Daha önceki yazılarımızda da ele almıştık bu konuyu. Araştırma geliştirme çalışmalarını teşvik etmek amacıyla Tübitak tarafından işletmelere hibe şeklinde destek verildiğini, vergi kanunlarında teşvikler sunulduğunu. Geçtiğimiz ay Resmi Gazete’de yayımlanan 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile mevcut teşvikler daha da geliştirildi. Peki bu değişiklikler Ar-Ge faaliyeti bulunan şirketlerin hayatında nasıl bir etkiye sebep olacak?
5746 sayılı Kanun’un getirdiği önemli değişikliklerden biri kurumlar vergisinde yer alan indirim oranı. Kanun öncesinde işletmelerin bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının yüzde 40’ı kurumlar vergisi hesaplamasında vergi matrahından indirilmekteyken, 5746 sayılı Kanun’la bu oran yüzde 100 olarak dikkate alınacak.
Böylelikle Teknoloji merkezi işletmelerinde ve işletmelerin Ar-Ge merkezlerinde gerçekleştirilen Ar-Ge harcamalarının, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı matrahtan indirilecek. Bununla birlikte rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge ve yenilik harcamalarının tamamı içinde matrahtan indirim imkanı bulunmakta.
500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezleri içinse artı bir teşvik imkanı sağlanıyor. İlgili yıl için yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamasının bir önceki yıla göre artışının yarısının, kurum kazancının veya ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılması imkanı tanınıyor.
Her şey iyi güzelde peki şirketin vergi matrahı çıkmıyorsa yani Ar-Ge harcamaları indirim konusu yapılamıyorsa ne olacak. Bu durumda indirim konusu yapılamayan Ar-Ge harcamaları indirim konusu yapılıncaya kadar devrediyor. Unutmadan hatırlatalım devreden tutar, izleyen yıllarda yeniden değerleme oranında artırılarak indirim konusu yapılıyor.
5746 sayılı Kanun gelir vergisi konusunda da teşvikler sağlıyor. Kanun’da sayılan işletme veya projelerde çalışan Ar-Ge ve destek personelinin bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretlerinin yüzde 80’i gelir vergisinden müstesna tutulmuş. Doktoralı personel içinse bu oran yüzde 90 olarak uygulanacak.
Teşvik gelir ve kurumlar vergisi haricinde sigorta primlerini de kapsıyor. Kanun kapsamında sayılan işletme ve projelerde yer alan Ar-Ge ve destek personeli ile Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun geçici 2. maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin, bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısının, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanması öngörülüyor.
Kanunla sağlanan teşvikler bunlarla da bitmiyor. Bu Kanun kapsamındaki her türlü Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili olarak düzenlenen kağıtlar damga vergisinden müstesna tutuluyor.
Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinde bulunanların; kamu kurum ve kuruluşları, kanunla kurulan vakıflar ile uluslararası fonlardan aldıkları desteklerin özel bir fon hesabında tutulacağı, bu fonun, vergiye tabi kazancın ve ilgili yılda yapılan Ar-Ge harcaması tutarının tespitinde dikkate alınmayacağı hükme bağlanmış. Peki bu fonun akibeti ne olacak?
Elde edildiği hesap dönemini izleyen beş yıl içinde sermayeye ilâve dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmemesi veya işletmeden çekilmemesi halinde sıkıntı olmuyor. Ancak aksi durumda yani yukarıda belirttiğimiz şartların ihlal edilmesi halinde zamanında alınmayan vergiler cezalı ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecek.
Kanun 31.12.2023 tarihine kadar uygulanmak üzere 1 Nisan itibariyle yürürlüğe girdi.
Ancak uygulamayla ilgili açıklığa kavuşturulması gereken unsurların olduğunu ve bunun içinde bir yönetmelik üzerinde çalışıldığını hatırlatalım.