Ekonomiye inat, borsalarda yükseliş yönünde bir hareket izliyoruz.
Ortalama olarak borsalar, son 8 ila 10 haftanın en yükseğine ulaşmış durumdalar.
İstisna olarak sayacağımız borsalar ABD’de işlem gören borsalar. ABD borsalarının getirileri, diğer kıta borsalarının gerisinde kaldı.
Son dönemde ABD borsalarının diğer borsalar üzerinde etkinliği azaldı. Dolayısıyla ABD verilerinin etkileri de, diğer borsalar üzerinde azaldı. Ekim ayında yaşanan büyük düşüşün ardından gelişen bu yükselişler bir boğa rallisinden çok ayıların uykuda olduğu bir dönem olarak değerlendirilebilir.
Hızlı ve büyük düşüşler, kademeli ve küçük çaplı birbirini izleyen yükselişler şeklinde devam ediyor. Genel bir tepki hareketi içerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz. 2009’un en riskli dönemi, ilk üç aylık dönem olarak ön plana çıkıyor.
Global anlamda 2009’un yeni diplerinin görülme beklentisi, ilk çeyrekte yoğun. 2009’a ilişkin belirsizlikler ve riskler, yıl sonuna kadar düzenli olarak azalacak. Bu içerisinde bulunduğumuz tepki hareketini ise bu nedenle uzun soluklu bir hareketten çok tepki hareketi olarak tanımlayabiliriz.
Nitekim, İMKB’de yaşanan yükseliş bankacılık sektörü ağırlık ve genele yansımayan bir hareket değil. Ucuz kalmış hisse senetlerine gelen alımların ağırlıkta olduğu bir hareket. Hem global hem de lokal çapta büyük bir tepki hareketi yaşıyoruz.
Bu tepki hareketi en iyimser vadede Ocak ve Şubat’ı kapsayabilir. Tabi bu iki ay içerisinde tepki hareketinin gücünü gelecek haber akışları belirleyecek. Tepki hareketinin temel bir dayanağı olmasa da, genel olarak nedeni Obama’nın paketinin tepki hareketi diyebiliriz.
Yatırımcıların özellikle ucuz kalan hisse senetlerinde doldur boşalt yapılarak yaşanan spekülatif hareketlerde, prim yapmamış hisseleri tespit ederek bu tepki sürecinde stop-loss belirleyerek alım-satım yapabilir. 2009’un ilk çeyreği, herşey düzelecek ve borsalarda yükseliş kalıcı demek için erken bir dönemdir."
(Turkish Yatırım Menkul Değerler)