Yıllardır altın ve dövize yatırım yapanların zarar ettiğini, artık yatırımcının endeks ve hisse yatırımlarını uzun vadeli olarak düşünmesi gerektiğini belirten Köksal dolar kuru için ise 2.10-2.20 TL seviyelerinin rahatsız edici seviyeler olmadığını söyledi.
Türkiye yeni Orta Vadeli Program ile tasarrufun artık daha önemli olduğu bir döneme giriyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye’nin tasarruf oranının yüzde 12 ile tarihinin en düşük seviyesine geldiğini belirterek OVP’de tasarrufu odak noktasına aldıklarını söyledi. Bu düşük oran Türkiye’de yapılan tasarruf miktarı kadar tasarruf yapma biçimleri de tartışma konusu oldu. Türkiye Sermaye Piyasaları Aracı Kurumlar Birliği Başkanı Atilla Köksal Türkiye’de tasarruf yapma alışkanlıklarının köklü değişikliğe gitmesi gerektiğini söyledi.
“TASARRUF YAPMAYA İHTİYACIM YOK” DİYENLERİN ORANI YÜKSEK
ING Bank’ın “Türkiye Tasarruf Eğilimleri” araştırması Türkiye’nin tasarruflar konusunda yapısal dönüşümden geçmesi gerektiğini gösteriyor . Yapılan araştırmaya göre Türkiye’de düzenli tasarruf yapanların toplam nüfusa oranı yüzde 9.7’yi buluyor. Bu oran Çin’de yüzde 46, Hindistan’da yüzde 33, Güney Kore’de ise yüzde 32’ye ulaşıyor. Araştırmada tasarruf yapmayan yaklaşık yüzde 91’lik kısmın yarısı “Tasarruf yapmaya param yok” diyor. Geri kalanların yüzde 30’u ise “tasarruf yapmaya ihtiyacım yok” derken yüzde 20’si ise “doğru tasarruf nasıl yapılır bilmiyorum” cevabını veriyor.
Bu rakamları yorumlayan Atilla Köksal artık yüksek enflasyon dönemi tasarruf alışkanlıklarının terk edilmesi gerektiğini söyledi. Köksal “Yüksek enflasyon döneminde parayı korumak için ise halk altın, döviz ve kısa vadeli mevduata yöneldi. Altın ve döviz enflasyon dikkate alındığında çok ciddi zararlar ettirdi. Bu 20-25 yılda yanlış bir tasarruf alışkanlığı gelişti. Bunu değiştirmemiz lazım. Artık eski dönem bitti.” dedi.
“NASIL TASARRUF YAPILMAMALI”
HALKA ARZLAR 2015’TE ARTAR
Haziran 2013’ten beri zorlaşan uluslararası ekonomik koşullar halka arzları da etkilemişti. İkincil halka arzını erteleyen Emlak GYO geçtiğimiz günlerde tekrar bu süreci başlatmak için SPK’ya başvurdu. Atilla Köksal ekonomik koşullarla birlikte geçmişte halka arzlarda yapılan hataların da halka arzların yavaşlamasında etkili olduğunu belirtti. Yurtdışında da halka arzlarda azalma trendi olduğuna dikkat çeken Köksal “2010 2011 ve 2012’de bizde çok yanlış halka arzlar yapıldı halka arz seferberliğinde. Şirketler yanlış bilgiler vererek halka açıldı. Bedelli sermaye artırımları gibi yanlış uygulamalar yapıldı. Yüzde 80’i 90’ı bu halka arzların zarar etti. 2013’te 3-4 tane iyi halka arz oldu. Önümüzdeki dönemde piyasalara bağlı olarak tekrar halka arzlar canlanacak ama seçim dönemine girmemiz de bizi karamsarlığa itiyor. Ama 2015 sonrası halka arzda canlanma bekliyorum. “ dedi.
Atilla Köksal Türkiye ekonomisinin son dönemde genel olarak iyileşme trendinde olduğunu belirtirken eski yatırım ve tasarruf alışkanlıklarının uzun yıllar kaybettirdiğini söyledi. Köksal sadece altın, döviz ve mevduat yatırımının bu dönemde yanlış olduğunu belirtirken “Türk halkı altın döviz ve kısa vadeli mevduata yöneldi. Türkiye’de döviz yerinde sayıyor. Altın dolar cinsinden işlem görüyor. Altın da bugünlerde 1300 dolarda bulunuyor. Altın Türk halkının en çok yatırım yaptığı ama en çok zarar ettiği yatırım araçlarından birisi. Son iki üç yılda kazandırdı ama zararı telafi etmekten uzak. Mevduat kazandırdı ama Türkiye ekonomisi iyiye gittikçe faizler düşüyor. Mevduat faizleri yenilenirken yıllar boyu düşerek yenilendi. Gittikçe daha az faiz kazanılır haline geldi.” dedi
“NASIL TASARRUF YAPILMALI”
Köksal’a göre tasarrufları yatırıma yönlendirmede artık uzun vadeli yatırım konseptinin anlaşılması gerektiğini belirtti. Köksal’a göre bu konseptte hisse yatırımına da, tahvil yatırımına da Bireysel Emeklilik’e de yer verilmeli: “Türkiye ekonomisinin geliştiğine inanıyorsanız uzun vadeli yatırım yapacaksınız. Riski yayarak biraz banka mevduatı, hisse senedi, döviz, altın gibi yatırımlarınızı çeşitlendirebilirseniz, kendi içinde bir yandan büyür. Türkiye ekonomisi bankalarımız şirketlerimiz büyümeye devam ettikçe borsamız yükselecektir. Demek ki Türkiye’nin büyüyeceğine inanan vatandaşlarımızın bir miktar hisse senetlerine yatırım yapması lazım. Tabii Endeks yatırım yaptığınız dönem boyunca mutlaka düşüşler yaşayacaktır. Onun için önerimiz şu. Her ay 1000 lira artırabildiğinizi düşünelim. Bunun bir kısmını BES’e bir kısmı sabit getirili altın emtia fonuna yatırılabilir. Yüzde 10’u 20’siyle hisse senedi yatırımı yapılabilir. Her ay kademeli olarak hisse ve endekse yatırım yapılabilir. Böyle bir stratejiyi benimseyen için endeksin düşmesi de avantajdır. Çünkü bu sefer düşük fiyattan almaya devam ediyorsunuz. Türkiye ekonomisi başarıyla büyümeye devam ederse her zirve bir önceki zirvenin üstünde olacak. Bu yatırım mentalitesiyle hareket edilirse kazanç ihtimali çok daha yüksek. Vatandaş kafasında yatırım dağılımı yapmalı.”
"BES’TE YÜZDE 25’LİK KATKIYI MASADA BIRAKMAMAK GEREK"
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin tasarruf penceresinden çok büyük avantajlar getirdiğine dikkat çeken Atilla Köksal devletin yüzde 25 katkısının ne kadar devam edeceğinin bilinmediğini ancak bu katkının yatırımcı için masada bırakılmaması gerektiğini belirtti. Artık bir insanın ömrünün 20-25 yılının emeklilikle geçebildiğini kaydeden Köksal “Yaşlılara eskisi kadar iş olanağı da kalmıyor. 65 yaşıma geldim hala çalışayım diyemiyorsunuz yerinize bir genç bekliyor. Sizi 20-25 yıllık bir emeklilik hayatı bekliyor. Yaşam standardınızda önemli bir düşüş meydana geliyor bu yaşlarda. Bu yaşlara gelindiğinde bir miktar kenarda birikiminin olması lazım.” diye konuştu.
ÇOCUKLAR VE GENÇLER İÇİN YATIRIM KİTABI YAZDI
Atilla Köksal şu sıralar 12-18 yaş grubu için yazdığı yatırım tavsiyeleri kitabıyla da konuşuluyor. “Geleceğe Yatırım” adlı kitapta “Aile bütçesi nedir, anne-baba nasıl para kazanır, bu paralar nasıl sarf edilir, ileride daha iyi hayat yaşamak için nasıl tasarruf etmemiz gerekir” gibi sorular yanıt buluyor. Köksal “Çocukları okullarda çeşitli ortamlarda tasarruf bilincini aşılamamız lazım. Erken yaşlarda tasarruf bilincini işlemek daha kolay” diyor.
BES fonlarının kötü yönetildiği eleştirilerine katılmadığını belirten Köksal “BES fonlarının kötü yönetildiğini de iyi yönetildiğini de söyleyemem. Eskiden fon maliyeti çok yüksekti. Bu maliyetler çok ciddi oranlarda aşağı geldi. Fon yöneticilerinin performansları bütün dünyada ortalamada çok iyi değildir. Mümkün olduğu kadar yatırımcılara endeksi yansıtan düşük maliyetli fonları tavsiye ediyoruz. Bizim BES fon yöneticilerimiz geçmişe göre iyi mesafe kat etmiştir.” diye konuştu.
KURDA 2,10 YA DA 2,20 TL RAHATSIZ EDİCİ DEĞİL
Yılsonu dolar kuru tahminleri hakkında da konuşan Köksal Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın daha sonra varsayım olarak açıkladığı yılsonu 1.92 TL’lik dolar kuru için ise “ Başkan Başçı o dönem ortamı sakinleştirmek için söylemiş olabilir. Ancak Başkan bilir ki bu konuda çok değişken vardır. . Bugün 2 TL’lik kur TL için çok da değersiz bir kur değildir. İhracatçı şirketlerimiz kurdan hiç memnun değillerdi. 2, 2,10 2,20 seviyelerinin rahatsız edici seviyeler olduğunu düşünmüyorum. Döviz borcu olan şirketler için bir yük ama bu şirketler geçmişte kurlardan avantaj da sağlamıştı. Bu seviyelerin kimseyi rahatsız ettiğini zannetmiyorum. Reel faizlerin yüzde 2-3 olması da tasarrufu teşvik için iyidir. Faizlerin yüzde 10 seviyelerinde olması kimseyi rahatsız ediyor olmaması lazım . Faizleri zorla aşağı indirmek için bir neden yok. Orta ve uzun vadede borsa ve şirketlerimiz performansları yükselecektir diye düşünüyorum. “ diye konuştu.(Hürriyet)