CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınlarının Man Adası'ndaki şirketlere para gönderdiği iddiaları nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 130 bin lira tazminat ödemeye mahkûm edildi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kardeşi Mustafa Erdoğan ve oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu yakınlarının vergi cenneti olarak bilinen Man Adası'nda kurulan bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiğini söylemişti.
CHP para transferlerine ait belgeler olduğunu söyledikleri dekontları göstermiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel, "ddiaların tamamı yalan, gösterdiği kağıtların da tamamı sahtedir" demişti.
Ankara Başsavcılığı, Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı 'Man Adası belgeleri'yle ilgili başlattığı soruşturmada dekontların gerçek olduğunu tespit etmiş, "Kara para yok" diyerek Erdoğan'ın oğlu, dünürü ve eniştesi dahil beş şüpheli hakkında takipsizlik kararı vermişti.
Kılıçdaroğlu iddialar nedeniyle daha önce de 197 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkûm edilmişti.
Man Adası (Isle of Man) Britanya ile İrlanda adaları arasında bulunan 572 kilometrekarelik küçük bir ada.
84 bin nüfuslu ada ne Birleşik Krallık'a ne de Avrupa Birliği'ne dahil. Fakat ada dışişleri ve savunma alanında Birleşik Krallık'a bağımlı. Birleşik Krallık'ın adayı savunma ve ada adına diplomatik ilişkiler yürütme yükümlülüğü bulunuyor.
Man Adası Birleşik Krallık'ın bir parçası olmadığı için adada Brexit (AB'den ayrılma) referandumunda oy kullanılmadı.
Fakat Man Adası vatandaşları aynı zamanda Birleşik Krallık vatandaşı olarak kabul ediliyor ve bu sayede Birleşik Krallık ve dolayısıyla Avrupa Birliği pasaportuna sahipler.
Man Adası, düşük vergileri nedeniyle bir "vergi cenneti" olarak ünlenmişti. Ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılasına (GSYH) en büyük katkıyı finans sektörü veriyor ve bu sektör de off-shore bankacılıktan besleniyor. Bu sayede adada kişi başı GSYH 50 bin doların üzerinde.
Ada son dönemlerde bu kötü ününü silebilmek için onlarca ülkeyle vergi bilgisi değişim anlaşması imzaladı. Bu stratejinin bir sonucu olarak OECD 2009 yılında adayı "uluslararası vergi standartlarına uyan ülkelerin" dahil olduğu Beyaz Liste'ye ekledi.
Adadaki diğer önemli sektörler ise ışıkçılık sektörü ve turizm. Tarım ve balıkçılığın önemi son dönemde azalış gösterdi.
Man Adası hükümeti, adayı TV prodüksiyonlarına da açtı ve böylece 1995'ten beri bu küçük adada 100'den fazla film ve dizi çekildi.
Adada para birimi olarak İngiliz sterlininin yanı sıra Man Poundu da kullanılıyor.
Man Adası 1866 yılında özerklik kazandı ve demokrasisini geliştirdi. 979 yılından beri toplanan, parlamento ve senatodan oluşan Tynwald adlı meclis, dünyadaki en eski meclis olduğunu iddia ediyor.
Tynwald, ülkeyi yöneten Bakanlar Kurulu'nu seçer. Bakanlar kuruluna "Şef Bakan" denen bir başbakan liderlik eder. Meclisin çoğu üyesi bağımsızdır.
Adanın "lordu" Kraliçe İkinci Elizabeth. Kraliçe'nin atadığı Vali Sir Richard Gozney de adanın yönetiminde yetki sahibi. Ancak valinin yetkileri 1900'lerin başından itibaren zamanla azalıp, sonunda sembolik bir hale dönüşmüş durumda.
Man Adası'nda yaşayan 84 bin kişinin yarısından azı bu adada doğmuş.
Adanın başkenti ise Douglas kenti.
Denizlerin yükselmesi sonucu MÖ 8000'de Britanya adalarından koparak bir adaya dönüşen Man'daki ilk insan kalıntıları MÖ 6500'e kadar uzanıyor.
Ada'da kalıcı ilk yerleşimi kuranlar Keltler olmuş, ada 1079'da ise Vikingler'in kontrolüne geçmişti. 1266'da İskoçya'nın denetimine giren ada 1764'te Birleşik Krallık'ın kontrolüne girmiş ancak ülkenin bir parçası haline getirilmemişti.
Adanın bugün kullanılan bayrağında üçlü sarmal şeklinde bacaklar bulunuyor.
Bu bacaklar hem zırhın içinde, hem de altın mahmuzları var.
Britannica Ansiklopedisi'ne göre bu bayrak, eski çağlarda kullanılan gamalı haçların bir devamı niteliğinde. Gamalı haçı sıklıkla kullanan İskandinavların bu simgeyi Mann Adası'na da getirmiş olabileceği düşünülüyor.
Bayrak 1929'da resmen ülke bayrağı olarak kabul edilmişti.
Ada'da Manskça denen yerel bir dil konuşulurdu. Ana dili olan Manskça olan son kişi 1970'te yaşamını yitirse de dili tekrardan yaymak için çalışmalar yürütülüyor. 2001 yılında Manskça eğitim veren ilk ilkokul açıldı.