Türkiye, son yılların en kurak yılını yaşıyor. Kış aylarında, yer altı sularını oluşturan karların yağmaması, bahar ve yaz aylarının ise az yağışlı geçmesi, özellikle büyük şehirlerde birkaç ay içinde su sorunlarının yaşanabileceğinin sinyallerini veriyor. Zira İstanbul’da barajların doluluk oranı yüzde 20’lere düşerken, bu rakam aynı zamanda son 10 yılın en susuz yazının geçtiğinin de göstergesi.
Susuzlukla baş etmeye çalışan Türkiye’de bazı kentler, genellikle ABD’de görülen ve su tüketimini kısmayı hedefleyen önlemleri almaya başladı. Buna örnek olarak Antalya, Bolu, Isparta gibi kentleri vermek mümkün. Bu kentlerde bulunan bazı ilçe belediyeleri, şebeke suyundan bahçe sulamayı para cezasıyla yasakladı. Ancak büyükşehirlerde yaşanabilecek olası sıkıntılar hâlâ sürüyor.
BARAJLARDA SU KALMADI
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) verilerine göre geçen yıl temmuz ayında barajlardaki yüzde 74.71’lik doluluk oranı bu yılın aynı döneminde yüzde 20.92’ye düştü. Son 10 yılın temmuz ayı verilerine göre ise en kurak yazı yaşıyoruz. Su toplama alanı 619 kilometrekare olan ve İstanbul’daki su ihtiyacının önemli bir bölümünün karşılandığı Terkos’ta çok yağışın olduğu dönemlerde su miktarı 237 milyon metreküpe çıkabiliyor. Gölün ortalama yıllık su miktarı ise 196 milyon metreküp. Ancak şu anda yüzde 49.76 seviyelerinde su bulunduğu belirtiliyor.
Öte yandan bu rakam Ömerli’de yüzde 11.7’ye, Sazlıdere’de yüzde 11.49’a, Elmalı’da yüzde 33.19’a düştü. Ankara ve İzmir, İstanbul’a göre biraz daha şanslı. Ankara’da bulunan Kurtboğazı Barajı yüzde 65 doluluk oranına sahipken, Kavşakkaya’da oran yüzde 43, Eğrekkaya’da ise yüzde 35 civarında. İzmir’de de durum aynı; Tahtalı’da yüzde 56.68, Balçova’da yüzde 45.87, Ürkmez’de yüzde 60.21, Gördes’te yüzde 15.99 doluluk oranı bulunuyor.
İstanbul ve İzmir’de su fiyatları yükseldi
Barajlardaki doluluk oranlarının azalması, su fiyatlarını da etkiledi. 1.5 yıl içinde İSKİ, su birim fiyatlarını artırırken, mayıs ve haziran aylarındaki zamlar yüzde 1.3’e ulaştı. 2014 yılındaki artış ise geçen yıla göre yüzde 5.6 olarak gerçekleşti. Ocak 2014’te su birim fiyatı 3.75 lira iken şubatta 3.76 liraya, martta ise 3.83 liraya çıktı. Fiyatlara bu yıl düzenli zamlar yapan İSKİ’nin suyu haziranda 3.96 liraya yükseldi. İzmir’de de İZSU, bu ay başından geçerli olmak üzere yüzde 10 zam yapacağını açıkladı. Kentte iki yıldır uygulanan ‘ilçe belediyeler tarım ve hayvancılık’ su tarifesindeki kademesiz ucuz bedel uygulamasında; havuzlarda ve çim sulamada istismar edildiği ve su sıkıntısına neden olduğu gerekçesiyle yeniden konut tipine dönüştürülmesi kararı alındı.
‘İZMİR’DEKİ KAYNAK YÜZDE 20 ERİDİ’
Hayat Su Genel Müdürü Yeşim Güra, yağışların az olmasının su sektörünü de etkilediğini belirterek, “İzmir’deki kaynağımızda su oranı yüzde 20’ye yakın düşüş gösterdi. Ancak özellikle Marmara Bölgesi’ndeki kaynaklarda çok fazla sıkıntı bulunmuyor” dedi. Sektörün bu yıl damacana su fiyatlarını yüzde 5-8 civarında artırdığını da ifade eden Güra, buradaki zammın kuraklıktan değil enerji fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını kaydetti.
Su seviyesi düşünce koku ortaya çıkıyor!
Son günlerde İstanbul’da bazı semtlerde musluk suyunun koktuğuna yönelik şikâyetlere dün İSKİ’den yanıt geldi. 1 Ocak 2014’ten itibaren günlük arz edilen su miktarının 2.5 milyon metreküp iken, temmuz ayında bu rakamın 3 milyon metreküpe arttığına işaret edilen açıklamada, “Ramazan ayı nedeniyle iftar ve sahur vakitlerinde anlık yüksek su tüketimi yaşanıyor. Bunun sonucu olarak da zaman zaman basınç düşüklükleri meydana geliyor. Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, göllerdeki su seviyesinin düşmesi ve yoğunlaşma sebebiyle su kalitesinin estetik parametrelerinde (koku) yaşanabilen değişimin suyun kullanımı açısından herhangi bir olumsuz duruma sebebiyet vermesi söz konusu değildir” denildi. Açıklamada yapılan analizlerde suyun kullanılabilirliğine engel bir durumun saptanmadığı da belirtildi.
Hamburgere 2400 domatese 30 litre su harcanıyor
Türkiye’de olduğu gibi dünyanın gündeminde de su sorunu bulunuyor. Financial Times’ın (FT) dosya konusu yaparak okuyucularına duyurduğu haberde, dünyanın en büyük şirketleri için su yetersizliğinin yönetim tarafından ciddi bir stratejik sorun haline geldiği ifade edildi. FT’nin haberine göre suyun yüzde 70’i tarımda, yüzde 22’si sanayide, yüzde 8’i ise halk tarafından kullanılıyor. Tarım sektörü her ne kadar ciddi bir oranı oluştursa da bir patates veya domatesin yetiştirilmesi için harcanan su miktarı 30 litrede kalırken, bir hamburger için 2 bin 400 litre su harcanıyor.
84 MİLYAR DOLAR HARCANDI
FT’ye göre buradan hareketle su tüketimini düşürmeyi ve iyileştirmeyi hedefleyen şirketler, 2011’den bu yana 84 milyar dolar harcadı. 2030 öngörülerine de yer verilen haberde şöyle denildi: “Şu anda 7 milyar olan dünya nüfusu 2030’da 8 milyara ulaşacak. OECD’ye göre orta sınıf da bu tarihte 2-5 milyar kişiye çıkacak. Özellikle gelişmiş ülkelerde insanlar bir sepet sebze yemek yerine hamburgeri tercih edecek; klimaları, televizyonları, elektronik aletleri, otomobilleri olacak ve denizaşırı ülkelerde tatile gidecekler. Bu da daha fazla enerji gerektirecek. Su, enerjiyle ilişkili tüm ürünler için bir ihtiyaç. Bu nedenle önümüzdeki 25 yılda sektörün su ihtiyacı da iki katına çıkacak.”