Geçen hafta küresel piyasalarda Fed’in toplantısı merakla beklendi. Fed toplantıdan sonra yaptığı açıklamada tahvil alım programını Ocak’tan itibaren 10 milyar dolar azaltacağını ve verilere bağlı olarak da bunu 2014 sonuna kadar sürdüreceğini açıkladı. Ancak Başkan Bernanke’nin yaptığı açıklamalarda bu sürecin kademeli olarak yapılacağı ve bunun parasal genişlemenin sonu olmayacağına vurgu yapılması piyasalarda ilk başta oluşan tedirginliği yumuşattı. Faiz oranlarındaki artırımın ise 2015 sonrasına ötelenmesi piyasaları olumlu etkileyen bir açıklamaydı. Bunun sonucunda Fed’in bu açıklamalarına tepki beklendiği kadar sert olmadı ve hatta ABD’de karar olumlu karşılandı. Sonuçta, aylardır piyasalarda tedirginlik yaratan bir bekleyiş son buldu ve Fed’in bundan sonra uygulayacağı para politikaları biraz netliğe kavuştu. Tabii ki karar sonrası en olumsuz etkilenen ülkeler gelişmekte olan ve dış fonlamaya bağlı olan ülkeler oldu. Bunlar arasında Türkiye de bulunmakta. Her ne kadar Fed Başkanı Bernanke piyasa dostu açıklamalar yapmaya çalıştı ise de 2014 yılında Türkiye gibi ülkelere olan fon akışında azalma bekleniyor. Sonuçta Fed kararından sonra dolar, euro ve yene göre değer kazandı. Bu arada, ABD’de bütçe anlaşması Senato’da onaylandı ve bu konudaki kriz çözüme kavuştu, ancak borç limiti tartışmaları hala devam etmekte. AB tarafında ise bankacılık birliği konusunda sonunda anlaşmaya varıldı ve Almanya’da yeni hükümet göreve başladı. Ancak S&P AB’nin kredi notunu düşürdü. Öte yandan, Çin Merkez Bankası’nın parasal sıkılaşma uygulamalarıyla Çin’de kısa vadeli faizlerin yükseldiğini görmekteyiz. Haftanın diğer bir gelişmesi de Ukrayna’nın Rusya’dan kapsamlı bir ekonomik destek alması oldu.
Küresel piyasalarda Fed kararlarından sonra doların güçlenmesi sonucunda altın fiyatları sert bir şekilde geriledi, petrolde ise arz sorunları ve ABD’den kaynaklı tüketimin artış eğilimine girmesiyle fazla gerileme olmadı.
Euro/dolar paritesi 1.3650 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi 104.50 dolaylarında. Altının onsu 1197 dolar düzeyinde. Brent ham petrolünün varili 110.80 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili ise 99 dolar civarında.
Türkiye’de ise geçen hafta Eylül dönemi işsizlik ve Kasım bütçe verileri açıklandı. İşsizlikte ekonomideki büyümeye rağmen yaşanan artış oldukça dikkat çekici ve yılsonu itibariyle işsizliğin yüzde 10’u aşması olası. Bütçede ise olumlu performans sürmekte ve Aralık’ta oluşacak yüksek açığa rağmen bütçe açığının 19 milyar TL’nin altında kalacağını tahmin ediyoruz. Diğer taraftan Merkez Bankası’nın 17 Aralık’ta PPK toplantısı vardı. Burada banka faiz oranlarında bir değişikliğe gitmemesine rağmen piyasaya verdiği likiditeyi kısarak faizlerde dolaylı yoldan bir artırıma gitmeye çalıştı. İlk etki olarak gösterge faizde bu hafta artış yaşandı. Ancak kur açısından TCMB’nin bu kararı fazla etkili olamadı.
Çarşamba akşamı Fed kararının açıklanması ve içeride rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile artan siyasi risk sonucu döviz kurlarında rekor çıkış görüldü. Faiz oranları da artış gösterdi. Sepet bazında TL 2.48’e yükselerek tarihi rekorunu yeniledi.
Merkez Bankası, 23 Aralık’ta döviz satış tutarını en az 250 milyon dolara revize etti ve kurda aşırı oynaklık durumunda asgari döviz satış tutarını 10 katına kadar artırabileceğini açıkladı; ancak bu hamlelerin de piyasada fazla etkili olmadığını görüyoruz. Kurlardaki bu artışta Fed’in tahvil alım programını azaltma kararının etkisi olmakla birlikte asıl neden yaşanılan iç siyasi kriz ortamı. Operasyonlar açıklığa kavuşmadan ve hükümetten kabine değişkliği konusunda yeni bir karar gelmeden piyasalardaki bu kaos ortamının sona ermesi zor gözüküyor. Merkez Bankası’nın şu aşamada dövizdeki duruma müdahele etmesinin de fazla işe yarayacağını düşünmüyoruz. Bu arada haftaya Merkez Bankası 2014 para ve kur politikasını açıklayacak. Ayrıca haftaya Aralık ayı kapasite kullanım oranları açıklanacak.
Türk Lirası geçen hafta Fed kararlarından sonra en çok değer kaybeden para birimi oldu. Bunda ülkede siyasi risklerin artmasının büyük rolü oldu. Kur ve faiz oranlarındaki yükselmenin operasyonlar bir netliğe kavuşana ve siyasi tansiyon düşene kadar sürmesini bekliyoruz. Bu konuda hükümetin yapabileceği bir kabine değişikliği de piyasalarda biraz rahatlama yaratabilir.
Bunun dışında, Merkez Bankası’nın yapabileceği müdahaleler ve döviz satımları ancak piyasanın biraz sakinleştiği bir ortamda etkili olabilir. Gelecek hafta Merkez Bankası’nın açıklayacağı 2014 para ve kur politikalarının, bankanın enflasyona ve TL’nin değer kaybına karşı daha sıkı bir politika uygulayabileceği, daha basit ama güçlü bir para politikası çerçevesi çizmesini diliyoruz. Haftaya siyasi riskteki artışın azalmaması ve yatışmaması halinde kur ve faizlerdeki yükselmenin devam etmesi olasılığı bulunmakta.
Kaynak:
Dr. M. Veyis Fertekligil
T-Bank’ın Baş Ekonomisti