Temmuz ayı yani maaşlarda artış dönemi yaklaşırken, milyonlarca çalışan asgari ücrete ara zam, emekli ise seyyanen zam talep ediyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın hükümete yolladığı açık mektupta ciddi bir kemer sıkma dönemine girildiğinin işaretleri verildi. Banka maaş zamlarında hükümete adeta ‘kesenin ağzını açmayın’ dedi.
Seçim sonrası hükümetin gündemine ekonomi yerleşirken Gazeteci Özlem Akarsu Çelik Sözcü TV canlı yayınında Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndaki ekonomi bürokratlarından aldığı bilgileri paylaştı. “Hazine’den bazı isimlerle yaptığım konuşmalarda ben şunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım” diyen Özlem Akarsu Çelik, “Mayıs seçimi öncesi dediler ki; ‘kasa bomboştu, dış borçları Türkiye ödeyemez haldeydi’ ve bu 5 yıllık nas politikasının iflasının geldiği noktadır. Enflasyondan da o sorumludur ve şimdi biz hiçbir şekilde sağa sola para dağıtamayız” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası’nın mektubundan asgari ücrete ara zammın artık mümkün olmayacağını anladıklarının altını çizen Akarsu Çelik, “Ve ‘2024’te enflasyon ne olacak?’ dedim. Temmuz ayında düşüşe geçecek ama en çok sıkıntı yaşayan ve seçime tavrı yansıyan emeklilerin durumunu sorduğumda, ‘5 bin TL zam verdiğimizde bunun 16 milyon emeklide bize maliyeti 1 trilyon. Devletin kasasına maliyeti.’ Bir kere ‘bunu karşılayamayız’ diyorlar” diye konuştu.
Bilindiği üzere EYT’yi 1 gün, 1 ay ya da çok kısa bir süre ile kaçırarak 17 yıl fazladan çalışacaklar kademeli emeklilik bekliyordu. Ancak Akarsu Çelik, kademeli emeklilikte örnek teşkil eden EYT için ekonomi bürokratlarının ‘büyük bir hata’ yorumunu yaptıklarını dile getirdi.
“Bir kere EYT’lilere dikkat çekiyorlar. EYT’nin çok büyük bir hata olduğunu belirtip keşke bu kazanımı vermeseydik çünkü şu an bunu karşılayamıyoruz diyorlar” ifadelerini kullanan Akarsu Çelik şunları söyledi:
“Sadece 2024 yılında 2 milyon EYT'li daha geliyor. Bunun da bütçeye etkisi 1 trilyon lira. 16 milyon emekliye 1 trilyon lira maliyet demek. ‘EYT’yi çıkarmamış olsaydık bizim için daha iyi olurdu’ görüşü hakim. Ancak düzelme 2025'te hissedilir boyuta gelecek. ‘Biz bir önceki yılın ne yazık ki yansımasını yaşıyoruz’ diyorlar. Hemen şunu da söyleyeyim; ‘İktidar bu seçimin sonucu için kendince siyasi bir çıkarım yapabilir ama ekonomi için yapacak hiçbir şey yok. Ciddi bir kemer sıkma dönemi başlamıştır’ diyorlar.”