Krediler son bir yılda yüzde 36 arttı

BDDK, 18 Mart itibariyle dün 571.977 milyar TL olarak açıkladığı toplam kredi tutarını 564.081 milyar liraya revize ederken, bu rakama göre bankacılık sektöründe toplam kredilerde, yıl sonundan bu yana yüzde 5.37, bir yıllık ise yüzde 36.13 artış gerçekleştirdi.

Kredilerdeki 11-18 Mart haftasındaki değişim ise yüzde 0.67 oldu. BDDK'dan bir yetkili, Reuters'a yaptığı açıklamada, revizyonun bankaların kendi rakamlarını güncellemesinden kaynaklandığını söyledi.

Analistler, tüketici kredilerinde bir yavaşlamanın söz konusu olduğunu belirterek, son zorunlu karşılık artışlarının ardından bu yavaşlamanın daha belirgin olmasını bekliyor. Sektörde 18 Mart itibari ile tüketici kredileri de geçen yıl sonuna göre yüzde 6.7 artışla 137.63 milyar lira oldu. Tüketici kredilerinde son bir yıllık artış ise yüzde 40.4 oldu. Krediler 19 Mart 2010'da 98.02 milyar lira seviyesindeydi.

TCMB geçen hafta, Mart ayında politika faizini yüzde 6.25 seviyesinde sabit tutup, zorunlu karşılık oranlarında 200 ile 500 baz puan aralığında agresif artırıma gitti.

Öte yandan, TCMB'nin sıcak parayı sınırlamak ve kredilerdeki artış hızını yavaşlatarak cari açıktaki riski azaltmak için uyguladığı politikalar kapsamında munzam karşılıklarda sert artırımlara gitmesine

bankacılık sektörü tepkiyle yaklaşırken, TCMB Başkanı Durmuş Yılmaz, kredi hacminin milli gelire oranına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamış ve bu oranın şu anda yüzde 12 civarında ve yüksek bir seviyede olduğuna dikkat çekmişti.

JP Morgan Başekonomisti Yarkın Cebeci, BDDK'nın revize edilmiş verilerinin kredilerdeki yavaşlamayı gösterdiğine dikkat çekerek, "Tüketici kredilerinde 11-18 Mart haftasında haftalık yüzde 0.4'lük bir artış var. Tüketici kredilerinde bir yavaşlama söz konusu. Kredi büyümesindeki bu yavaşlama son zorunlu karşılık artışından önce de gözlendi. Son artışların ardından bu yavaşlamanın daha belirgin olmasını bekliyoruz" dedi.

Son veriler ışığında TCMB'nin seçimlere kadar bir faiz artışına gitmeyeceği beklentilerini güçlendiğini belirten Cebeci, daha erken bir faiz artırımının ise çok olası görünmeyen, enflasyonda yukarı yönlü sürpriz bir hareket olması durumunda gelebileceğini kaydetti.