Tahıl ambarı Konya Ovası’nda 2023 yılı hububat sezonunda, Nisan ayındaki yağışlarla hububat ürünlerinde verim ve kalitenin artmasıyla rekolte yaklaşık 2 milyon tonun üzerinde olarak kayıtlara geçti. Bu sezon beklenen yağışların düşük olması hububatta verim kaybına kapı aralarken, zaman zaman alınan yağışlarla beraber kıraç alanlardaki ürünlerde rekolte beklentisi arttı.
Sapa kalkma olarak bilinen başaklanma döneminde yağışlar devam ederse hasat sezonunda verim kaybının yaşanmayacağına dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, “Konya yöresindeki hububat alanlarında şu anda yavaş yavaş sapa kalkma başladı diyebiliriz. Çiftçilerimizin artık ot ilaçlarını kullanma dönemleri başladı. Yavaş yavaş bunların yanında hastalık kontrolleri de başlamış durumda. Tabii beklediğimiz yağışları maalesef bu yıl da alamadık. Ama dönem dönem yağan yağmur yağışları hububat alanları için yeterli oldu. Şu anda Konya yöresinde hububatla ilgili bir problemimiz gözükmüyor. İnşallah Nisan ayındaki yağışlar yağmur olarak dengeli bir şekilde devam ederse hasat sezonunda verimde herhangi bir kaybımızın olmayacağını düşünüyoruz. Tabii yağışlar bu dönemlerde çok önemli. Eğer yağışlar olmazsa bitkilerin erken dönemde sapa kalkmasından dolayı birtakım verim düşüklükleri yaşanabilir. Tabii bazı çiftçilerimiz bu dönemlerde yağış alamayan yerlerde, sulama imkanı olan yerlerde sulama yapmaya başladı. Bununla beraber üre gübresinin de kullanımı yapıldı. Çiftçilerimiz üre gübrelerini attılar. Sulama imkanı olmayan çiftçilerimiz hala daha yağış beklemekte. İnşallah önümüzdeki süreçte yağışlar devam eder” dedi.
Doğru, zamanında ilaçlama ve sulama ile ilgili uyarılarda bulunan Burak Kırkgöz, “Bu süreçten sonra hastalık kontrolü çok önemli. Çiftçilerimizin özellikle sarı pas ve kök çürüğü hastalığıyla alakalı arazilerin dönem dönem bir ziraat mühendisi meslektaşımızla mutlaka kontrol etmeleri gerekiyor. Bu kontrollerde eğer hastalık tespiti yapılırsa hiç zaman kaybetmeden ilacın da bir önce kullanılması gerekiyor. Çünkü bizim tarımda kullandığımız mantar ilaçları genelde tedavi edici değil, koruma amaçlı ilaçlar. Bu koruma amaçlı ilaçları da hastalık bitkinin bünyesine girmeden önce kullanmak gerekiyor. Eğer bu risk gözükürse böyle bir durumla karşılaşılmadan önce bu ilacın mutlaka kullanılması gerekiyor. Çiftçilerimiz sapa kalkmadan sonra tarlaya bazen girmek istemiyor. İlaç atmak istemiyorlar orada mahsuller ezileceği için. Tabii hastalığın daha sonrasındaki verdiği zarar o dönemdeki ezilen yerden daha fazla olduğu için biz çiftçilerimize genelde bu ilaçları kullanmalarını kesinlikle tavsiye ediyoruz. Çünkü birim alandan alınacak verim hepimiz için ve ülkemiz için de önemli. Çiftçilerimiz artan maliyetler karşısında mücadele edebilmek için birim alandan daha yüksek verim almak zorunda. Bu verimliliği sağlayabilmek için de gerekli ilaçların gerekli gübrelerin zamanında doğru bir şekilde yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yapılan sulamalarla yeraltı su kaynaklarında ciddi oranda çekilmeler olduğuna değinen Kırkgöz, “Konya yöresi kapalı bir havza. Yeraltı sularımızda da çok ciddi çekilmeler meydana geliyor. Bu yüzden sulama periyotlarına çiftçilerimizin çok dikkat etmesi gerekiyor. Çok sulama yapmak çok verim alınacak anlamına gelmiyor. Aksine çok sulama yapıldığı dönemlerde bazen hastalıklar da beraberinde gelebiliyor. Çiftçilerimizin arazilerini haftalık kontrollerin sonucunda dönemsel olarak hava sıcaklığına da bağlı olarak, yani haftalık bir sulama yapacak bir çalışma yapması gerekiyor. Bunu daha da kısaltmak verimi artırmaz. Enerji maliyetlerimiz de çok yüksek. Ekstra maliyet yapmak, bir yandan hastalık ortaya çıkması, çiftçilerimiz için ilerleyen dönemde bitkilerimizin kendilerini etkileyebilir. Kontrollü olarak sulama yapmalarını tavsiye ediyoruz” diye konuştu. (İHA)