Matthew Davies
BBC ekonomi muhabiri
Piyasa uzmanları, Mısır ekonomisinin, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ardından, daha parlak bir geleceğe sahip olduğunu düşünüyor.
Mursi'nin görevden alınması sonrasında Kahire Borsası, yüzde 7'lik yükselişle bir yılı aşkın süredir en büyük artışını yaşadı.
Ülke ekonomisi derin bir kriz içinde olsa da, piyasalarda Mursi sonrası daha olumlu bir dönem yaşanacağı yolunda iyimser bir hava var.
Çok olası görünmese de, uzun süredir beklemede kalan Uluslararası Para Fonu IMF'den gelecek kredinin onaylanabileceği tahmini de var.
Abu Dabi merkezli The National Investor şirketinden Sebastien Henin, "Teknokratlardan oluşan yönetimlerin açık bir gündemi var. İç ve dış yatırımcılar için Mısır'da ekonomik görünüm kesinlikle değişecek" dedi.
Ancak diğer uzmanlar, bu ilk günlerde yaşanan iyimserliğin çok kalıcı olmayabileceği görüşünde.
BNP Paribas'ın uzmanlarından Dina Ahmed, "Mısır yeniden başa döndü. Ekonominin düzelmesi ve IMF'den gelecek kredi gecikecek. Bu süreç, daha istikrarlı bir hükümetin oluşturulması için bir şans" dedi.
Muhammed Mursi'nin devrilmesiyle başlayan bu sürece, bir ölçüde, Mısır'ın iki yıldır içinde olduğu ekonomik kriz nedeniyle gelindi.
Hüsnü Mübarek'i deviren Arap Baharı rüzgârı, umulan ekonomik değişimi getiremedi. Tam tersine, ülkede iki yıldır devam eden siyasî istikrarsızlık enflasyon ve işsizliğin artmasına, yatırımcılardan ve turizmden gelen gelirin ise düşmesine neden oldu.
Hüsnü Mübarek döneminde 30 milyar dolar olan borç bugün 40 milyar dolar seviyesinde. İki buçuk yıl önce yüzde 3 olan enflasyon bugün yüzde 13-18 aralığında. Muhammed Mursi döneminde işsizlik ise, yüzde 13,2 oranıyla rekor seviyeye ulaştı.
Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Caroline Freund, kitlesel değişim talebiyle başlayan sürecin ardından göreve gelen Muhammed Mursi'nin, ekonomiyi düzeltecek değişimi sağlamak için elinde olan zamanı boşa harcadığı görüşünde.
"Değişim geçiren ekonomilerin ilk yılda kötüleşmesi doğal bir süreç. Ancak açık ve kararlı bir siyasî ve ekonomik programı olan ülkelerin ekonomilerinin, aşamalı değişim uygulamayı isteyen ülkelerden daha çabuk düze çıktığını görüyoruz" diyen Freund, "Aşamalı değişim yavaş bir süreç. Bunun yaratacağı belirsizlik, yatırımcıları, turistleri, tüketicileri 'bekleyip neler olacağını görelim' havasına sokuyor" görüşünü savundu.
Siyasî istikrarsızlık, hükümetin 80 milyon nüfuslu ülkede vergi toplamasını güçleştirdi.
Mısır'ın borcu arttıkça, Mursi hükümeti ülkenin nakit rezervlerini eritmeye başladı. Sonuç olarak bugün Mısır'ın 16 milyar dolarlık nakit rezervi, Mursi'nin göreve geldiği dönemdeki miktarın yarısından daha az.
Vergi toplayamayan, turizm gelirleri neredeyse kesilen ve IMF'den beklediği krediyi alamayan Mursi, para bulabilmek için başka kaynaklara yöneldi.
Katar ve Suudi Arabistan Mısır'a 3'er milyar dolar, Türkiye 1 milyar dolar ve Libya 2 milyar dolar borç verdi. IMF'den beklenen 4,8 milyar dolarlık kredi alınamazken Amerika Birleşik Devletleri yıllık 1,3 milyar dolarlık kaynağı sağlamaya devam etti.
Ancak tüm bu destek de Mursi hükümetinin ülke ekonomisini kontrol altına almasına yetmedi.
Birleşmiş Milletler, Mısır'da yoksulluk ve yetersiz beslenmenin son üç yılda arttığını açıkladı. BM tahminlerine göre, sofrasına yemek koymakta zorlananların oranı 2009'da yüzde 14'ken bugün yüzde 17'ye çıkmış durumda. Öte yandan 2005 yılında yüzde 23 olan beş yaş altındaki çocuklar arasında yetersiz beslenme oranı bugün yüzde 31'e ulaştı.
Piyasa uzmanları, Mısır ekonomisinin, Muhammed Mursi döneminde 'kötüden daha kötüye' gittiğini ve ekonominin çökme noktasında olduğunu belirtiyorlar.
Ancak Mısır, Muhammed Mursi'den önce de ekonomik krizle karşı karşıyaydı. Hüsnü Mübarek'in devrilmesi öncesinde de işsizlik yüzde 10 seviyesindeydi ve gençlerin dörtte biri işsizdi.
Katar gibi bazı ülkelerin, Müslüman Kardeşler'in iktidarda olmadığı bir Mısır'a yardım etmeye ne kadar istekli olacakları henüz net değil.
Yeni hükümetin de Uluslararası Para Fonu IMF'den, ihtiyaç duyulan krediyi alabileceğinin hiçbir garantisi yok. Hükümet, IMF'yle 4,8 milyar dolarlık kredi anlaşmasını Kasım ayında imzalamış olsa da Muhammed Mursi bu anlaşmayı onaylamamıştı.
Mursi'nin anlaşmayı onaylamayı geciktirmesinin ardında temel olarak, anlaşmanın ağır kemer sıkma politikası öngören şartları vardı. Anlaşmanın parçası olarak vergilerin arttırılması, petrole kısıtlama getirilmesi ve sübvansiyonların kesilmesi gündemdeydi.
Mursi bu şartları kabul etmiş olsaydı arasındaki desteği yitirecek ve sonuçta halk sokaklara dökülecekti.
Ancak imzalanmayan anlaşma ve 4,8 milyar dolarlık nakit kredinin askıda kalması ekonomiye daha ağır bir darbe vurdu ve Muhammed Mursi'yi aynı noktaya getirdi. Halk sokaklara döküldü, Muhammed Mursi devrildi.
Siyasî çalkantıların yaşandığı bir dönemde ekonomik istikrar sağlamak neredeyse imkansız. Mısır ordusunun kontrolü ele alması, kısa dönemli de olsa, yatırımcılara ve bağışçı ülkelere güven verebilir.
Ancak bu iyimserlik, ekonomik gerçeklerin baskısıyla çok da uzun sürmeyebilir.
Uzmanlar, yeni yönetimin karşısında pek çok ekonomik sorun bulunduğuna dikkat çekerken, yeni kurulacak hükümetin de, atacağı her adımda, 'hayatı daha da zorlaşması durumunda Mısır halkının yeniden sokaklara döküleceğini' akılda tutması gerekiyor.