Koalisyonlar Dönemine Alışmalıyız!
13 yıldır unuttuğumuz siyasi krizler ve koalisyon hükümetleri dün itibarıyla yeniden gündemimize girmiştir. Türkiye bir süre ya da bir kaç seçim koalisyonlara hazır olmalıdır. Dün gerçekleşen seçim sonrasında Ak Parti % 40.8 ile 258 millet vekili çıkartarak birinci, CHP % 25 oy alarak 132 millet vekili çıkartarak ikinci, MHP % 16.4 oy ve 80 millet vekili ile üçüncü, HDP de % 13.1 oy alarak 80 millet vekili ile dördüncü parti olarak meclise girmeye hak kazanmış oldular. Seçimlerin kazanan ve kaybedenleri ile ilgili dün akşam görüşümü paylaşmıştım. Şimdi dün paylaştığım yazımın üstüne piyasalar ve sonraki süreç ile ilgili görüşlerimi paylaşmaya çalışacağım.
BIST 86.700 üstüne çıkarken en az % 50 nakit ile seçim sonuçlarının görülmesinin tedbirli bir davranış olacağını yazmamın nedeni hakkındaki çekincelerim gerçekleşmiş oldu. Böyle bir tabloda özellikle Dolar kurunda yeni ataklar yaşanabileceğini yazıyordum ki, şu an Dolar 2,80 seviyesine dayanmış durumda. Her türlü siyasi belirsizlik nedeniyle baskı altına girecek olan kurun bu ve üstündeki seviyelerinin kalıcı olacağını düşünmediğimi belirtmek istiyorum. Ancak, TCMB'nın artık bağımsız bir kurum olduğunu hatırlayıp ona göre davranması gerekiyor! Bir önceki yazımda da bu konuya değindim. 2,80 kur seviyesi geçilip de kalıcı olacak duruma gelirse, özel sektörde bir çok döviz borçlusu kurum ciddi zorluk yaşarlar. Bu nedenle böyle bir kur ihtimalinde TCMB'nın faiz silahını kullanmasını beklerim. Bu yapılırsa kurlar sakinleşerek olası hükümet ya da erken seçim ihtimallerini izlemeye başlar. Ancak kur dediğim seviyeyi aşar, hükümet kurulamaz ve TCMB da bu kur artışına seyirci kalırsa, o zaman rating sorunu yaşayabiliriz. Bu tüm piyasalarımız için çok daha büyük bir risk yaratır. Kur baskısına karşılık TCMB'nın faiz artışına gitmesi halinde de, olası faiz artışı oranı bankaların karlarında o oranda düşüşler yaşanması demek olur. Bu risk BIST için olumsuz bir gelişme olur. Anlayacağınız BIST için risklerin her şekilde yüksek olduğu bir sürece girmiş durumdayız.
Erken Seçime Hazır Olun!
Bu seçim sonucuna bakınca aslında bir çok hükümet ihtimali görebilirsiniz. Ancak ben Ak Parti ile kurulabilecek azınlık ya da koalisyon hükümeti haricindeki ihtimalleri çok zayıf görüyorum. Çünkü partilere hükümet kurma yetkisini verecek cumhurbaşkanımızın siyasi duruşu buna engel olabilir diye düşünüyorum!
Ak Parti ile diğer üç partiden biri koalisyon kurarsa ya da Ak Parti'nin azınlık hükümeti desteklenecek olursa, bu ihtimal yeni bir hükümet için daha kuvvetli bir seçenek olacaktır. Ancak koalisyondan ziyade diğer partilerin AK Parti'nin azınlık hükümeti kurmasına destek vermesi zayıf bir ihtimal olur gibi duruyor. Çünkü liderleri buna destek vermeyeceklerini açıkladılar. Bu desteği bir takım isteklerinin karşılanması halinde HDP'nin vermesini daha güçlü görürüm. Ancak HDP, şu an için AK Parti azınlık hükümetine destek vermeyiz diyor. MHP'nin Ak Parti'nin azınlık hükümetine destek vermesi ihtimalini de zayıf görüyorum. Çünkü bu takdirde, olası bir erken seçim halinde oy kaybı yaşayabilir. Ak Parti'den oy çekerek MHP'ye oy veren kişiler bu oyunu bir daha MHP'ye vermeyebilirler.
Bunun dışındaki Ak Parti'nin olmadığı hükümet ihtimallerinin farklı taraflar için farklı riskleri mevcuttur. Ak Parti bu seçimi tüm devlet gücünü arkasına alarak yaşamıştır. TRT gücünü tamamıyla kullanmıştır. Ak Parti'nin olmayacağı bir hükümetin kurulması halinde, bu hükümet kalıcı olmayıp, bir erken seçime gitmek zorunda kalsa bile, muhtemelen erken seçim kararı alınmadan önce, hükümet kurulur kurulmaz ilk yapacağı iş TRT genel müdürü, MİT müsteşarı, bir çok emniyet müdürü, valiler, kamu bankalarının genel müdürleri, milli eğitim kadroları gibi sayısız bürokratı değiştirmek olur. Meclisin yeniden faaliyetlerine başlaması ve Ak Parti'nin olmadığı yeni bir hükümet kurulması halinde yapılacak diğer öncelikli işlerden birisi de, adı şaibeye karışmış dört eski bakanın dava süreçlerinin başlatılması olabilir. Böyle bir sürecin yansımaları hem Ak Parti, hem de cumhurbaşkanı için olumsuz riskler taşıyacaktır. Bu nedenle cumhurbaşkanının Ak Parti dışında bir partinin liderine hükümeti kurma yetkisini vermesinin zor olacağı kanaatindeyim.
Kısacası Ak Parti dışındaki her türlü hükümet seçeneğinde erken seçim zorunlu olsa bile, bu seçimlere yeni hükümetin bürokratik kadroları ile gidilecek olması, Ak Parti'nin dünkü seçime kadar kullandığı imkanlardan olması demek olur. Ak Parti'nin olmadığı bir hükümet her fırsatta Ak Parti ile ilgili bir çok konuda soruşturma açtıracaktır. İşte bu nedenle cumhurbaşkanının Ak Parti liderine hükümeti kurma görevini vermesinden sonra, Ak Partili bir hükümet kurulamazsa, yeni bir lidere hükümet yetkisini vermeden meclisi fesh ederek, erken seçimi gündeme getirmesini bekliyorum.
Maalesef siyasetçilerimizin kendilerini her zaman partisinin üzerinde görme alışkanlığı bu tabloyu yaratıyor. Eskiden beri bir çok liderimiz cumhurbaşkanı olduktan sonra, bu alışkanlıklarını bırakmadıkları için partileri çözülme sürecine girdiler. Cumhurbaşkanımız da, benzer bir davranışı göstermemiş olsaydı, Ak Parti daha çok oy alırdı diye düşünüyorum. Almasa bile artık tarafsız bir konuma geldiği için, seçimden çıkan diğer seçenekleri de hiç çekinmeden devreye sokabilirdi. Ülkemiz de yukarıda yazdığım riskleri yaşamazdı. Maalesef artık önümüzde önemli bir siyasi risk durmaktadır. İşte yukarıda dikkat çektiğim hususlar nedeniyle içinde bulunduğumuz siyasi riskin koalisyon ile sonuçlanmasından daha çok, yeni bir erken seçim kararı ile sonuçlanmasını bekliyorum.
Ak Parti Genel Başkan Değiştirebilir!
Olası bir erken seçim kararı halinde başbakan sayın Davutoğlu ile yeni bir erken seçime gidilmesini beklemiyorum. İşte bir belirsizlik de bu konuda karşımıza çıkmıştır! Böyle bir durumda Ak Parti'nin yeni lideri kim olacaktır? Yeni olası genel başkan partinin ilk kurucusu, ilk başbakanı ve ilk cumhurbaşkanı olan Sayın Gül'ün de onayladığı, Erdoğan ve Gül'ün ortak seçecekleri bir aday olmazsa, o zaman bu süreç ciddi bölünme riskleri içerecektir. Böyle bir ortamda cumhurbaşkanı partisinin başına bile dönerek seçime girmeyi düşünür mü ihtimali de göz ardı edilmemelidir!
BIST'in Akıbeti Ne Olur?
Her şekilde yeni bir hükümet kurulursa BIST olumlu tepki verir. Ama bu bir tepki olur. Sonrası gelişmelere göre değişir. Yeni bir hükümet ancak Ak Parti ile kurulursa, millet vekili sayısı 276'dan yüksek olabileceği için daha uzun süreli olabilir. Yoksa farklı koalisyon ihtimallerinde kendimizi erken bir seçime hazırlamamız doğru bir düşünce olacaktır görüşündeyim.
Böyle risklerin geçerli olduğu bir ortamda, henüz hükümet kurulmadıysa, BIST için daha kuvvetli olacak destek seviyesi 73.500 civarları olacaktır. Bu seviyelerden önce gelecek alım tepkileri sadece ara tepkiler olarak sınırlı kalır görüşündeyim. Ancak 73.500 seviyesine inilecek olursa, bir çok hissede ciddi yabancı alımlarının da geldiğini görebiliriz. Çünkü Türkiye'de siyaset ciddi riskler içerse bile, otomotiv sektörü gibi bir çok şirketimiz kur artışlarından çok ciddi avantajlar elde edeceklerdir. Bu nedenle kur artışlarının yarayacağı hisselerde bir anda çok kademeli alımlar görebiliriz. Yabancılar bizim için risk diye düşündüğümüz bu süreci, uzun vadeli düşünerek düşük fiyatlardan alım fırsatı olarak kullanabilir.
Ak Partili yeni bir hükümet ihtimalinde bankalar dahil tüm hisselerde yukarı sert tepkiler yaşanmasını, ancak Ak Parti dışında yeni bir hükümet ihtimalinde ise, böyle bir yükselişte kamu bankaları ile kamunun içinde olduğu hisselerin yükselişlerinin sınırlı kalmasını, diğer özel sektör bankalarının ve hisselerin kamu bankalarından ve kamunun içinde bulunduğu şirket hisselerinden pozitif ayrışmasını beklerim. Anlayacağınız artık önümüzde çok ince hesaplamamız gereken bir süreç vardır. Bu nedenle ben BIST'i bir süre daha izlemenin doğru olacağı görüşündeyim.
Seçim sonuçları ülkemiz için hayırlı olsun. Hepinize iyi bir hafta dilerim.
NOT: Yazı 08/06 tarihinde 09:17'de borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır!
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
Twitter: @_Stratejist_