FİNANS

"Bu sektör şu anki oyuncuların dört katını bile doyurur"

50 yıldır sigortacılık sektörünün içerisinde olan aileden sigortacı Cepkask Genel Müdürü Tayfun Gülgeç, Türkiye'de sigortacılık sektörünü ve sektörünün geleceğini değerlendirdi.

"Bu sektör şu anki oyuncuların dört katını bile doyurur"

50 yıldır sigortacılık sektörünün içerisinde olan aileden sigortacı Cepkask Genel Müdürü Tayfun Gülgeç, Türkiye'de sigortacılık sektörünü ve sektörünün geleceğini değerlendirdi.

Sigortacılık sektöründe güven sorunun 90'lı yıllara göre kısmen aşıldığını, şu an sektörün var olan oyuncuların 4 katını bile doyurabileceğini ve sektörde en büyük problemin tabana yayılmak olduğunun altını çizen sektörün duayenlerinden Tafyun Gülgeç ile sigortacılık sektörünü masaya yatırdık. İşte o söyleşimiz... - Sigortacılık sektörüne giriş hikayenizi biraz anlatabilir misiniz?

Babamız Şeker Sigorta'nın kurucularından 1950 yıllarında bu sektöre girmiş. Bizde onun çocukları olarak bu sektörün içinde büyüdük ve neticede 2004 yılında da elektronik mutfak eşyalarını sigortalayarak başladık.

Bir baba iki oğul babamızın liderliğinde sigortacılık sektörüne giriş yaptık. Kardeşim elementer branşta babamızın portföyünü yönetiyor ve evcil hayvan, halı, tarım aletleri gibi ürünleri sigortalıyorlar. Ama bizim cepkask ve teknokask olarak şirket olarak odak noktamız elektronik cihazlar oldu. Biz iki kardeş çocukluğumuzdan beri sigorta terimlerini duyarak büyüdük. O nedenle bu sektörde kendimi bildim bileli hiç yabancılık çekmedim. Aynı zamanda Türkiye’de 100 puanla sigorta eksperliğini kazanan ilk kişiyim. Kısacası ömrüm sigortacılık ile geçti.

- 50 yıldır sigortacılık sektörünün içindesiniz Türkiye'de sigortacılık hakkında neler söyleyeceksiniz?

-Sigortacılık sektörü Türkiye'de çok geri. Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Sektör yıllardır yerinde sayıyor ve büyümüyor. Sadece dönem dönem pasta dilimlerinin sahipleri değişiyor.

Türkiye’de tarımdan iş makinalarına, barajlardan uçaklara kadar tüm sigortalanabilir değerin sadece yüzde 20’si teminat altında. Bu rakam gelişmiş dünya ülkelerinde bize göre 3-4 kat daha fazla.

Örneğin, 35 dönümlük bir tarlası olup da buradaki mahsul ile bir yıl geçinmek durumunda olacak çiftçimiz bu tarlasını 1500 liraya sigortalamıyor. Ben böyle durumlara hayret ediyorum.

- Böyle olmasının nedeni ne peki? Sektör yıllarca neyi eksik yaptı?

Türk halkı olarak birçoğumuz sigorta ile geç yaşlarda tanışıyoruz. 30’lu yaşlara gelindiğinde kişilerin birikimlerini ev araba gibi yatırımlara dönüştürür ve bu değerlerini sigortalar. Bu yaşlara kadar birçoğumuz sigorta ile tanışmamış oluyoruz. Ben sigortacıyım dediğimde insanlar hep bana emeklilik yaşını ve ne zaman emekli olacaklarını sordular. Türkiye’de son birkaç yıla kadar sigorta denince hep sosyal sigortalar akla geliyordu.

Türk halkı bundan 30 35 yıl önce sigorta şirketleri ile bir takım talihsizlikler de yaşadı. Yerine getirilemeyecek taahhütlerde bulunuldu. Bu olaylardan dolayı oluşan algı ve hasarlar yeni yeni tamir ediliyor. Güven sorunu artık aşıldı bile diyebiliriz.

- Güven sorunu aşıldı diyorsunuz... Sektörün büyüme potansiyeli nedir sizce?

İnsanların sigorta ile tanışma oranı ve yaşı düştükçe sektörde önemli bir büyüme yaşanacaktır. Son 4-5 yıldır da böyle bir süreçteyiz. Size şöyle özetleyebilirim; Türkiye’deki sigortacılık sektörü şu anki şirketlerin dört katını doyurabilecek potansiyele sahip. Zaten bu nedenle son 10 yılda birçok önemli yabancı sigorta şirketi ülkemize yatırım yaptı. Bu şirket sayısı daha da artıyor.

SEKTÖR MEVCUT ŞİRKETLERİN 4 KATINI BİLE DOYURABİLİR
- Yatırım yapan bu yeni yabancı şirketlerin hepsi başarılı olabilecek mi?

Ülkemize gelip başarılı olamayanlar ve geri dönenler de oldu. Ama onların sorunu tamamen organizsyonu doğru yapamamaları oldu. Yoksa potansiyel anlamında kesinlikle ülkemiz sigorta sektörü rahatlıkla doyarabilir.

Sigortacılık sektörünün tabana yayılması ve tabana yayılması için farklı işler yapmak ve daha büyük müşteri kitlelerine ulaşabilmek gerekiyor.

- Tabana yayılmak derken...

Tabana yayılmak derken insanların sigorta ile tanıştığı yaşı düşürecek ürün çeşitliğini yakalamaktan bahsediyorum. Bizim Cepkask olarak kuruluş amacımız bu zaten. Bu nedenle elektronik cihazları kullanıcı hatalarına karşı sigortalayarak bu işe başladık. Yani aracınızı nasıl sigortalatıyorsanız mutfak robotunun da sigortalatılabileceğini insanlara anlatmaya çalıştık.

Kkişilerin sigorta ile tanışma yaşını daha aşağılara çekmek istiyoruz. Bunu da elektronik cihazlar ile yapmaya çalışıyoruz. Bugün 14-15 yaşında bir çocuk babası ile telefon veya tablet alırken karşısındaki satış temsilcisi onlara ‘sigorta istermisiniz’ diye soruyor. Kişiler bu yaşlarda sigorta ile tanışıp bir mağduriyet yaşadıklarında bunu tazmin ederek sigortaya olan bakış açılarını değiştirmek istiyoruz. Sonrasında bu çocuklar büyüyüp ev araba aldıklarında da bu değerlerini teminat altına alırken tereddüt etmeyecekler. Bu sayede Türkiye’de sigortacılık bilinci için katkı yaptığımızı düşünüyoruz ve iddialıyız.

"SİGORTA İLE TANIŞMA YAŞINI DÜŞÜRMEK İSTİYORUZ"

2004 yılında bu sigorta ürününü biz çıkarttık. Yıllarca bizim ürünlerimizi satan büyük teknoloji perakendicileri yavaş yavaş kendi sigorta ürünlerini geliştirdi ve sektöre girdiler. Bu firmaların hepsinin güvence durumları bir birinden farklı olmakla beraber biz olabildiğince geniş kapsamda müşterilerimize güvence ve teminatlar vermeye çalışıyoruz. Bir de rakiplerimiz dev teknoloji perakendecileri olmalarına karşın sigortacılık sektörüde çok tecrübeli olmadıkları için sektörün en büyük yarası olan suistimal ve bu suistimalin tespiti aşamasında sıkıntı yaşadıklarını düşünüyorum.

- Sigortacılık sektöründe farklı bir bakış açısı getirmeye çalışıyorsunuz. Peki kendi işinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Biz Cepkask olarak 'alo' diyebildiğiniz elektronik cihazlarınızı, Teknokask ile de tablet, laptop vb. vcihazlarınızı kırılma, çalınma, ıslanma, hırsızlık, gasp, kapkaç gibi talihisiz durumlara karşı garanti altına alıyoruz. Bu ürünü modellerken otomobil sigortalarını baz alarak çalıştık. O yüzden ürünlerimiz ile otomobil sigortaları arasında bir benzerlik var.

Türkiye’de tüm mallarınızı sigortabilirsiniz. Bunun önünde sigortacılık mevzuatı anlamında bir engel yok. Sadece sigorta ürünün satış şekli ile ilgili bir takım kısıtlamamlar var. Biz de buna uygun olarak çalışıyoruz. Bir hizmet paketimiz var. Biz bir anlamda sigorta teminatını müşterilerimize hediye ediyoruz ve herhangi bir bedel almıyoruz.

- Peki son olarak cep telefonlarına taksit yasağı satışlarınızı etkiledi mi?

Şüphesiz ki etkiledi. Önceden kredi kartı ile 9-10 taksitle telefon alırken artık peşin alamayacaksanız bir operatör üzerinden 24 ay taahhüt ile telefon alabiliyorsunuz. Gerçi taksit yasağından sonra perakendecilerin birçoğu eskiden olduğu gibi senetli satışa veya banka kredili satışlara döndü.

2013 yılında 14 milyon 600 bin cep telefonu satılırken (yasaktan önce) 2014 yılında ise 11 milyon 600 bin satış oldu. Bana göre atılan taş kuş vurmadı. Ama bu düşüş bizi az da olsa etkiledi. ÖTV ve gümrük zammı geliyor. Bu artışın tüketimi kısmayacağını düşünüyorum.

Canlı Borsa
YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler