Yenilenebilir enerji üretimi payındaki artış ve küresel emtia piyasalarındaki gelişmeler,sektörün seyrini etkileyen başlıca unsurlar olarak öne çıkıyor. Borsaya açık şirketlerin üçüncü çeyrekteki üretim verilerine yer verdiğimiz bu sayımızda ayrıca aylık elektrik fiyatları, tüketimi ve üretimi gibi verileri paylaşıp sektöre yönelik ay boyunca derlediğimiz yeni gelişmeleri, haberleri ve yetkili açıklamalarını Fintables derledi...
Ekim ayında Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi 26.877.652 MWh olarak kaydedildi ve Ekim 2023 dönemine kıyasla %4,37 artış gösterdi. Günlük ortalama elektrik tüketimi ise mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıkların gerçekleştiği bir önceki aya kıyasla %8,96 geriledi. ✦ Elektrik fiyatlarındaki düşüş trendi ekim ayında da devam etti. Piyasa takas fiyatı ortalama 68,36 USD seviyesinde gerçekleşerek yıllık ve aylık bazda sırasıyla %16 ve %3’lük gerileme kaydetti. Ortalama PTF Ekim 2023’te 81, Eylül 2024’te 70,56 USD seviyesindeydi.
Yenilenebilir enerjinin toplam üretimdeki payının arttığını görüyoruz. Geçtiğimiz ay ülke genelinde toplam 24.888.625 MWh elektrik üretimi gerçekleştirilirken bu üretimin %36,88’i yenilenebilir kaynaklardan karşılandı. Geçtiğimiz senenin ekim ayında bu oran %32,52’ydi. Söz konusu artışta en büyük payı rüzgar santralleri aldı. Toplam elektrik üretiminin %12’si rüzgar santrallerinden elde edilirken bu santrallerin elektrik üretimi geçen seneye göre %27 oranında arttı. Yıllık bazda güneş enerjisi üretimi yaklaşık bir buçuk katına çıkarken hidroelektrik santrallerinin toplam üretimdeki payı ise 108 baz puanlık bir yükseliş kaydetti. Ekim ayında üretime en fazla katkı sağlayan üç kaynak sırasıyla %28 ile ithal kömür, %20 ile doğal gaz ve %17 ile hidroelektrik oldu.
Resmi Gazete’de yayınlanan ‘2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre gelecek sene Türkiye’de toplam 373.507 GWh’lik elektrik üretimi gerçekleşmesi öngörülüyor. Söz konusu üretim miktarı, bu yıl sonundaki hedeflenen üretim miktarının %5,05 üzerinde. Öte yandan toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin oranının %48 olması bekleniyor. 2025’te doğal gaz, yerli ve ithal kömürün toplam üretimdeki paylarının ise sırasıyla %19, %14 ve %19 olması öngörülüyor. Gelecek senenin sonlarına doğru devreye alınması planlanan nükleer enerji santralinden de 64 GWhW’lik bir elektrik üretimi kaydedilmesi bekleniyor. Ayrıca enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların ekonomiye kazandırılması kapsamındaki çalışmaların devam edeceği açıklanırken günlük ham petrol üretiminin 172 bin varile, yıllık doğal gaz üretiminin 3 milyar metreküpe ulaşması hedefleniyor.
Dünyanın en büyük üç enerji şirketinden ikisi ExxonMobil ve Chevron, 2024 üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını paylaştı. Buna göre ExxonMobil'in net karı üçüncü çeyrekte yıllık bazda %5’lik azalışla 8,6 milyar dolara gerilerken Chevron’un karı da %31 düşerek 4,5 milyar dolar oldu. İki şirket için açıklanan sonuçlar, yıllık bazda daralma gösteren finansal performanslarına rağmen piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. ExxonMobil ve Chevron’un üçüncü çeyrekte gerçekleştirdiği rekor seviyedeki petrol üretimleri beklentilerin aşılmasında kilit rol oynadı.
Dünya Bankası tarafından yayınlanan ‘Ekim 2024 Emtia Piyasaları Görünüm Raporu’nda, küresel emtia fiyatlarının gelecek sene son 5 yılın en düşük seviyesine gerileyebileceği aktarıldı. Emtia fiyatlarının 2025’te %5,1, 2026’da ise %1,7 gerilemesi öngörülürken bu düşüşe petrolün öncülük etmesi bekleniyor. Raporda, önümüzdeki yıl küresel petrol arzının talebin günlük ortalama 1,2 milyon varilin üzerinde gerçekleşmesinin beklendiği, bunun da 2020’deki salgın dönemi ve 1998’deki petrol fiyatlarındaki çöküş dışında nadir görülen bir arz fazlası durumu olduğuna dikkat çekildi. Dünya Bankası’nın raporunda ayrıca Brent petrol fiyatının 2024’te ortalama varil başına 80 dolar seviyesinde kalacağı, 2025’te 73 dolara ve 2026’da ise 72 dolara kadar düşeceğinin tahmin edildiği belirtildi.
Türkiye, enerji sektöründeki yatırımları hızlandırmak için ‘süper izin’ dönemine geçmeye hazırlanıyor. Bu yeni uygulama, yenilenebilir enerji projelerinin hızla devreye alınmasını sağlayacak kolaylıklar sunmayı amaçlıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ÇED süreci, imar ve ruhsat işlemleri, orman izinleri gibi uzun süren süreçleri sadeleştirerek yatırımcıların işlerini kolaylaştırması hedefleniyor. Bakan Alparslan Bayraktar, 48 aya kadar sürebilen izin süreçlerini 15-18 aya indirmeyi planladıklarını belirtti. Enerji Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Başkanı Cem Özkök, enerji projelerinin uzun ve karmaşık bürokratik süreçlerle karşılaştığını ifade ederek, ‘süper izin’ uygulamasının sektöre büyük bir kolaylık sağlayacağını söyledi. Enerji projelerinin hızla hayata geçirilmesi, sektörde beklenen iyileşmeyi getirecek ve enerji arzını artırarak ekonomiye katkı sunacak. Özkök, bu düzenlemeyle süreçlerin daha şeffaf, öngörülebilir hale geleceğini ve projelerin maliyetlerini düşüreceğini belirtti.
Enerjisa’nın YEKA-2 proje kredi onayı, Türk enerji sektörüne verilen en büyük doğrudan kredi oldu. Sabancı Holding'in KAP'a yaptığı açıklamaya göre, Enerjisa Üretim'in yenilenebilir enerji pazarındaki lider konumunu güçlendirmeyi amaçlayan finansman paketi, 2026’nın ilk çeyreğine kadar YEKA-2'nin 750 megavatlık kısmını kapsayacak şekilde tamamlanacak. Kredinin sağlayıcıları arasında DFC, JP Morgan, HSBC, KfW IPEX-Bank, Deutsche Investitions - und Entwicklungsgesellschaft, Akbank ve Proparco gibi yerel ve uluslararası finans kuruluşları yer alırken, Euler Hermes de ihracat kredi garantisi sağlayacak. Bu kredi, Enerjisa Üretim'in Çanakkale, Aydın ve Balıkesir’deki Armutçuk, Akköy, Ihlamur, Ovacık, Hacıhıdırlar, Dampınar, Harmancık, Kestanederesi ve Uygar RES projelerinde kullanılacak. Geri ödemeler, 1,5 yıllık ödemesiz dönemin ardından 2034 yılına kadar 6 aylık periyotlarla yapılacak. Bu yatırımlar tamamlandığında, Enerjisa Üretim'in 2026'da yaklaşık 5 bin megavat kurulu güce ve %60 yenilenebilir enerji payına ulaşarak Türkiye'de özel sektör elektrik üretiminde lider konumunu pekiştirmesi hedefleniyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Atlantic Council tarafından düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, halihazırda elektrik ve doğalgaz borsası olarak faaliyet gösteren EPİAŞ’ın önümüzdeki yıllarda yeni işlevler kazanacağını ve halka arzının gündeme gelebileceğini belirtti. Bayraktar, 2026 yılı itibarıyla Türkiye’nin karbon fiyatlayan bir ülke olmasını hedeflediklerini ve bu doğrultuda EPİAŞ bünyesinde bir karbon piyasası kurmayı planladıklarını, ayrıca EPİAŞ’ın bir emtia borsası niteliği kazanmasını amaçladıklarını ifade etti. Bu genişleyen faaliyet alanlarının ardından EPİAŞ’ın halka arzının da gündeme gelebileceğini kaydetti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’de enerjide yüksek tüketim yapan meskenlerin, enerjiyi maliyetlerine göre ödeyecekleri yeni düzenlemeyi duyurdu. EPDK’nın düzenlemesine göre, ayda 417 kilowatt-saat tüketim yapan konutlar, şubat ayından itibaren elektriği gerçek maliyeti üzerinden ödeyecek. Türkiye’deki 40 milyon mesken abonesinin yalnızca %3’ü bu düzenlemeden etkilenecek. Amaç büyük evlerde, çok sayıda elektrikli eşya veya elektrikli araç kullanan hanelerin bu kapsama alınması. İstisnalar arasında camiler ve cemevleri gibi yapılar yer almaya devam edecek. Bu arada BOTAŞ da kasım ayı itibarıyla geçerli olacak doğalgaz tarifelerinde mesken ve sanayi aboneleri ile elektrik üretim amaçlı tarifenin sabit kaldığını duyurdu. Buna göre konutlar için doğalgaz satış fiyatı bin metreküp başına 5.631 lira olarak belirlenirken, ekmek üreticileri için bu fiyat 8.549 lira, elektrik üretimi içinse 12 bin lira olarak açıklandı. Fiyatların aylık olarak güncellendiği belirtilen açıklamada, ‘Household Energy Price Index’ verilerine göre Türkiye’nin, Ukrayna’dan sonra Avrupa’da en düşük konut doğalgaz fiyatına sahip olduğu ifade edildi.
Dünya transformatör pazarında arz problemi yaşanıyor. Financial Times’ın haberine göre, dünyanın en büyük trafo üreticilerinden Hitachi Energy, transformatör üretiminin aşırı yük altında olduğunu ve artan talebe yetişmekte zorlandığını belirtti. Bu durum, yenilenebilir enerji alanında kritik altyapı projelerinde gecikme riski taşıyor. Hitachi Energy CEO’su Andreas Schierenbeck, trafo üreticilerinin şebekeleri yenilemek için üretimi yeterince hızlı bir şekilde artırmalarının zor olduğunu ve tedariklerin, yapay zeka için veri merkezlerinin artan ihtiyaçları nedeniyle baskı altında kaldığını ifade etti. Schierenbeck, "Kapasiteyi artırmak kesinlikle bir sorun. Kolay değil ve muhtemelen yeterince hızlı artış göstermeyecek" dedi. Eskiden 6 ila 8 ay olan termin süreleri, ani talep artışıyla uzadı. Rystad Energy’den Edvard Christoffersen, "Trafo endüstrisi eşi benzeri görülmemiş bir baskı altında" diyerek fiyatların 2019’dan bu yana %40 arttığını ve tedarik sıkıntısının 2026 sonuna kadar süreceğini öngörüyor. ✧ Globalde yaklaşık 48 milyar dolar olan trafo pazarının, 2030’a geldiğimizde 67 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Özellikle Avrupa’nın eskiyen enerji altyapısı, globalde yükselen yenilenebilir enerji rüzgarıyla birleşince transformatörün önemi günden güne artırıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, BloombergHT’ye verdiği röportajda enerji piyasalarındaki görünüm hakkında konuştu. Birol, mevcut durumda petrol piyasasında gözlemlenen makul fiyat seviyelerinin orta vadede devam etmesini beklediklerini ve dünyanın artık petrolün bir ikamesi olarak elektrik çağına geçtiğini ifade etti. Birol, “Şu anda petrol talebi geçmişe göre oldukça zayıf ve büyük bir üretim artışı var. Özellikle Amerika'dan, Brezilya'dan, Kanada'dan ve Guyana'dan. Orta Doğu'da büyük bir savaşın eşiğindeyiz. Eskiden böyle bir tansiyon olduğu zaman fiyatlar 100 dolar ve üzerine çıkıyordu, şu anda 70 dolarlar civarında. Eğer gene çok büyük bir jeopolitik eskalasyon olmazsa ben hala fiyatların makul seviyelerde seyredeceğini düşünüyorum” diye konuştu. Petrol talebindeki düşüşü iki ana faktöre bağlayan Birol, bunların elektrik ikamesindeki artış ve Çin’deki ekonomik büyümenin yavaşlaması olduğunu belirtti. Birol, “Dört yıl önce dünyada satılan her 25 arabanın bir tanesi elektrikli arabaydı. Bu sene satılan her 5 arabanın bir tanesi elektrikli araba ve bu hızlı bir şekilde bütün dünyada büyüyor. Öte yandan son 10 yıl içerisinde dünya petrol talebindeki büyümenin %60’ı tek başına Çin'den geliyordu ve Çin ekonomisi çok hızlı büyüyordu. Şimdi Çin ekonomisinde yavaşlama görüyoruz. Bu da Çin'in petrol talebini çok fazla düşürdü. Bu yüzden petrol talebinde genelde bir zayıflama görüyoruz. Dünya sanayi devriminden sonra Avrupa'da 18. yüzyılda bir kömür devri yaşadı. Ondan sonra petrol ve doğalgaz devri yaşadı. Şimdi petrol ve doğalgaz hala belli ki olacak ama yeni bir çağa, elektrik çağına giriyoruz. Ulaşım sektöründe, sanayide, ısıtmada, klimalarda elektrik kullanmak için büyük bir talep var.” diye konuştu. Öte yandan doğal gaz piyasaları hakkında çeşitli öngörülerini ifade eden Birol, Katar ve Amerika’dan 2025 sonundan itibaren büyük miktarlarda gelmeye başlayacak LNG’lerin piyasayı rahatlatacağını söyledi.
Enerjisa Commodities Avrupa Elektrik ve Gaz Ticareti Lideri Jurgen Poelma, katıldığı BloombergHT yayınında global enerji piyasası ve yenilenebilir enerjinin geleceği hakkında görüşlerini paylaştı. Poelma, “Bence şu anda, diğer ülkelerde neler olduğunu iyi takip etmek gerekiyor. Örneğin, çok fazla yenilenebilir enerji uygulaması varsa bu bir anda bir arz fazlası durumu oluşturabilir. Bu durum, üretim ve tüketim arasında bir dengesizlik yaratabilir, bu yüzden bunları dikkate almak gerekiyor. Yenilenebilir enerjiyle ilgili yeni tesisler hayata geçirirken bu noktaları göz önünde bulundurmak önemli. Bir diğer önemli nokta ise, öyle bir piyasaya sahip olmanız gerekiyor ki bir yatırımcı olarak fiyat sinyallerini takip edebilesiniz. Örneğin, büyük bir projeye yatırım yaparken nakit akışınızın önümüzdeki 5 ila 10 yıl veya daha uzun sürede nasıl olacağını anlamak gerekiyor. Yani, öngörülebilirlik. Bu öngörüye sahip olduktan sonra, finansal anlamda kendinize daha fazla güvence sağlayabilirsiniz ve yatırımın çerçevesini daha iyi çizebilirsiniz. Dolayısıyla, fonksiyonel bir piyasada fiyatla ilgili beklentilerin çıpalanmış olması önemlidir” dedi.
Trakya Havzası Doğal Gaz Şirketi (TBNG) CEO’su Sinan Furat, BloombergHT yayınında doğal gaz piyasasına yönelik açıklamalarda bulundu. Furat, “Karadeniz gazının gitgide günlük hayatımıza girdiğini göreceğiz. Son dönemde yapılan LNG anlaşmaları da olumlu. Çünkü böylece ülke olarak önümüzdeki 20 yıl gaz tedarikimizi güvence altına almış oluyoruz. Hem boru hatlarıyla gazı ithal ediyoruz. Hem gemilerle, LNG ile sıvı doğalgazı getiriyoruz. Hem de kendi doğalgazımızı üretiyoruz. Türkiye, yılda yaklaşık 50 milyar metreküplük bir doğalgaz tüketimi olmasına rağmen son yıllarda Karadeniz'deki doğalgaz üretiminin büyük katkılarıyla şu anda ihtiyacının yaklaşık %4-%5’lik kısmını üretebiliyor” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen “Enerji Dönüşümü-Yenilenebilir Enerji 2035 Lansmanı”nda konuştu. Bayraktar, Türkiye'nin enerji politikalarının; arz güvenliği, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve 2053 net sıfır emisyon olmak üzere 3 temel hedef üzerinde şekillendiğini aktardı. Son 20 yılda Türkiye’nin doğal gaz ve elektrik talebinin yaklaşık üç kat arttığını ve 2035’te 510 teravatsaate ulaşacağını ifade eden Bayraktar, Türkiye’nin önümüzdeki 30 yılda net enerji ihracatçısı olma hedefi olduğunu belirtti. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının maksimum düzeyde kullanılmasının önemine dikkat çeken Bakan, enerji ithalatının azaltılması için petrol ve doğal gaz aramalarına hız verileceğini belirtti. Bayraktar, ayrıca elektrik piyasasında AB standartlarına uygun bir yapıya kavuşulmasının gerekliliğine değinerek, yatırım ortamını daha öngörülebilir hale getirecek yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki kurulu gücünün giderek arttığını ifade eden Bayraktar, “Türkiye 20 yıl içerisinde 1.648 teravatsaat elektriği yenilenebilir kaynaklardan üretti. Biz bunu yenilenebilirden, hidrolik santrallerden, güneşten, rüzgardan değil de doğal gazdan üretseydik 330 milyar metreküp doğal gaz ithal etmemiz gerekecekti. Doğal gaza yaklaşık 132 milyar dolar para verilmiş. Dolayısıyla yenilenebiliri devreye almak suretiyle bu kadarlık doğal gaz ithalatından imtina etmiş olduk. 892 milyon ton da karbon gibi bir sorunu önlemiş olduk. Son 20 yıl bu anlamda büyük bir başarı hikayesi.” dedi.
✦ Lisanslı elektrik üretim faaliyetinde bulunup borsada işlem gören şirketlerin 2024 üçüncü çeyrekte ürettikleri toplam elektrik miktarı bir önceki çeyreğe kıyasla %35 büyüdü. İncelememize konu olan toplam 19 şirketin 11’i elektrik üretimini önceki çeyreğe göre arttırırken 8 şirketin üretiminde gerileme kaydedildi.
AKSEN
✦ Aksa Enerji’nin 2024/3Ç’teki toplam elektrik üretimi 1.558.073 MWh ile 2024/2Ç’e kıyasla %68,58 arttı. Şirketin Göynük TES santralindeki üretim bir önceki çeyreğin 10 katına çıkarken Antalya Doğaz Gaz Kombine Çevrim Santrali’nde üretim %25 yükseldi.
ALARK
✦ Alarko’nun 2024/3Ç’teki toplam elektrik üretimi 2.851.820 MWh ile 2024/2Ç’e kıyasla %90,13 arttı. Bir önceki çeyrekte bakımda olan Cenal santralinin üretimi bu çeyrekte %96 yükseliş kaydetti.
MOGAN
✦ Mogan Enerji’nin 2024/3Ç’teki toplam elektrik üretimi 911.776 MWh ile 2024/2Ç’e kıyasla %10,84 azaldı. Şirketin jeotermal ve hidroelektrik santrallerindeki üretim çeyreklik bazda %11 ve %72 düşerken rüzgar santrallerindeki üretimi %0,43 arttı.
ZOREN
✦ Zorlu Enerji’nin 2024/3Ç’teki toplam elektrik üretimi 657.830 MWh ile 2024/2Ç’e kıyasla %13,15 arttı. Söz konusu artışa en fazla katkı sağlayan santral üretim miktarını %60 yükselten Gökçedağ RES oldu.
AKFYE
✦ Akfen Yenilenebilir Enerji’nin 2024/3Ç’teki toplam elektrik üretimi 334.684 MWh ile 2024/2Ç’e kıyasla %20 azaldı. Bu düşüşte Doruk, Otluca ve Saraçbendi hidroelektrik santrallerinin üretimindeki azalma etkili olurken Sarıtepe rüzgar enerji santrali, önceki çeyreğe kıyasla üretimini 25 bin MWh artırarak toplam üretimdeki daralmayı sınırlayan bir faktör oldu.
Kaynak: Fintables