Nick Rosen
Yazar, film yapımcısı
Bundan 100 yıl önce geleceği inşa edenler Rockefeller, Ford, Carnegie gibi isimlerdi.
Bugün ise Çin, dünyanın en büyük ekonomisine sahip ülkesi olan ABD'ye giderek yaklaştıkça, gelecek, Zong, Dai, Liu gibi isimlere emanet.
Buna alışsak iyi ederiz.
Çin ekonomisi, Çin'in küresel ticaret üzerindeki etkileri, ayrıca yeni zengin orta sınıfların harcama çılgınlığına ilişkin devamlı abartılı haberleri okudukça, bu değişime öncelik eden insanlar hakkında daha fazlasını öğrenmek istedim.
Devlet kontrolündeki toplumun başını çeken hükümet ya da Komünist Parti liderlerinin ardında değildim.
Ülkede ekonomik büyüme patlamasını başlatan girişimcileri bulmak istiyordum.
Zira Çin'in ihracat başarısına önderlik eden milyonlara istihdam sağlayanlar, dev şirketleri kuranlar, onlar.
Komünist Parti, bundan otuz yıl önce girişimcileri "vergi kaçıran, rüşvet yiyen, usulsüzlük yapan serbest tüccarlar" diye tanımlıyordu.
Sonra bu ifade değişti. Mao'nun ölümünden sonra kapitalizme gidişin ardındaki güç olan Deng Xiaoping, "zengin olmak muhteşem bir şey" demişti.
Karl Marx'ın da, girişimciler karşısında bir bakıma "yumuşak karnı" da vardı.
Das Kapital'de işçilerin, emeklerinden kâr güden kapitalistler tarafından sömürüldüklerini anlattı.
Ancak Marx hala kapitalist olsalar da, girişimcilerin yeni fikirleri ve fırsat yakalama yetenekleriyle değer kattıklarını savundu.
"Girişimciler, en azından iyi olanlar, iyi huylu kapitalistlerdir" demişti Marx.
Bu da, Mao sonrası Çin'de nasıl yeniden kullanılmaya başlandıklarını açıklıyor. Ama yine de merkezi sistemde üzerilerine düşen rolü oynamaları isteniyor.
Şirket açıklamalarının ötesine geçip Çin'in süper zenginlerinin gerçekte nasıl yaşadıklarını görmek, ne düşündüklerini duymak ve toplumun en üst katmanına geri kalan 1 milyarı aşkın Çinlinin yerine nasıl onların yükseldiklerini anlamak istedim.
Çin'in devasa nüfusu konusunda ne düşünüyorlardı acaba? Ya da gelecek planları nelerdi?
Servetleri, en tepeye giden yolları, çocukları için umutları ve dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip ülkesi hakkında açık açık konuştukça, tüm Çinlilerin yabancılarla konuşurken takındıkları ortak gizem maskesinin ardına sızabildiğimi farkettim.
Konuştuğum milyarderlerin tümü tam bir yoksulluktan geliyordu. Üstelik tipik Batılı bir aileyle kıyaslandığında göreceli bir yoksulluk da değil.
Yiyecek bir şeyin olmadığı yoksulluğun ne anlama geldiğini biliyorlardı.
Servet sahibi olanlar ise para ve lükse yönelik yaklaşımlarına bağlı olarak ikiye ayrılıyor.
İlk gruba "Parti gelenekselcileri" diyebilirsiniz.
Bu gruba en iyi örnek, en iyi içecek ve giyim firması Wahaha'nın sahibi Zong Qinghou. Zong Qinghou, kendisiyle tanıştığımda, Çin'in en zengin adamıydı.
Gösterişten uzak ofisinde oturduğumuzda bana kazandığı paranın, kendisi değil, toplum için olduğunu anlattı. Lüksten kaçınmanın gereğini vurguladı.
İkinci grup ise 40 yaşlarındaki müteahhit Dai Zhikang ile tanımlanabilir. Onlara Çin'in "yeni aristokrasisi" diyorum.
Yeni elde ettikleri refah konusunda daha rahatlar.
Rus oligarklardan farklı olarak zenginliklerini uluorta sergilemekten kaçınıyorlar. Kazandıklarıyla sanat eserleri satın alıyor, dünyayı geziyor, emlak ediniyor, çocuklarını İngiltere ya da Amerika'da özel okul ve üniversitelere gönderiyorlar.
Her iki grup da servetlerinin geleceğinde çocuklarının nasıl bir rol oynayabileceği konusunda açık konuşuyor.
Gelenekselciler dahi, servetlerini bir sonraki nesle emanet etme hakkını saklı tutuyor. Tabii, bu serveti har vurup harman savurmayacakları yolunda güvenebilecekleri çocuklar ise geçerli.
Çin halkının bir daha elde edemeyebileceği bir fırsatı yakaladıklarının farkındalar. Onların zamanında komünizmden kapitalizme geçiş sürecinde yeni bir iş kurmak şimdiye kıyasla daha kolaydı.
"Parti Gelenekselcileri" ile "Yeni Aristokrasi" arasındaki bir diğer fark da lüks markalar karşısındaki tutumlarıydı.
Genç nesilden biri, bana gururla 50 bin dolarlık Patek Phillipe telefonunu gösterdi.
Buna karşılık gelenekselci gruptan bir sanayici, mütevazı Citizen saatini eşit değerde gururla takıyor.
"Gelenekselciler" Çin malı takımlar giyerken "aristokratlar", güzel dikilmiş ancak modern giysileri tercih ediyor.
Yeni Çin'i ve önümüzdeki yılları şekillendirecek güçleri anlamak açısından Çin'in yeni zenginlerini tanımak önem taşıyor.
Nick Rosen, Çin'in en üst düzey girişimcileri hakkında bir belgesel üzerinde çalışıyor.