Şimdi bizim borsamızın en büyük sermayeli hisseleri bankalar ve onların da endeksi etkileme oranları da yüksek olduğu için , bankalarda yaşanan bir gelişme sanki tüm endeksin ve borsanın çok kötüymüş veya kötü olacakmış gibi görünmesine neden oluyor veya olabilir. Bu hatalı bir yaklaşım olur.
Dikkat ederseniz benim de aylarca yazılarımda üzerinde durduğum bir konu; kur rejimi nedeniyle kurların düşük olması ve her türlü ekonomik sıkıntının temel sebebinin de kur rejimi olduğu hususudur. Aynı zamanda da aylardır, faizlerin düşmesi gerektiğini de söyler dururum.
Aslında şuan yapılan da bunlar. Yani faizler düşüyor ve kurlar da yükseliyor. Ben sadece bunun yapılış şeklinin yanlış olduğunu söylüyorum. Sanki tüm bu olaylarda suçlu bankalarmış gibi davranılıyor. Peki neden? Çünkü şimdilik kur rejimini değiştirmek istemiyorlar. Böyle bir niyetleri varsa bile, döviz açıkları olan özel sektör ve bankaların bir anda böyle bir kararla ciddi etkilenecekleri kesin de belki ondan ! Kamunun borçlarının % 80'lere varan kısmı TL cinsinden iken, özel sötör ve bankaların durumu bunun tam tersi.
Aslına bakarsanız munzam artışları ile , bankaların döviz borçlarına karşı belli bir oranda karşılık arttırarak, olası bir kur rejimi değişikliği ya da kur yükselmesi halinde risklerini azaltmış oluyorlar. Riskler azaldıktan sonrada belki kurlar ile ilgili bazı gelişmeler olacak. Bunu böyle yapmayıp da, ilan ederek yapsalar ne olur. Alınacak dövizi çok daha yüksekten almak durumunda kalırlar.Mantıklı olarak yapılmak istenen de panik yaratır. Yani belki de ben bile hatalı eleştirmiş olabilirim !
Bu konuyu ayrıca açarız. Ama bu yaşananlar kısa vadede bankaları etkiliyor. Onlar da doğal olarak borsayı. Ama bankalar dışında , orta ve uzun vadede kurlar yüksek seyredebilirse, cari açık bundan olumlu etkilenecektir. İhracat ve üretim artacaktır. İnşaat sektrü düşen faizlerle büyümeye devam edecektir. İstihdam artacaktır. İthalat düşecektir. Kısa vadeli risklerini azaltan bankalar uzun vadeli tahvil ihraçlarına yönelecektir.
Yani aslında bankaların kısa vadede piyasaları bozması bizleri tüm piyasa için korkutmasın. Yaşanan kısa vadede banka hisseleri ile ilgili bir sorun. O zaman ne yapmalıyız ? Belki de biraz bankalardan uzak durup, bence gayet de iyi olacak diğer sektörlerden fazlası ile bu sıkıntılarımızı giderebileceğimizi bilmeliyiz.
Peki bankalar bitti mi yani .Hiç ümit yok mu? Olur mu, bu sorun sadece bu geçiş döneminde bankalar için bir sorun bence. Belki ilk çeyrek ya da ilk yarı bankalar için iyi olmayabilecek ama sonrası için aynı korkulara sahip değilim. Benim söylemek istediğim bu kararlarla bankalara açıklarının yeterli kısımını aldırıp, sonrasında kurları yukarıda tutabilecek formülü bulurlarsa , oluşabilecek yüksek seviyelerden dış kaynak borçlanacak bankalar yeniden kredi piyasasına girmeye başlayacaklardır.
İşte sorun da bu noktada başlıyor. Bu dediklerim dalgalı kur rejimi ile yapılmaya çalışılırsa, yeniden aynı sorunlarla karşılaşırız. Yapılanlar cari açığı pozitif etkiliyor diye gördüklerinde, yabancı para girişleri yeniden hızlanır. O zaman kurlar yeniden düşmeye başlar. Bu yapılanların da hiç bir anlamı olmamış olur. Ben kur rejimini tartışmak gerekir diye yeniden ortaya atıyorum. Kısacası , endeksi bankalar etkilediği için, bugünlerde banka ve endeksi krıter almayıp, diğer olumlu yansımaları göz önünde tutarak piyasaları değerlendirmek lazım diye düşünüyorum. İçimizi karartacağımıza biraz, acaba diye değişik açıdan düşünelim dedim .)
Aydın Eroğlu