Milyonlarca özel sektör çalışanını yakından ilgilendiren bir karara imza atan Yargıtay, hafta tatili izninin toplu olarak kullandırılamayacağına hükmetti. Yüksek Mahkeme, hafta tatili izninin toplu olarak kullanıldığı durumda işçiye ayrıca 0,5 yevmiye daha ücret ödenmesinin gerektiğine dikkat çekti.
İşten çıkarılan işçi, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücretini tahsil etmek için İş Mahkemesinin kapısını çaldı. Davalı patron, davanın reddini istedi. Mahkeme, davanın kabulüne karar verdi. Karar, davalı şirket avukatı tarafından temyiz edildi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davalı tarafından dosyaya hafta tatili izinlerinin toplu şekilde kullandırıldığına dair bir kısım belgeler sunulduğuna dikkat çekti.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hafta tatilinin toplu kullandırılabileceğine ilişkin hüküm bulunmadığı, bu belgelerdeki izinlerin bir kısmının 1 günden fazla olduğu, ilgili olduğu dönemde 1’er hafta tatili günü şeklinde hesaplama dışı tutulduğu hatırlatıldı. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 46’ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu vurgulandı.
Yargıtay kararında şöyle denildi:
“İşçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı hüküm altına alınmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmi dört saattir. Bunun altında bir süre için haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. İşçinin toplu olarak izin kullandığı dönemde çalışması karşılığı olmayan 1 yevmiye tutarındaki ücretin de davacıya ödendiği dikkate alındığında davacıya sadece 0,5 yevmiyesi kadar ödeme yapılmalıdır. Buna göre de, mahkemece davacının toplu olarak kullandığı izinlerin hafta tatilinden sayılmayan ve fiilen çalışılmayan her bir günü için, 0,5 yevmiye üzerinden hesaplama yapılmalı ve bu suretle davacının hafta tatili alacağı belirlenmelidir. Anılan hususun gözetilmemesi hatalı olup bozma sebebidir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”