Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü Eral Karayazıcı tarafından hazırlanan "Piyasalar Hangi Beklentiyi Satın Alıyor" başlıklı Pusula Raporu :
Ağustos ayının ilk haftası piyasalarda dalgalı ama pozitif eğilimin korunduğu bir seyre sahne oldu. İlk üç günü Avrupa Merkez Bankası toplantısının yarattığı beklenti ile ılımlı pozitif geçiren piyasalar bu toplantıdan borç krizine yönelik somut bir çözüm planı çıkmayınca perşembe günü negatife döndü.
Ancak cuma günü İspanya'nın resmi yardım başvurusunda bulunacağı ve Avrupalı yetkililer tarafından ihtiyaç duyulan desteğin sağlanacağı yönünde oluşan algı ibrenin yeniden yukarı dönmesini sağladı ve hafta borsaların, Euro'nun ve başta petrol emtiaların değer kazandığı bir kapanışa sahne oldu.
Her ne kadar geçen hafta " Biz tahvil piyasalarında gerçekleşen fiyatlamanın Avrupa Merkez Bankası toplantısından hayal kırıklığı içeren bir sonuç çıkmadıkça kalıcı bir iyileşme sürecini müjdelediğini düşünüyoruz " görüşüne yer vermiş olsak da, Cuma günü İspanya'nın resmi yardım başvurusunda bulunabileceği yönündeki açıklamasının bu denli iyimserlikle karşılanmasına şaşırdık.
Ortada henüz detaylar yok, üstelik İspanya'nın bu yola girmiş olması arkasından İtalya'nın da gelmesi olasılığını güçlendirdi. Kurtarma fonlarında her iki ülkenin derdine derman olacak bir kaynak var mı, borç verecek olanlar ile borç alacak olanlar arasında pazarlık süreci yaşanır hatta bu süreç sertleşebilir mi sorularının yanıtsız olduğu aşamada hem Euro'nu hem borsaların yükselmesi kabul etmek gerekir ki sıradan bir piyasa reaksiyonu değil.
Söz konusu iyimserlik sadece para ve hisse piyasalarında yaşanmış olsa bu iyimserliğe kuşku ile yaklaşırdık. Ancak dünyanın para, hisse ve emtia marketlerinden çok daha derin ve tutarlı hareket eden tahvil marketlerine bakınca, Biz yaşanan iyileşmenin en azından 5-6 ay süre için dahi olsa kalıcı bir hal alması olasılığının kuvvetlendiğini düşünüyoruz.
TAHVİL PİYASALARINDA GEÇEN HAFTA
Önceki hafta başlayan Almanya, ABD, Norveç, İsveç gibi güvenli liman kabul edilen ülke tahvillerinden çıkış geçen hafta da devam etti. ( Bir ülkenin tahvil piyasasına para girişi olunca taleple faiz düşüyor, tersi olduğunda ve para çıkışı yaşanınca faiz yukarı gidiyor )
Önceki hafta yüzde 1,12 'den yüzde 1,39 'a yükselen 10 yıl vadeli Alman tahvil faizi geçen hafta da yükselmeye devam etti ve yüzde 1,42 seviyesine ulaştı.
10 yıl vadeli İspanya ve İtalya tahvil marketlerinde ise hafta içinde ciddi dalgalanmalar yaşandıysa da önceki hafta sağlanan kazanımlar korundu ve faizlerdeki düşüş eğilimi devam etti. Ancak daha ilginç bir gelişme borç stoku yüksek ülkelerin kısa vadeli ( 2-5 yıl ) tahvil faizlerinde yaşandı ve gerileme belirgin biçimde hızlandı.
İspanya 10 yıllık tahvil faizi temmuz başında yüzde 6,20 ile işlem görürken 25 Temmuz'da yüzde 7,75 'e kadar tırmanmıştı. Önceki hafta yüzde 6,74 'e gerileyen 10 yıl vadeli İspanyol faizi geçen haftayı bu seviyeye yakın yüzde 6,84 ile tamamladı. Oysa temmuz başında yüzde 3,98 iken 25 Temmuz'da yüzde 7,01 'e tırmanan 2 yıl vadeli İspanyol faizi önceki hafta yüzde 5,30 'e gerilemişken bu hafta da sert biçimde gerilemeye devam etti ve cuma günü yüzde 3,95 seviyesinde kapandı.
Başka bir deyişle 10 yıl vadeli İspanyol faizi hala temmuz başı değerinin üzerinde seyretmesine rağmen 2 yıl vadeli İspanyol tahvil faizi temmuz başındaki seviyeye şimdiden indi. Bire bir aynı durum İtalya tahvil piyasası için de geçerli, geçen hafta İspanya'nın borç kardeşi İtalya'da da kısa vadeli faizlerde düşüş eğilimi tıpkı İspanya cephesinde olduğu gibi hız kazandı.
TAHVİL PİYASALARI HANGİ BEKLENTİYİ SATIN ALIYOR ?
Tahvil yatırımcıları son iki haftada yaşanan gelişmelerin İspanya'nın ve İtalya'nın kısa vadede iflas etmesi olasılığını önemli ölçüde azalttığını düşünüyorlar. Fiyatlanan beklenti İspanya'nın yardım alacağı ancak Yunanistan'da olduğu gibi alacaklıların alacaklarının belirli bir bölümünden vazgeçmek zorunda kalmayacağı inancına dayanıyor.
Ayrıca her ne kadar geçen haftaki toplantılardan somut bir sinyal çıkmamış olsa da, piyasalarda ECB 'nin ( Avrupa Merkez Bankası ) önümüzdeki haftalarda reel ekonomilerin büyüme hızını arttırmaya ve borç krizinin çözümüne yönelik adımlara hazırlandığı algısı korunuyor.
İspanya & İtalya tahvil piyasalarından gelen bu olumlu sinyalleri ABD ve Almanya tahvil piyasalarından para çıkışının sürmesi de destekliyor. Son iki haftadır her iki ülke tahvil marketinden para çıkışı var ve faizler güvenli liman kabul edilen ülkelerde yükseliş eğilimine girdiler.
Piyasaların altın kuralı ufukta bir beklenti oluştuğunda gerçekleşene kadar satın almak üzerine kurulu ve Avrupa'nın er ya da geç borç krizinin çözümüne yönelik kapsamlı bir hamle yapması bekleniyor. İşe yarayıp yaramayacağı ayrı bir başlık ve bu günlerin konusu değil. Başta tahvil piyasaları olmak üzere uluslararası marketler iki haftadır bu beklentiyi satın alıyor.Güvenli ülke tahvil piyasalarından çıkan para başta Euro'ya, riskli varlık kabul edilen hisse & emtia piyasalarına ve risk oranı yüksek ülke tahvillerine yöneliyor.
IMKB 'DE BİLANÇO SEZONU
Şirketler 6 aylık finansal sonuçlarını açıklamaya başladılar, 15 Ağustos'ta hala bilanço açıklamayan şirketlerin vergi dairelerine bildirdikleri kar & gelir tabloları açıklanacak 27 Ağustos 'a kadar da tüm 6 aylık finansallar tamamlanacak. Bu faktörün IMKB 'de pozitif bilanço beklentisi olan şirketlere yönelik talebi arttırması, beklenti üzeri kar açıklayanları endeks üzeri performansa taşıması ve beklentileri karşılayamayan şirketleri asgari 2-3 hafta endeks altı performansa itmesi adetten.
YILIN İKİNCİ YARISINDA PİYASALAR
Hemen her hafta Eylül 2012 -Ocak 2013 kesitinde borsaların 2011 yılının ikinci yarısını anımsatan bir eğilim ile güçlü bir yükseliş trendi yaşayacağını düşündüğümüzü bu nedenle IMKB 100 endeksinin Ocak 2013 sonu hedefini 75.000 puan olarak ( dolar bazında 43.000 - 45.000 ) gördüğümüzü yineliyoruz. Geçen hafta da tahvil piyasalarında yaşanan fiyatlamanın bu hareketin bir ay kadar öne çekilerek Ağustos ayında başlaması olasılığını güçlü biçimde gündeme getirdiğini paylaşmıştık. Bu beklentimiz geçen hafta piyasaların negatif haber akışına gösterdiği dayanıklılık ile daha da güç kazandı.
Kötü habere rağmen düşmeyen piyasa yükselme momentumunu, iyi habere rağmen yükselemeyen piyasa ise düşüş arzusunu açığa çıkarır. Geçen hafta Draghi hayal kırıklığının bir günde unutulması ve İspanya'nın yardıma hazırlanmasının matem de yaratabilecekken kutlamaya konu olmasını bir güç gösterisi olarak yorumluyoruz.
Kısa vadede Avrupa'da kaynak sağlayacak olanlar ile kaynak ihtiyacı olanların arasında yaşanabilecek pazarlıklar piyasalarda sert dalgalanmalara neden olabilir, bu tür kısa vadeli çalkantıların zamanlamasını önceden tahmin etmek nerede ise imkansız. Ancak biz uluslararası piyasalarda önümüzdeki 6 aylık kesitin AB cephesinde çözüm planı beklentisine ek olarak dünya genelinde 2013 yılının 2012 yılından görece daha iyi ( veya daha az kötü ) geçeceğine yönelik beklenti ile de desteklenerek pozitif geçeceğini düşünüyoruz.
STRATEJİ
Önümüzdeki hafta - aylarda özellikle de Avrupa cephesinden gelecek haber akışı yatırımcıların kafasını karıştırmaya ve hamle hatasına neden olmaya devam edecektir. Biz en sağlıklı stratejinin hisse portföylerinde belirli bir dilimin orta vadeli kabul edilerek rezerv konumda tutulması görece daha düşük ağırlıkta bir dilimin kısa vadeli işlemlere konu edilmesi olacağı görüşündeyiz.
Bu bakıma orta vadeli portföylerde prensip olarak ocak sonu fiyatların ( yükseliş kasım öncesi tempo kazanırsa satış zamanlaması kasım ayına da çekilebilir ) hedeflenebileceğini kısa vadeli işlemlerde ise diğer faktörlerden yararlanarak hamle yapılabileceğini düşünüyoruz.
IMKB geçen haftayı 65.300 puanda tamamladı. Biz bu hafta aşağı yönlü hareketlerde 64,300 - 64.500 bandının etkin olabileceği, güçlü negatif haber akışı yaşanması durumunda ise 63,000 riskinin gündeme gelebileceği görüşündeyiz.
Yukarı yönlü hareketlerde ise haftanın ilk yarısında 66.000 puanı ikinci yarısında ise 67.000 - 67.500 bandını bir çırpıda geçilmesi güç hedef seviyeler olarak görüyoruz. Kısa vadede yurt dışı borsalarla ilgili olarak ise geçen haftayı 13,096 puanla tamamlayan Dow Jones ( ABD ) endeksinin 13.400 puanı ve geçen haftayı 6.865 puanla bitiren Dax ( Almanya ) endeksinin 7,100 puanı bir çırpıda geçmesinin kolay olmadığını düşünüyoruz
DÖVİZ CEPHESİ
Geçen hafta pusulada USD/TRL 'nin Ekim 2010 'dan bugüne etkin olmakla beraber yıpranmaya başlayan trend desteği olan 1,80 'i aşağı kırarak uzun soluklu bir gerileme sürecine geçme zamanının yaklaştığını düşündüğümüzü paylaşmıştık. Bu kırılma ( yukarıda sağda yer alan grafik ) geçen hafta yaşandı ve USD/TRL haftayı 1,78 seviyesinde tamamladı. Biz bu cephede 1,8050 seviyesini güç kazanmış bir direnç olarak görüyor önümüzdeki 6 aylık vadede 1 yukarı 2 - 3 aşağı bir eğilimin sürmesi olasılığını daha yüksek buluyoruz.
Tepki yükselişine pozisyon açmak adına 1,74 desteğinden daha üst seviyeleri emniyetli bulmuyor önümüzdeki 6 aylık vadede gerilemenin 1,60 seviyesine kadar sürebileceğini düşünüyoruz. Geçen haftayı 2,20 seviyesinde tamamlayan EUR/TRL 'ye ilişkin olarak ise 2,10 desteğinin dengelenmeye konu olabileceği ve bu cephede aşağı yönlü risklerin USD/TRL'ye göre daha sınırlı kalacağı görüşündeyiz.