Türkiye'nin Ba2 olan kredi notunun kamu finansmanının global kriz sırasındaki esnekliğini yansıttığını belirten Moody's, verimlilik, şeffaflık ve hukukun üstünlüğünün bu kredi notunu destekleyen faktörler arasında olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin ekonomik, finansal ve politik kırılganlıklara karşı direncinin son yıllarda kayda değer şekilde güçlendiğini ifade eden Moody's, finansal piyasaların toplumun laik ve dinci kesimleri arasında devam eden çatışmalara ve oynak sarmeye girişlerine dayanma kabiliyeinin bunun kanıtı olduğunu da vurguladı.
Türkiye'nin kredi notunun pozitif bir görünüm taşıdığını ve ülkenin ekonomik ve mali esnekliğini yansıttığını ifade eden Moody's kredi notunun yükseltilebilmesi için ise Türkiye'nin mali temel göstergelerinin daha da iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. Şu ana kadar bu konuda önemli ilerlemeler kaydedilse de Türkiye'nin, büyük cari işlemler açığı ve cari işlemler açığının finansmanı için portföy yatırımı girişlerine bağımlılık ciddi dış kırılganlıklarının bulunduğunu ifade eden Moody's, bu ortamda güçlü mali temel göstergelerin çok daha önemli hali geldiğini vurguladı. Moody's Türkiye'nin şu anda karşı karşıya olduğu zorluklar olarak büyük faiz dışı fazla vermek, daha büyük döviz rezervleri biriktirmek ve dış şoklara dayanıklılığı artırmak için borç seviyesini daha da azaltmak olduğunu ifade etti.
Moody's, Türk hükümetini açık ve borç değerlerinde anlamlı ve kalıcı bir kötüleşmenin yaşanması halinde kredi notunun aşağı yönlü baskı altına girebileceğini de vurgularken, büyük ve artan cari işlemler açığının finansmanının daha zor hale gelmesi halinde de notun baskı altına girebileceği uyarısında bulundu.
2010 yılında GSYH'nın yüzde 6.5'i, 2011 yılında GSYH'nın yüzde 7.2'si seviyesinde olmasını bekledikleri cari işlemler açığının şu anda Türkiye için ana risk faktörü olduğunu belirten Moody's, Kısa vadele yabancı sermaye girişlerinin Türk Lirası üzerinde yukarı yönlü baskıya, yüksek kredi büyümesine ve artan ithalata yol açtığını vurguladı.
Bu faktörlerinde Türkiye'nin cari işlemler açığına katkı yaptığını ifade eden Moody's, düşen enflasyon, güçlü kredi büyümesi, sıcak para girişlerinin TCMB'ye ortodoks olmayan politikalar uygulamak için alan yarattığını ve bu politikalın bazı açılardan başarılı da olduğunu belirtti. Bununla birlikte yurtiçi kredi büyümesinin yüksek seyretmeye devam ettiğini ifade eden Moody's, kredi büyümesinin cari işlemler açığı üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaya devam edeceğini de kaydetti.
TCMB'nin politika yaklaşımının raf ömrünün sınırlı olduğunu savunan Moody's, TL'deki değer kaybı ve artan gıda, enerji fiyatlarının önümüzdeki aylarda enflasyon üzerinde bir etki yaratmasını beklediğini de vurguladı. TCMB'nin önümüzdeki dönemde yapacağı politika faiz artırımlarının zamanlaması, hızı ve büyüklüğünün önemli olduğunu ifade eden Moody's, TCMB'nin gelişmelere yeterince hızlı cevap verememesi halinde bunun enflasyon ile mücadeledeki güvenine zarar vereceğini, bununda ödemeler dengesi riskini artırakak kredi notu için negatif olacağını da vurguladı.
Moody's Türkiye'nin cari işlekler açığını hemen ortadan kaldıramayacağını ancak bunu azaltmak için kısa vadede bazı stratejiler izlemesi gerektiğini belirterek, bunların daha sıkı bir mali duruş, verimliliği ve rekabet gücünü artırmak ve daha fazla döviz rezervi biriktirmek olduğunu ifade etti.