FİNANS

Piyasaların gözü Moody's'te

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in yarın açıklayacağı Türkiye raporu Köşk seçimlerinin hemen öncesine denk geldiği için piyasalarda önemseniyor.

Piyasaların gözü Moody's'te

Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesine denk gelen uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye raporu piyasalar tarafından not düşürme endişesi çok yüksek olmasa da merakla bekleniyor. Hükümet kanadından yapılan açıklamalar da piyasalarda sert tepki gördü. Hülya Güler, Hürriyet'teki haberinde piyasalarda not düşer ve not düşmez beklentilerinin argümanlarını anlattı. İşte o haber:

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in yarın açıklayacağı Türkiye’ye ilişkin değerlendirme raporu, pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesine denk gelmesi nedeniyle piyasalar tarafından oldukça fazla önemseniyor. Bu durum önceki gün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin ‘Moody’s’den olumlu bir rapor beklemediği’ yönündeki sözlerine piyasaların verdiği sert tepki ile de net bir şekilde ortaya çıktı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Moody’s’den Hazine’ye henüz yapacağı değerlendirmeyle ilgili herhangi bir sinyal gelmediğini açıklaması, bir anlamda not indirimi beklemedikleri şeklinde yorumlandı. Sonuç olarak piyasalarda Moody’s’in not indirimi yapmayacağı görüşü ağır basıyor. Ancak yine de bir yandan not indiriminin ihtimal dahilinde olduğu vurgulanıyor bir yandan da gelecek raporun çok da olumlu olmayacağının altı çiziliyor.
3 FAKTÖRDE İYİLEŞME

Moody’s son olarak geçtiğimiz nisan ayında yaptığı Türkiye değerlendirmesinde yatırım yapılabilir seviye olan ‘Baa3’ ile derecelendirdiği Türkiye’nin kredi notunun görünümünü ‘durağan’dan, ‘negatif’e çevirmişti. Moody’s nisan ayındaki değerlendirmesinde, görünümü indirme kararını, 3 önemli faktöre dayandırmıştı. 30 Mart’taki yerel seçimlerin sonrasında olmasına rağmen, Türkiye’de politik belirsizliği görünümü düşürme için gerekçe gösteren Moody’s, küresel sermaye akımlarındaki zayıflık ve büyümede yavaşlama şeklinde iki gerekçe daha belirterek, görünümü negatif’e çevirdi. Uzmanlar, işte bu 3 faktörde son 4 ayda Türkiye’de iyileşme sağlandığı için, Moody’s’in yarın bir not indirimi yapmayacağı görüşünde. Üstelik kredi kuruluşları genelde herhangi bir not değişikliği kararını verirken son yaptıkları not değişikliğinin üzerinden 6-18 ay gibi bir süre geçmesini bekledikleri biliniyor. Dolayısıyla Moody’s’in son görünüm indirimi kararının üzerinden henüz 4 ay geçmişken, yeni bir not indirimine gitmesi son derece zayıf bir ihtimal.

FAİZDE POLİTİKA HATASI

Teknik olarak not indirimi yapması için bir neden olmamasına rağmen zayıf bir ihtimal olsa da, Moody’s’in birkaç gerekçe ile indirime karar verebileceği de konuşuluyor. Bunlardan ilki jeopolitik nedenlerle Türkiye’nin dış ticaretinde görülen kırılganlık. Yani Moody’s, Irak, Suriye’deki gelişmeler başta olmak üzere, Türkiye’nin komşu ve çevre ülkelere olan ihracatındaki azalmanın cari açığı derinleştirebileceği riski ön alana çıkarabilir. Bunun dışında Moody’s, merkez bankası’nın enflasyon yükselirken, faiz indirimi kararını da ‘politika hatası’ olarak değerlendirebilir.

NOT DÜŞMEZ ÇÜNKÜ...

Nisan’daki görünümü düşürme kararında Türkiye ekonomisinin 2014’ün ilk çeyreğindeki genel görünüm değerlendirildi. Bugün gelinen noktada Türkiye ekonomik ve siyasi ortam açısından daha iyi bir iklime sahip.
O dönemde belirtilen, siyasi belirsizlik, küresel sermaye akımlarındaki zayıflık ve büyümedeki yavaşlama şeklindeki 3 kriterde 4 ayda iyileşme sağlandı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi yerel seçimlere göre çok daha yumuşak bir iklimde geçti.
Küresel sermaye akımları güçlendi ve Türkiye de bundan olumlu etkilendi.
Büyümede iyileşme sağlandı. 2014’ün başında beklenen yüzde 2-2.5’luk büyüme, yukarı yönle revize edildi.

NOT DÜŞEBİLİR ÇÜNKÜ...

Jeopolitik nedenlerle Türkiye’nin dış ticaretinde olumsuzluk yaşanabilir.
Suriye ve Irak’taki sorunlar nedeniyle düşen ihracatı AB’deki iyileşme ile kapatmak zor.
İhracattaki düşüş cari açığı derinleştirebilir.
Merkez Bankası’nın enflasyon yükselirken faiz düşürme kararı politika hatası olarak görülüp, Türkiye’de kurumların bağımsızlığına vurgu yapılabilir.
Tüm bunlar tek tek not indirimi için gerekçe olmaz ancak hepsi bir arada değerlendirildiğinde yeterli gerekçe görülebilir.

Piyasalar Babacan’ı istiyor

Piyasalarda Moody’s’in raporunun yanı sıra, en çok pazar günkü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından önümüzdeki hafta netleşmesi beklenen yeni Başbakan’ın kim olacağı konusu da konuşuluyor. Siyasi çevrelerde Ak Parti’den çeşitli isimler zaman zaman öne çıksa da, piyasa temsilcileri ilginç bir beklentilerini dile getirdi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Başbakan olarak seçilmesinin, uluslararası finans çevreleri ve piyasalar açısından çok olumlu algılanacağını belirten piyasa temsilcileri, “Bu bir temenni ya da beklenti olarak konuştuğumuz tüm iş dünyasından isimler tarafından da dile getiriliyor. Çok da olasılık dışı değil. Çünkü AK Parti’nin 2015’teki genel seçimlere kadar 10 aylık bir süreçte özellikle ekonomik başarısını sürdürmek için bu yönde bir karar vermesi iyi olur” yorumunu yapıyor.
Riskleri vugulaması bekleniyor

MOODY’S’in tam da cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki son iş gününde açıklayacağı Türkiye değerlendirme raporunda, not indirimi yapmasını ‘çok manidar, siyasi bir karar olur’ şeklinde yorumlayan piyasa temsilcileri rapora ilişkin beklentilerini şöyle anlattı: “Yine risklerin vurgulandığı olumsuz bir rapor gelir. Başta jeopolitik risklere değinilir ancak özellikle politik basıklarla gelen yanlış kararların etkileri ve kurumların bağımsızlığının önemi vurgulanır.”

Faiz 3 ayın zirvesinde

Gösterge tahvilin faizindeki yükseliş dün de sürdürdü. Dün bir ara doların da yükselişi ile yüzde 9.68’e ulaşan gösterge tahvil faizi son 3 ayın zirvesini gördü. Gösterge tahvil faizi günü yüzde 9.51’den kapadı.

Doların ‘Mood’u yükseldi!

Ddolar başta ABD’den gelen veriler olmak üzere, Rusya-Ukrayna gerginliğinin çatışmaya dönüşmesi ihtimalinin artması ve kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin notunu düşürebileceği tartışmalarının canlanması ile 4 ayın zirvesini gördü. Dün sabah saatlerinde 2.16 TL eşiğini aşan dolar bu saatlerde gelişen ülkeler para birimlerine karşı da benzer yükselişler yaşadı. Ancak öğle saatlerinde TL diğer ülkelerden olumsuz ayrışırken dolar gün içinde 2.1750 TL’ye kadar çıktı ve 31 Mart’tan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Dolar karşısında Hint rupisinin ardından en kötü günlük performansı da TL gösterdi. Borsa ise günü 79 bin 432 puandan kapadı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler