Geçen hafta global piyasalarda olumlu bir süreci geride bıraktık. Özellikle ABD piyasalarında Citibank’ın yılın ilk ayını karlı kapattıklarını açıklaması sürpriz yaratırken, FED’in 1 trilyon USD’a kadar uzanabilecek bono planı açıklaması ve Ev Başlangıçları rakamında beklentilerin oldukça üzerinde gelen artış rakamı, piyasalardaki olumlu havayı güçlendirdi. Bununla birlikte Avrupa piyasalarında ise Barclay ve HSBC’nin 2009 yılına güçlü bir başlangıç yaptıklarını açıklamaları piyasaların hızlanmasına neden oldu.
Bunların yanında piyasalarda dip seviyelere gelindiğine yönelik düşüncelerin artmaya başladığını ve mevcut seviyelerin kabul edilebilir olduğuna yönelik görüşlerin biraz daha arttığını görmekteyiz. Buna ek olarak Beyaz Saray Ekonomik Danışma Konseyi Başkanı Christina Romer’in ABD ekonomisinin bu yıl içinde sıçrama yapacağını ve buna yönelik sinyallerin yakın zamanda görüleceğini belirtmesi, piyasalar tarafından görmezden gelinemeyecek kadar önemli.
Bu söylediklerimden her şeyin sona erdiği ve artık yükseliş süreçlerinin başladığı yönünde bir anlam çıkarılmamalı. Ancak daha 4 ay önceki ardarda gelen kötü haberlerin artık hızını kestiği ve yerine uzun zamandır görülmeyen küçük de olsa sinyallerin gelmeye başladığı da gözardı edilmemeli.
Dış piyasalarda ralli havası yaşanırken, iç piyasada ise bağımsız seyir devam ediyor. Seçim tarihi öncesinde piyasaların net bir tavır koymak istemediğini görüyoruz. Bileşik faizlerin MB’nin faiz indirimleri sonrası %14.20 seviyelerine kadar gerilemiş olmasına ve TL’nin yeniden 1.68 seviyelerine gerilemesine rağmen, IMKB endeksi 23500-24500 bandındaki hacimsiz seyrini sürdürüyor. IMF konusunun belirsizliğini sürdürmesinin bunda önemli etkisi olduğunu düşünüyoruz. Bir diğer önemli etken ise, gelen kötü ekonomik rakamlar ve şirketlerin açıkladıkları kar rakamlarının beklentilerden daha kötü geliyor olması. Yıllık planlanan bütçe açığının (10 milyar TL) sadece ilk iki ayda gerçekleşmiş olması ise cabası. ABD piyasalarında yavaş yavaş toparlanma sinyalleri görülüyor olsa bile Türkiye piyasalarında kötüye gidiş devam ediyor. Hükümet’in geçen hafta açıkladığı ÖTV indirimi Otomotiv ve Beyaz Eşya sektörülerinde canlanma getirmiş olsa da bu endeksin 24500 direncini kırarak yükselişini sürdürmesine yetecek etki yaratmıyor.
29 Mart seçimleri sonrasında piyasalardaki düğümün açılabileceğini düşünüyorum. Özellikle 2 Nisan tarihindeki G-20 zirvesi tüm piyasalar açısından önemini koruduğu gibi, IMF konusununda seçim sonrasında netleşeceğini bekliyorum. Bunlara bakıldığında Nisan ayının ilk yarısında piyasalardaki düğüm çözülebilir ve endeks sıkışık seyrinden kurtulabilir.
Önümüzdeki hafta Obama Hükümetinin bankalardaki toksik varlıklarla ilgili planın detaylarını Pazartesi günü açıklaması bekleniyor. Perşembe günü ise Kongrede planın görüşülmesi bekleniyor. Önümüzdeki hafta Pazartesi günü ABD Mevcut ev satışları beklenirken, Çarşamba günü ise Yeni Ev SAtışları ve Dayanıklı Tüketim siparişleri verileri açıklanacak. Başka deyişle önümüzdeki hafta ABD piyasaları hareketli olacak ve global piyasalardaki ağırlığı devam edecek.
IMKB’de ise önümüzdeki hafta seçim öncesi son işlem haftası olma özelliğini taşıyor. IMF konusunun seçimden sonra netleşeceğine yönelik beklentiler etkili olursa olumlu bir hafta görebiliriz. 24200 seviyesinde ki 50 günlük ortalama direnci kırılırsa, 25100 seviyesindeki trend direnci önemini koruyacak. Hisse bazlı hareketlerin devam etmesini bekliyorum. Özellikle temettü ödemelerine ve karlara yönelik hareketler etkili olmaya devam edecektir. Banka hisselerindeki seyirler endeks üzerinde belirleyici olmayı sürdürecektir.