Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) yapılan 110 milyar Euro'luk kurtarma anlaşması uyarınca, bu imkan gelecek yıldan itibaren Yunanistan'ın borçlarının tamamını karşılamayacak ve Yunanistan açığı kapatmak için 2012 yılında piyasalardan 26.7 milyar Euro bulmak zorunda kalacak. AB/IMF tahminlerine göre bu durumda Yunanistan gelecek yılın ilk çeyreğinde 10.9 milyar Euro'ya ihtiyaç duyacak.
Yunanistan'ın tahvil piyasasında yaptığı en son borçlanma, geçen yıl Nisan ayında gerçekleşti. Ülke o zamandan bu yana ancak kısa vadeli hazine kağıtlarını çevirebiliyor.
Ancak Yunan tahvillerinin durumu, ülkenin yakın zamanda piyasalara girmesi ihtimalini desteklemek bir yana, yeni bir borç yapılandırmanın yaklaştığını gösteriyor.
İki yılık Yunan tahvillerinin bu yılın başında yüzde 14 olan getirisi, yüzde 25'i geçmiş bulunuyor.
Münih'te Unicredit Stratejisti Kornelius Purps, "Yunanistan'ın gelecek yıl sermaye piyasalarına dönmesi ihtimali sıfıra çok yakın" dedi.
Euro Bölgesi'nin en üst düzeyli mali yöneticilerinin geçen hafta gizlilik altında yaptıkları bir toplantıda da bu sonuca varıldığı biliniyor. Eurogroup başkanı Jean-Claude Juncker de Yunanistan'ın yeniden yardıma ihtiyacı olduğu görüşünü resmen ifade etti.
Analistlerin, 2012 yılında doğacak finansman açığı sorununu çözmek için düşünülen çarelerin yatırımcıları orta vadede Yunan tahvillerini almaya ikna edemeyeceği yolundaki görüşleri de bu ülke için kötü haber.
Frankfurt'ta DZ Bank faiz stratejisti Birgit Figge, "Yunanistan'ın gelecek iki yıl boyunca sermaye piyasalarından borçlanabileceğini sanmıyorum. Üstelik, bir yeniden yapılandırma olmadıkça, sonraki beş yıl için de kötümserim" dedi.
Bazı analistler, Yunanistan'ın çok yüksek borç oranı düşürülmedikçe ve yatırımcılar gözündeki itibarı yeniden tesis edilmedikçe, bu ülkenin piyasalardan dışlanmasının 10 yılı aşkın bir süre devam edeceği görüşündeler. Euro Bölgesi maliye bakanları, 16 Mayıs'ta yapacakları toplantıda, Yunanistan için ne gibi yeni önlemler alınabileceğini görüşecekler. Yetkililer ve analistler, mali yardım anlaşmasının koşullarının hafifletilmesi, yeni borç verilmesi ve hatta borçlara fazla sert olmayan bir yeniden yapılandırma uygulanması gibi kararlar çıkabileceğini söylüyorlar.