirmine bağlandı. Dün gelen enflasyon ile de bir şaşkınlık yaşandı. Ben asıl bu tepkiye şaşırıyorum. Bana göre piyasalarda bir algı yanılması yaşandı. Aslında faiz inecek beklentisi ile BIST ve banka hisseleri yükselmedi. BIST ve banka hisseleri yükseliyor diye faiz indirimi mi yaşanacak beklentisi oluştu.
BIST ve bankaların yükselişinin nedeni de, seçimlerin atlatılması, rating korkularının azalması, kriz ülkeleri diye görülürken yeniden muhteşem beşli olarak adlandırılmaya başlanmamız, ECB'nin olası likidite verme operasyonu beklentisi, Ukrayna-Rusya krizi nedeniyle Türkiye'ye yönelen sermaye hareketleri ve tekniklerde alım seviyelerine inilmesiydi diye düşünüyorum. Kısacası faiz dışı gelişmelerin olumlu yansımaları nedeniyle bu yükseliş yaşandı. O zaman enflasyon yüksek geldi diye faiz indirimi ötelenecektir demek gerçekten de şaşırtıcı olmuyor mu? Zaten en başta böyle düşünürken sanki bu düşünceye dünkü enflasyon rakamlarını görünce kapılmışız gibi ifade edilmesi çok ilginç oluyor.
Neyse ne, sonuçta esas olan borsa yükselecek mi, yükselmeyecek mi? Ben buna bakarım. Israrla savunduğum düşüncem, ABD başta dünya ekonomileri düze çıkmaya başladıkları için, geldiğimiz kur seviyelerinin de desteği ile, Türkiye bu gelişmelerde ihracatını arttırma imkanına sahip olacak. Bölgesel kriz senaryolarında sermayelerin geçici de olsa çekim merkezi olabilecek. Bu nedenle ben pozitif beklentiler içindeyim. Dün yazdığım beklenti yazımın ve bir önceki ''Mayıs'ta Satıp Gidelim Mi?'' başlıklı yazımın detaylarında olası teknik kriterleri belirttim. Aynı düşüncelerimi de halen savunuyorum. Ama bu düşünceler bir faiz indirimi ile desteklenecek olursa ve bu faiz indirimi Mayıs sonundan önce olursa, bu ECB'niin bu arada alabileceği likiditeyi arttırıcı kararları nedeniyle olur görüşündeyim. Yoksa ben TCMB'nın faiz indirimi için Mayıs sonunu daha uygun buluyorum. Ama BIST ve bankaların yükselmesi için, bu kararın illede görülmesi gerektiğine de katılmıyorum. Borsalarda beklentiler satın alınır. Eğer bir sebepten bu indirim olacaksa, banka hisselerinde çoğunluğu taşıyan ve ülkelerindeki faiz getirileri diplerde sürünen yabancılar, şimdiden bu hisselere yönelirlerse bunun şaşırtıcı ne yanı var? Erken almak kararı yabancıların getiri beklentisi vadelerinin bizden oldukça uzun olabilmesinden kaynaklanıyor.
Perşembe günü ECB'nin toplantısı önemli olacaktır. Likitide arttırıcı bir karar alınırsa, banka hisselerimizdeki ve BIST'teki yükseliş yeniden ivmelenir. Bunun dışında yazmış olduğum teknikler çerçevesinde hareketlerin takip edilmesi gerektiği görüşündeyim. Bir çok hissede yeniden yukarı yönlü yükselişlerin hızlanabileceği teknik dirençlere yaklaşıyoruz. Bu dirençler kırılırsa yükselişleri hız kazanır. Dirençlerde satışların da gelmesi normal olduğu için, hangi taraf güçlü çıkarsa yönü o belirleyecek diyorum. Ben alıcıların tarafını tutuyorum.
Bugün güne artı başlanmasını bekliyorum. Hisse bazlı hareketlere de devam diyorum. Ama lütfen zaten bildiğimizi ve beklediğimizi yeniden duyunca şaşırmayalım. Destek-Direnç Tablomuzdaki görüşlerimi yakından takip etmenizi tavsiye ederim (Gerçekleşene dek önceki günlere ait veriler de geçerliliğini korur!). Kırılan dirençler ve destekler sonrası, bir sonraki teknik direnç ve destekler yeni beklentiler olur. Bu nedenle Destek-Direnç Tablosundaki dirençler kırıldığında, sonraki direnç seviyesi sizler için yeterli bir getiri ifade ediyorsa, yeni alım kararı verilebilir diye düşünüyorum. İlle de teknik analiz tablosunda yeni hisse öngörüsü görmeyi beklemeyiniz!
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
Twitter;borsaanalizci.com