Bakan Çağlayan, "Vize almak için başvuran Türk işadamlarından evlilik cüzdanı istiyorlar. AB, bu uygulamalarla, dünya ticaretinin bütün kurallarını çiğniyor, bu korumacılığın daniskası, ticarete teknik engeldir" dedi.
Almanya'nın Hannover kentindeki temaslarını tamamlayan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'ye dönüşünde uçakta değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye karşı çok ciddi haksız uygulamaları olduğunu, AB'nin Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yaptığı ülkelerle Türkiye'nin yapamadığını belirten Çağlayan, bunun sebebinin, 1996 yılında Gümrük Birliği anlaşması yapılırken AB'nin talebine rağmen diğer ülkelerle birliğin yapacağı anlaşmalara taraf olmamayı Türkiye'nin kabul etmesi olduğunu, bunun gerekçesinin de Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB'ye girmesi durumunda tanımak zorunda kalmamak olduğunu söyledi.
Çağlayan, Cezayir'in, Güney Afrika'nın, AB ile 2000 yılında STA yaptığını, Türkiye ile bugüne kadar yapılmadığını belirtti.
AB'ye tam üyeliğin Türkiye'nin hakkı olduğuna işaret eden Çağlayan, 50 yıldan fazla devam eden bu mücadelenin sonucunu almak istediklerini, ancak üyeliğin amaç değil, araç olduğunu kaydetti.
AB üyesi olmayan ülkelerin vatandaşlarına vizesiz geçiş sağlayan Avrupa'nın bu konuda Türk işadamlarına, sanayicilerine, ihracatçılarına zorluk çıkarttığını anlatan Çağlayan, şunları söyledi:
''Her fuara gelişimde benim sanayicim vize konusundan şikayet eder, ancak bunlar bu konuda artık işi ahlaki boyutlara kadar götürdü, insan haklarına tecavüz etmeye kadar götürdüler. Vize almak için başvuran Türk işadamından evlilik cüzdanı istiyor, sen nikah memuru musun, seni ne ilgilendirir o firmanın sahibinin, sanayicinin evli olup olmadığı. Bunların amacı, bizi yıldırmak, bizim ticaretimizi engellemek, bunların amacı tarife dışı engel oluşturmak. Her başvuruya 60-100 Euro başvuru ücreti alıyorlar, vize versin vermesin. Bunun kabul edilir tarafı yok. Cebit Fuarı'nda patronlara vize vermediler, o patronların işçilerine vize verdiler.
AB, dünya ticaretinin bütün kurallarına çiğniyor, bu korumacılığın daniskası ve insan hakları ihlalidir, saygısızlıktır, ticarete teknik engeldir. Benim, hem malım hem de insanım serbest dolaşamıyor. Türkiye olarak dünyanın en büyük kara ticaret filolarından birine sahibim. 46 bin kara aracı. Gerek kendi ülkesine giden gerek transit geçen nakliye araçlarıma kota koyuyorlar. Sen serbest piyasa ekonomisinden bahsediyorsun, bundan bahsederken, benim araçlarıma, insanlarıma kota-vize uygulaması yapıyorsun. Bunların hepsi Türkiye'nin büyümesinden, gelişmesinden endişe edilmesinin sonuçlarıdır.''
Çağlayan, Türkiye'nin, AB'nin kara taşıtları, tekstil, hazır-giyim ithalatında 2. sırada, güç üreten makinalar ithalatında 5. sırada, demir-çelikte 6. sırada, elektrikli makina ithalatında 8. sırada yer aldığını, bunlara rağmen Türk işadamlarına vize uyguladığını belirtti.