FİNANS

PİYASA RATİNGÇİLERE ALDIRMADI !

Evet aynen de öyle oldu. Dünya finansal kırizi öncesi diğer ülkelere o kadar yüksek notlar verip de , bu nedenle bize verecek notları kalmamış raitingçilerin iki gün içinde arka arkaya Türkiye'nin cari açığına dikkat çekip, yakın bir zamanda not artmaz izlenimi vermelerine rağmen ,piyasalar bu açıklamalara pek de aldırış etmedi.

Muhtemelen seçimlere kadar diğer ülkelerden kıracakları notlardan ellerinde bollaşma olunca , bize verecek not bulacaklardır ( İşte tam bu satırları yazarken Moody's İspanya'nın notunu indirdi haberi geldi ) . Evet , bu konuyu tiye aldığımı görüyorsunuzdur. Çünkü aylar evvel raitingçiler için yanılmıyorsam, bir strateji yazısı bile yazmıştım. Türkiye'yi ciddi incelemeye bile almayanların bence öncelikle kendi raitinglerini düzeltmeleri gerektiğini düşünüyorum. En büyük notları vermiş oldukları İzlanda iflasını ilan etti.

Eğer krizin öncesi zirve notları verdikleri ülkelere güvenen yatırımcıların bu notlara güvenerek o ülke tahvil ve enstrümanlarına yatırım yaptıklarını düşünürsek, sonrasında kriz patlayıp da, bu ülkelerin darmadağın finansal bir görüntüye indikleri anda çok kademe not indirmenin kimseye bir faydası olmayacağı gibi, yüksek notlara güvenen yatırımcıların zararlarını daha da arttırmış oldu. Kısacası raiting mevcuda değil ,geleceğe yönelik olmalıdır. Ama yıllardır hazır şablon raporlar verdikleri için, böyle bir kriz esnasında ne yapacaklarını şaşırmış durumda savruluyorlar.

Neyse, bu konuda önemli olan suni notlar değil, gerçek piyasanın belirlediği ülke risk primidir ki, Türkiye risk primi bakımından birçok Avrupa ülkesinden çok daha iyi durumdadır.

Türkiye'nin ödemeler dengesindeki sorun kamu borçlarından değil, özel sektör borçlarından kaynaklanan bir açık görüntüsündendir. Kamunun kendi borçlarını çevirmekle ilgili hiçbir sorun yaşamayacağını düşünüyorum. Aynı IMF anlaşmasının dayatıldığı zamanlarda olduğu gibi, anlaşma olmazsa kriz olur diye bekleyenlerin nasıl ki bu beklentileri boşa çıktı ise, raitingçilerin de ortaya attıkları korkular boşa çıkacaktır.

Ama cari açık düzeltilmesi ve yapısal önlemler alınması gereken çok önemli bir konudur. Strateji yazılarımda da , çok defa değindiğim bu sorunun asıl sebebi son yıllar ciddi dış para çeken ve bundan sonra da artarak çekmeye devam edecek ülkemizin kur rejimidir ! Kur rejimi değişmediği müddetçe , bu sorunun alınan önlemlerle çözülemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü artarak gelmeye devam edeceğine inandığım dış fon hareketleri kurlar üzerinde baskı kurdukça üretimi olumsuz etkileyerek ithalatçı bir ekonomi olmamıza neden olmaktadır. Bu durum öncelikle kur rejimi değişikliği ile ( ki, benim önerim bir kur çıpası sistemidir ) değiştirilmeli , ama devamında da katma değeri yüksek üretimin desteklenmesi yönündeki yapısal kararlarla üretimi ve ihracatı arttırıcı önlemlerle lehimize çevrilmelidir. Yoksa MB'nın rezervlerini arttırmakla çözülebilecek bir sorun değildir.

Endeks için bir şey yazmadığımın farkındayım. Çünkü zaten düşüncelerimi dünkü beklenti yazımda belirtmiştim. O yazıyı yeniden okuyabilirsiniz. Şuanda o yazıya geçerli gelişmeler yaşanıyor.

Aydın Eroğlu

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler