Altın fiyatlarındaki uzun vadeli artış eğilimi 2011’in ilk çeyreğinde devam etti.
Dünya Altın Konseyi tarafından açıklanan 2011 yılı ilk çeyrek Altın Yatırım Raporu (Gold Investment Digest) verilerine göre; Ocak ayında altın fiyatlarında meydana gelen ilk gerilemeye karşın yatırımcının altına yönelik olumlu tavrı ve mücevher alımlarındaki artış, üç aylık performansın güçlenmesini sağladı. Bu gelişme altının Nisan başından itibaren tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmasına ve ons başına bin 500 dolar sınırını aşmasına neden oldu.
Belirsizliğin ve artan fiyatların hakim olduğu küresel piyasa ortamında altın, yüzde 15.8 olan 20 yıllık tarihi volatil ortalama oranından yüzde 13’e gerileyerek; geniş tabanlı varlık karmasında, en istikrarlı varlıklardan biri olarak kaldı.
ÖLÇÜLÜ BİR FİYAT ARTIŞI
Dünya Altın Konseyi Yatırım Araştırma Müdürü Juan Carlos Artigas konuya ilişkin yaptığı açıklamada, altının 2011 yılının ilk çeyreğindeki performansı, küresel ekonomide süregelen kaygılı durumuyla ilişkilendirildi. Artigas "Bu durum da yatırımcıların giderek artan biçimde altının servet koruyucu özelliklerinin farkına varmasına yol açtı. Aldığımız bilgiler gösteriyor ki; fiyat dalgalanması bir yanda azalırken ve dolar yerel para birimleri karşısında zayıflamasını sürdürürken, başta Hindistan ve Çin olmak üzere başlıca mücevher piyasalarındaki güven ortamı, satın alımları dönem boyunca yükseltmekte ve daha ölçülü bir fiyat artışıyla sonuçlanmakta" ifadelerini kullandı.
HİNDİSTAN VE ÇİN GİBİ ÜLKELERDEKİ ENFLASYON BİR NEBZE DÜŞMÜŞ GÖRÜNSE DE ASLINDA HALA YÜKSEK
Altın Yatırım Raporu’nda öne çıkan başlıca trendlerden bir diğeri ise küresel enflasyona dair giderek artan endişeler karşısında Amerikan Merkez Bankası’nın düşük faiz oranı döneminin uzatılacağı sinyalini veren ve ABD’deki enflasyon beklentilerini artmasına neden olan yorumları oldu. Hindistan ve Çin gibi ülkelerdeki enflasyon bir nebze düşmüş görünse de aslında hala yüksek seyrettiği belirlendi. Üstelik gıda fiyatlarındaki enflasyon tehdidi, dünya çapında tüketicileri giderek daha çok endişelendirmekte. Böylesi bir ortamda altın, başka yatırım gereçlerinin kolay kolay erişemeyeceği, risk korumalı bir alternatif olarak öne çıkıyor.
Rapordan öne çıkan noktalar şöyle:
"-Yılın ilk çeyreği boyunca altın fiyatı yüzde 2.4 oranında artarak Londra Değerli Metaller Borsası’nda 31 Mart 2011 itibarıyla ons başına bin 439 dolar seviyesine ulaştı. Bu oran önceki iki yıl boyunca çeyrek başına yaşanan ortalama yüzde 6.2’lik artışa kıyasla daha makul bir artış.
-İlk çeyreğin sonuna gelindiğinde Borsa Yatırım Fonları’nın elinde 97,6 milyar Dolar değerinde, toplam 2 bin 110,3 ton altın bulunuyordu. 31 Aralık 2010’da 97 milyar Dolar değerindeki 2 bin 167,4 tonla kıyaslandığında bunun çeyrek içinde makul bir sermaye akışı olduğu söylenebilir.
-2011’in ilk çeyreğinde, başta Rusya ve Bolivya dahil olmak üzere büyüyen ekonomilerin Merkez Bankaları altının en büyük alıcısı olma eğilimini sürdürdü. Grup olarak bakıldığında kamu sektörü, bilinen altın stokunun yüzde 18’ini elinde tutuyor."(ANKA)