Piyasalar, başta Merkez Bankalarının faiz kararları ve Fitch Ratings'in Türkiye değerlendirmesinin takip edileceği, orta ve uzun vadeli yönün dahi belirlenebileceği zorlu bir haftaya giriyor.
Bu hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ABD Merkez Bankası (Fed) ve Japonya Merkez Bankası (BoJ) toplantıları ile kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in Türkiye değerlendirmesi, piyasaların kısa, orta ve hatta uzun vadeli görünümleri üzerinde etkili olabilecek öne çıkan gündem maddeleri olarak sıralanıyor.
Geçen hafta küresel piyasalarda Fed'in faiz artırım sürecine ilişkin beklentilerin öne çekilmesi ile dolar talebindeki artışın devam etmesi, piyasalarda sert dalgalanmalara neden olmuştu. Yurt içinde ise beklentilerden iyi gelen cari açık verisine karşın, enflasyon beklentilerinin döviz kurlarındaki yükselişe bağlı olarak artması ve küresel piyasalarda artan dolar talebinin tedirginliği ile TCMB'nin faiz politikasına ilişkin tartışmalar nedeniyle piyasalarda negatif hava hafta boyunca etkili oldu.
Kritik hafta öncesi BIST 100 endeksi 1,5 ayda yüzde 14 geriledi
Yurt içinde faizler ve döviz kurları küresel piyasalara bağlı olarak geçen hafta yükseliş eğilimini sürdürürken, BIST 100 endeksi ise haftalık bazda yüzde 4,57 değer kaybederek, böylece son bir buçuk ayda yatırımcısına yaklaşık yüzde 14 kaybettirmiş oldu.
ABD'de şubat ayı tarım dışı istihdam ve işsizlik verilerinin ekonomideki iyileşmenin devam ettiğine işaret etmesinin ardından Fed'in faiz artırım sürecine ilişkin beklentilerin öne çekilmesi ile dolar endeksi son 12 yılın en yüksek seviyesine çıktı, dolar/TL de buna bağlı olarak 2,6486 ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü.
Döviz kurları ve piyasa faizlerindeki yükselişin ardından bu hafta salı günü gerçekleştirilecek PPK toplantısından çıkacak faiz kararı ve cuma günü açıklanması beklenen kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in Türkiye değerlendirmesi yurtiçi piyasaların odak noktasına yerleşti.
Ekonomistler faiz ve not değişikliği beklemiyor
Salı günü kararları açıklanacak PPK'ya ilişkin gerçekleştirilen AA Finans beklenti anketine göre ekonomistler faizlerde herhangi bir değişiklik beklemiyor. TCMB ise geçen ayki PPK toplantısında politika faiz oranını yüzde 7,75'ten yüzde 7,50'ye, faiz koridorunun üst bandını yüzde 11,25'ten yüzde 10,75'e, alt bandını ise yüzde 7,50'den yüzde 7,25'e indirmişti.
Ekonomistler Fitch'e ilişkin tahminlerinde de kredi notu ve görünümde değişiklik beklemiyor. Fitch, halen Türkiye'yi "yatırım yapılabilir" seviye olan "BBB-" notu ve "durağan" görünüm ile değerlendiriyor.
Küresel piyasalarla birlikte, yurt içi piyasaların da orta ve uzun vadeli seyrini önemli oranda etkileyebilecek Fed'in faiz kararı bu hafta tüm dünyanın odak noktasında yer alıyor. Salı günü başlayacak olan Fed'in mart ayı Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının kararları ve metni çarşamba günü açıklanacak.
Ekonomistlerin FOMC kararlarına ilişkin beklentileri özellikle son dönemde açıklanan verilerin ardından ikiye ayrılıyor. Fed'in sözlü yönlendirme olarak kullandığı faiz artırımı ile ilgili "sabırlı olunacak" ifadesinin bu toplantıda metinden çıkarılacağını düşünen ekonomistlerin sayısı son açıklanan tarım dışı istihdam ve işsizlik verisinin beklentilerden iyi gelmesi ile oldukça arttı.
Fed'in faizleri tarihi düşük seviyeler olan yüzde 0-0,25 aralığında bulunuyor. Fed Başkanı Janet Yellen'in 24 Şubat'ta Kongre'de yaptığı sunumda faiz artırım sürecine ilişkin "sabırlı olunacak" ifadesinin en az izleyen iki toplantıda faiz artırılmayacağı anlamına geldiğini kaydetmişti. Dolayısıyla ekonomistler, bu ay ifadenin kaldırılması durumunda haziran ayında faiz artırım sürecinin başlayabileceğini tahmin ediyor. Fed'in takvimine göre mayıs ayında FOMC toplantısı yapılmayacak.
Gelişen ülke varlıkları üzerindeki baskı devam ediyor
Bu hafta ayrıca salı günü Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) faiz kararı, Almanya'da ZEW ekonomik güven endeksleri ve Avro Bölgesi TÜFE, çarşamba günü de Japonya ve Avro Bölgesi dış ticaret istatistikleri ekonomik takviminde öne çıkan diğer başlıklar.
Japonya'da BoJ'un politikasında ve faizinde herhangi bir değişiklik yapmasını beklemeyen analistler, merkez bankalarının büyümeyi desteklemek için adım atmalarına karşın piyasa faizlerinin Fed kaynaklı olarak yükseliş eğiliminde olmasının, volatilitenin yükselmesine neden olduğunu ifade ediyor.
Analistler, Fed'in karar metninde sözlü yönlendirmenin değişip değişmemesinin küresel piyasalardaki dolara olan talep ve faizlerin seyri başta olmak üzere tüm piyasalarda yönün ana belirleyicisi olacağını belirterek, dolar/TL'nin teknik olarak 2,60'ın üzerinde kalması durumunda Borsa İstanbul'da tepki alımlarının sınırlı olacağını kaydediyor. Küresel ekonomik aktiviteye ilişkin olumsuz beklentilerin özellikle gelişen ülke varlıkları üzerinde etkili olmaya devam ettiğini ifade eden analistler, dolayısıyla merkez bankalarının atacağı adımların ve kur hareketliliklerin takip edileceğini dile getiriyor.
DÖVİZ KURUNU 24 SAAT CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
**