FİNANS

Piyasalar kritik bir dönemden geçiyor

2011 beklendiği gibi çok ama çok zorlu geçiyor. Yılın ilk çeyreğinde emtia piyasalarında yaşanan anormal dalgalanmaların sebebi de yeni gelişmeler...

Piyasalar kritik bir dönemden geçiyor

2011 yılı, beklendiği gibi çok ama çok zorlu geçiyor. Yılın ilk çeyreğinde emtia piyasalarında yaşanan anormal dalgalanmaların sebebi de yeni gelişmelerle anlaşılmaya başladı. Bunu şunun için söylüyorum.

Biliyorsunuz ABD ekonomisindeki toparlanmanın sürdürülebilmesi için Merkez Bankası FED, haziran ayı sonuna kadar 600 milyar dolarlık tahvil alım ihalelerini sürdürecek. Tarihinin en düşük faiz oranları ile hareket eden FED'in tahvil alım programının olumsuz yan etkileri piyasalarda etkisini gösterdi. Dolar/yen, Euro/dolar paritelerinin yanı sıra petrol, bakır, altın ve diğer emtialarda olağanüstü dalgalanmaların yaşanmasına neden oluyor.

Piyasalarda FED'in faiz artırımlarına başlayacağı konuşulmaya başladığı sırada, Kuzey Afrika'da başlayan diktatör ve monarşik yapının yıkılmasına yönelik operasyonların Ortadoğu'ya sıçraması ve Japonya'da beklenmedik bir anda meydana gelen felaketin, nükleer faciaya dönüşeceği senaryoları gündemi bir anda değiştirdi.

Türkiye için iki farklı senaryo ortaya çıktı. Türkiye uzun vadede bölgesindeki siyasi rejim değişikliklerinden veya bu ülkelerde yapılacak reformlardan kesinlikle olumlu etkilenecektir. Ancak kısa vadede petrol fiyatlarındaki yükselişlerden ve gerilimlerden şüphesiz olumsuz etkilenecektir. Piyasalardaki gelişmeler de bunu doğrular nitelikte. Ancak cari açıktaki yükselişe rağmen siyasi istikrarın süreceğine ilişkin beklentiler Türkiye'nin pozitif görülmesinde en önemli faktör olmaya devam edecektir. Türkiye'nin ortaya çıkacak yeni sistemde önemli rolleri üstleneceği gayet açık ve bu nedenle gelişmelerin ülkeyi etkilemesinden bahsetmekten ziyade Türkiye'nin bu değişikliklerde baskın olduğunu söylemenin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Gelinen son durumda Türkiye politik istikrarın devam edip etmeyeceğine karar vereceği bir seçim sürecine giriyor. Ülkelerin kredi notları politik istikrarın sürdürülüp sürdürülemediğine bağlı. Politik risklerin artmaya başladığı ülkelerde kredi notları bir bir düşürülüyor. Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra politik istikrarı yakalayamayan Portekiz, Yunanistan, Romanya ve Arnavutluk gibi ülkelerde notlar bir bir düşürülüyor. Mali denge politikalarını oldukça iyi yönetmesine rağmen hızlı büyümesinin yanı sıra artan petrol fiyatlarının etkisiyle cari açık konusunda şimdilik sıkıntı yaşayan Türkiye'nin politik istikrarı sürdürmesi çok önemlidir.

Japonya başta olma üzere dünya borsalarının önemli bir bölümünün büyük düşüşler yaşadığı bir sırada yükselerek haftayı az da olsa yükselişle kapatan İMKB önümüzdeki hafta Libya ve Japonya'daki nükleer santralde yaşanan gelişmeleri izleyecek. Libya'da uluslararası toplumun aldığı müdahale kararının ardından Kaddafi yönetiminin ateşkes ilan etmesi petrol fiyatlarını 117 dolardan 113 dolara kadar çektiyse de belirsizlik sona ermedi. Dahası Ortadoğu'ya sıçrayan hareketler ve bu ülkelerde rejim değişikliklerine yönelik baskıların artması bir süre daha gündemden düşmeyecektir.

Her şeye rağmen piyasalarda yukarıda belirttiğim şartlar değişmeden hisse senedi piyasalarında bir çöküşten ziyade bir süre daha dalgalanmaların yaşanacağı bir süreç yaşamaya devam edeceğiz. Kısa vadede 58 binden 65 bine kadar yükselen İMKB'nin bir süre daha bu dalgalanma aralığında hareket etse de önümüzdeki ayın ortasından itibaren daha çok yükseliş çabasında olacağını düşünüyorum.

YATIRIMCI TAKVİMİ

21 Mart Pazartesi ABD şubat ayı mevcut konut satışları (beklenti -3,90)

Hazine şubat ayı toplam borç stoku

22 Mart Salı Japonya ocak ayı tüm sanayi aktivite endeksi

ABD mart ayı richmond fed imalat endeksi

23 Mart Çarşamba ABD şub at ayı yeni konut satışları (önceki -%12)

Euro Bölgesi mart ayı tüketici güven endeksi

TCMB para politiası kurulu faiz kararı

24 Mart Perşembe Şubat ayı dış ticaret dengesi

Almanya mart ayı imalat sektörü pmı

ABD ocak ayı dayanıklı mal siparişleri

25 Mart Cuma Japonya'da şubat ayı Tüfe

Almanya İfo güven endeksi

TCMB mart ayı reel kesim güven endeksi (önceki 111)

TCMB mart ayı kapasite kullanım oranı (önceki %73)

ABD 4. çeyrek GSYH

Yen, dolara karşı zirvede

Yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşayan Japonya'da Fukushima Nükleer Santrali'nde yaşanan yüksek düzeydeki alarm durumu ve belirsizlikler piyasaları endişelendirmeye devam ediyor. Felaketin ağır bilançosu yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Binlerce insanın can verdiği ve binlercesinin de kayıp olduğu Japonya'da sanayi sektörü de önemli ölçüde olumsuz etkilendi. 180 milyar doları bulacağı beklenen ekonomik kayıplara rağmen Japon Yeni, ABD Doları karşısında İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en değerli konumuna yükseldi. Hafta içinde 1 dolar 76 yen seviyesine kadar gerileyince Japonya Merkez Bankası Boj çok önemli miktarda yen satarak piyasalara müdahale etti. Bununla da kalmadı; G-7 ülkeleri 11 yıl sonra ilk kez yene birlikte müdahale etme kararı aldı. Bu operasyonlar sonrası yen, dolar karşısında bir miktar gerilese de cuma günü yeniden yükselişe geçti.

Felaketi yaşayan olmasına karşın para değeri sürekli yükselen Japonya'da kamu borcu 5,3 trilyon dolarlık GSYH'nın iki katı olmasına rağmen yendeki yükselişin sebebi; ABD ile Euro Bölgesi arasında parasal şartların farklılığından kaynaklanmasının yanı sıra ABD ekonomisine ilişkin endişelerin devam etmesi ve ABD Doları'nın değer kaybının sürmesi olarak gösterilebilir.(ZAMAN GAZETESİ)

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler