FİNANS

Dolar bir vurdu bir güldürdü

Dövizdeki artışın etkisiyle kur farkı giderleri katlanırken, 357 şirketten 123'ü bu yılın ilk altı ayını zararla kapattı.

Dolar bir vurdu bir güldürdü

Global resesyon ve borç krizi endişeleri ile birlikte risk iştahında yaşanan azalmanın etkisiyle döviz kurlarındaki yükselişin şirketlere faturası ağır oldu. Hisse senetleri İMKB’de işlem gören ve altı aylık mali tablolarını açıklayan 357 şirketten 123’ü zarar etti. 80 şirketin kârında düşüş yaşanırken, 119 şirket kârını arttırabildi.

Özellikle döviz açık pozisyonu taşıyan şirketlerin yüksek tutardaki kur farkı giderleri zararın büyümesinde etkili oldu. Geçen yılın ilk yarısında kâr eden 59 şirket, bu yılın aynı döneminde zarara geçerken, 41 şirketin zararı azaldı.

3 ayda 10 milyar TL zarar
Zarardan kâra geçebilen şirket sayısı 35’te kaldı. Haziran ayı itibariyle son bir yılda yüzde 22 yükselen euro, bu yılın ilk altı ayında yüzde 15 değer kazandı. Dolar ise bu yılın ilk yarısında yüzde 5,5 yükseldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun açıkladığı verilere göre özel sektörün döviz açık pozisyonu bu yılın mart sonu itibariyle 111.8 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Sadece bu yılın mart ile haziran sonu arasındaki üç aylık dönemde oluşan kur farkı gideri 10.2 milyar liraya ulaştı.

Kur en çok THY’yi vurdu
İMKB-50 Endeksi’nde yer alan şirketler arasında kurun etkisini en fazla gösterdiği iki şirket Migros ve Türk Hava Yolları (THY) oldu. Geçen yılın ilk yarısında 231.3 milyon TL kâr eden THY, bu yılın aynı döneminde 543.6 milyon TL zarar açıklarken, Migros ise 133 milyon TL kârdan 327 milyon TL zarara geçti. THY’nin finansal giderleri 77.8 milyon liradan 590.2 milyon liraya fırlarken, 500 milyon lirasını kur farkı gideri oluşturdu. Migros’un da finansal giderleri 230 milyon liradan 478 milyon liraya çıkarken, 347 milyon lirasını kur farkı gideri oluşturdu. Erdemir’in kur farkı zararı 24.9 milyon liradan 211.1 milyon liraya yükselirken, Tüpraş’ın kredilerden oluşan kur farkı zararı ise 79.4 milyon liradan 337.2 milyon liraya çıktı.

İHRACAT ARTIŞI YÜZDE 30'A FIRLADI
İhracat ağustos ayında ivme kazandı ve geçen yıla göre yüzde 30 artış gösterdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin dün açıkladığı verilere göre ihracat ağustosta 11 milyar 78 milyon dolar oldu. Yılın ilk sekiz ayında ise yüzde 21,63 artışla 88 milyar 550 milyon dolara ulaştı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi yükselen döviz kurlarının ihracat artışını yüzde 20 seviyelerinden yüzde 30’a yükselttiğini, ithalatta ise artışı yüzde 40’tan yüzde 30 seviyelerine çektiğini söyledi.

TİM verilerine göre ağustos itibariyle bir yıllık ihracat ise yüzde 17,48 artışla 129 milyar 628 milyon dolara ulaştı. İhracatçılar her ne kadar krizde olsa da Avrupa’da ihracat artışını sürdürdü. Fransa’ya yüzde 36, Almanya’ya yüzde 30, İtalya’ya ihracat yüzde 24 arttı. En dikkat çekici artış ise Fas’ta yaşandı. İhracatçının Fas’a yaptığı ihracat yüzde 122 artış gösterdi.

Merkez’in adımları olumlu
TİM Başkanı Büyükekşi yükselen döviz kurları ile iç talebin bu kez ithalat yerine iç üretim tarafından karşılanmasını, ithalatın dengelenmesini ve iç üretimdeki artışın büyümeye katkı sağlamasını beklediklerini dile getirdi. Merkez Bankası’nın aldığı önlemler sonrasında döviz kurlarında yaşanan gelişmeler kalıcı olabildiği takdirde Türkiye’nin ihracatına olumlu yansıyacağını kaydeden Büyükekşi şöyle devam etti: “Kurdaki hareketin ihracatta yüzde 20 seviyesinde yaşanan artışı yüzde 30 seviyesine yükseltmesini, ithalat artış oranını da yüzde 40’lar seviyesinden yüzde 30 seviyesine düşürmesini beklemekteydik. Nitekim temmuzda ithalat ve ihracat artışı arasındaki makas daralmaya başladı. Önümüzdeki aylarda da ihracat lehine olumlu gelişmeye devam edeceğini öngörüyoruz.”

İlk yedi ayda gerçekleşen 140.5 milyar dolar ithalatın 100.3 milyar dolarının ara mallarından oluştuğuna dikkat çeken Büyükekşi “Bu rakam, aynı dönemde Türkiye tüm ihracatı olan 77,5 milyar dolardan 22,8 milyar dolar daha fazladır” dedi.

AB ve ABD riskli
aBüyükekşi küresel ekonomideki gelişmeleri dikkatle izlediklerini belirterek “Japonya 1990’da resesyona girdikten sonra faizleri sıfıra indirmesine ve parasal genişleme uygulamasına rağmen likidite tuzağına düşmüş, genişletici önlemler ile kamu borcu büyümüş, ancak ortalama yüzde 1 büyümeye sıkışılmıştır. ABD ve AB için de aynı riskler bulunmaktadır” dedi.(RADİKAL)

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler