Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, bu yılın ilk çeyreğinde 2019'un aynı dönemine kıyasla gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 4,5 arttı.
Bu dönemde, üretim yöntemine göre cari fiyatlarla GSYH tahmini de yüzde 16,2 artarak 1 trilyon 71 milyar 98 milyon lira olarak gerçekleşti. Söz konusu değer dolar bazında ise 176 milyar 146 milyon düzeyinde hesaplandı.
Veriye ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, büyümenin ilk çeyrekte piyasa öngörülerinin altında kaldığına işaret ederek, son dört çeyrek milli gelir toplamının 758 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini söyledi.
Büyüme trendinin gücüne ilişkin göstergelerin, önceki çeyreğe göre sınırlı artışa işaret ettiğini belirten Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH'yi, ilk çeyrekte sanayi sektörü yukarı çekti. Toplam katma değere bir önceki yılın aynı çeyreğine göre tarım yüzde 3, sanayi yüzde 6,2, hizmetler yüzde 3,4, finans yüzde 1,6 ve gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,4 artış, inşaat ise yüzde 1,5 azalış yönünde etki yaptı. Harcamalar yöntemiyle hesaplanan GSYH verilerine bakıldığında, ilk çeyrekte özel tüketim harcamaları ve stok birikimi büyümeyi yukarı çekerken, yatırımlar ve net dış talep olumsuz etkiledi. İlk çeyrekte büyüme oranına katkılar ise hanehalklarının nihai tüketimi 3 puan, devletin nihai tüketim harcamaları 0,9 puan, gayrisafi sabit sermaye (özel ve kamu yatırımları) oluşumu eksi 0,4 puan, mal-hizmet ihracatı eksi 0,2 puan ve mal-hizmet ithalatı eksi 4,1 puan düzeyinde oluştu. Stoklar büyümeyi 5,3 puan yukarı çekerken, net dış talep büyümeyi 4,3 puan aşağı çekti."
Haluk Bürümcekçi, hanehalkı tüketim harcamaları alt grubuna bakıldığında, ilk çeyrekte dayanıklı malların yüzde 14,5 ve yarı dayanıklı malların yüzde 8,2 ile belirgin artış kaydettiğine dikkati çekti.
Gayrisafi sabit sermaye oluşumunda inşaat yatırımlarının yüzde 10,2'lik bir oranda sert daraldığını aktaran Bürümcekçi, makine-teçhizat yatırımlarının ise yüzde 8,4 artarak yükselişini ikinci çeyreğe taşıdığını söyledi.
Bürümcekçi, gelecek döneme ilişkin beklentilerini de aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Önümüzdeki dönem görünümünü ele aldığımızda; ilk sinyaller milli gelir büyümesinin ikinci çeyrekte belirgin düşeceğine işaret etmekte. İkinci çeyrek görünümü öncü göstergelere bakıldığında, Satınalma Yöneticileri Endeksi, Reel Kesim Güven Endeksi, kapasite kullanımı ve Tüketici Güven Endeksi verilerinde nisanda geçen yılın aynı dönemine göre düşüş gözlendi. İhracatın ise aynı dönemde yıllık bazda düşmesine karşılık ithalatın artmaya devam etmesi, dış talebin büyümeye katkı vermeyeceğine işaret etmişti. Biz salgına ilişkin gelişmelerle 2020 büyüme tahminimizi yüzde 1,0 civarına çekmiştik. Üçüncü çeyrekten itibaren toparlanma varsayımı altında yapılan bu tahmin üzerinde riskler aşağı yönde devam etmektedir. Bu yılki görünüm açısından, ilk çeyrek verileri 2020'ye olumlu bir giriş yapıldığını yansıtırken, sonrasındaki görünüm ise koronavirüs salgını seyrinin ekonomik aktivitedeki ani duruşu ne süre uzatacağına ve trend büyümesi yüzde 70'i aşan bankacılık kredi hacminin bu görünümü ne ölçüde ve ne süre koruyabileceğine bağlı olacaktır."
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu da ilk çeyreğe ilişkin açıklanan büyüme rakamlarının, 2018'de başlayan kur krizinin etkilerinin aşılmaya başlandığına işaret ettiğini söyledi.
Eğer koronavirüs şoku olmasa büyümenin devamının sonraki dönemlerde de gelebileceğini anlatan Saltoğlu, şunları kaydetti:
"Açıklanan verilere baktığımızda dikkati çeken noktalar kamunun büyümeyi dengelediği ve tüketimin toparladığı şeklinde. Bunlar iyi yanları... Ama veride görülen bir olumsuz nokta da genel sorunumuz olan büyüme artınca ithalatın da tekrar yükseldiği gerçeği. Bu konuda geçen sürede kurun ya da başka faktörlerin kalıcı bir terbiye edici özelliği olmadığını görüyoruz. Koronavirüs şoku sonrası ithalatın tekrar daralmasını, tüketimin de azalmasını yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde de göreceğiz."
Spinn Danışmanlık Kurucu Ortağı ve ekonomist Özlem Derici Şengül ise ilk çeyrek büyüme rakamlarının kendi beklentisine yakın geldiğini belirterek, ekonominin genel olarak önceki çeyreğe göre yavaşladığına dikkati çekti.
İlk iki ay ciddi miktarda ivmelenen bir tüketim ve yatırım eğiliminin görüldüğünü, mart ayında koronavirüs salgını sonrası bu göstergelerin yavaşladığını anlatan Şengül, "Burada tüketim tarafında biraz düşüş var ama yatırımların negatif olması önemli. Zayıf bir yatırım dönemi geçirdik. Bu çeyrek itibarıyla pozitife dönmesini bekliyorduk. Makine ve teçhizat yatırımlarında ise yüzde 8,4'lük büyüme var. Bu olumlu ama yine de tamamına bakılınca inşaat yatırımları toplam yatırımları aşağıya çekmiş vaziyette." diye konuştu.
Şengül, normalde bu tür kriz dönemlerinde dış talebin katkısının pozitif olduğunu, ancak bu sefer tam tersinin gerçekleştiğini ifade etti.
İkinci çeyrekte çift haneli bir daralma görülebileceğinden bahseden Şengül, şunları söyledi:
"İkinci çeyrekte büyümeye tüketimin katkısı olacak ama halihazırda zayıf olan yatırımlar çok daha zayıfladı. Dış talebin katkısı da yine negatif olacaktır. İhracat performansı, sınırların kapanması ve ticaretin neredeyse durma noktasına gelmesi nedeniyle kötü durumda. İhracat performansının düşük kalmasının en önemli nedenlerinden biri Avrupa'nın zayıf olması. İkinci çeyrekte bunun çok daha belirgin olduğunu göreceğiz. Ticaret ilişkilerimizin olduğu ülkelerin zayıflığı mecburen bize de yansıyacak. Ben toparlanma hızının çok yavaş olacağını tahmin ediyorum. Bunun arkasındaki en önemli neden de reel kesim güven endeksi çok ciddi bir sıçrama gösterse de kapasite kullanım oranlarına bakınca hala yüzde 60 civarında. Haziranda biraz daha yükselse de oranlar yüzde 75-80'lere çıkamayacaktır. Üretimin yerine gelebilmesi ve canlanması için ilk önce tüketim aktivitesinin yerine gelmesi lazım. Tüketim tarafında biraz daha temkinli bir tüketici yaklaşımı görebiliriz. Çünkü çok önemli bir kesim gelir kaybına uğradı. Gelir kaybına uğramayan kesim de önemli miktarda tasarruf eğilimi içerisinde. Önümüzdeki dönem yeniden aynı sorunlarla karşılaşmamak için temkinli olmak adına o yüzden de birden bire bir harcama patlaması beklememek lazım."
KAYNAK:AA