**Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin düzenlediği toplantıda soruları yanıtlayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bir soru üzerine kredi kartları yasasındaki değişikliklerin BDDK'nın değil bakanlığın tasarrufunda olacağını ve yeni yasada tüketiciyi korumaya yönelik önemli değişikliklerin yapılacağını söyledi.
**
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, kredi kartlarının sadece aidat açısından değil ilk verilişleri ve limitleri açısından da ele alınması gerektiğini belirterek, "Bu konudaki düzenleme tüketici yönüyle bizim yasamızda olacak" dedi. Bakan Ergün, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle bir araya geldi.
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergün, Sanayi Bakanlığı'nın gündemindeki yasa tasarılarıyla ilgili olarak, Ocak ayı itibariyle Genel Kurula ilk olarak sebze meyve ticaretiyle ilgili tasarısının geleceğini, daha sonra da Türk Standartları Enstitüsü ile ilgili tasarı, Patent Yasa Tasarısı, Rekabet Kurumu'nun yapısıyla ilgili düzenleme ve tüketici haklarıyla ilgili düzenlemenin ele alınacağını söyledi.
Ergün, Tüketici Yasa Tasarısı ve kredi kartlarına ilişkin düzenlemeye yönelik soruya karşılık, yasa tasarısında kredi kartlarının, kapıdan satışlar, indirimli satışlar ve mesafeli satışların ele alınacağını bildirdi.
Kredi kartlarının da tüketici yönüyle bu yasa tasarısında yer alacağını belirten Ergün, kredi kartlarının sadece aidat açısından değil ,ilk verilişleri ve limitleri açısından da ele alınması gerektiğini söyledi ve "bu konudaki düzenleme tüketici yönüyle bizim yasamızda olacak" dedi. Ergün, kartların toplam limitlerinin kişilerin gelirleriyle orantılı olması gerektiğine işaret etti.
Bakan Ergün, "kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasa çıktığında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan (bu konudaki bütün yasal düzenlemelerin BDDK'ya geçeceğini) söylemişti" şeklindeki yoruma karşılık olarak da "Biz bankacılık sistemini düzenlemeye kalkmıyoruz. Tüketicinin haklarını koruma açısından değerlendiriyoruz. Bizim yapacağımız tasarının bankacılık sektörünü etkileyecek yönleri de olacaktır bu etkileri dikkate alarak bir nokta yakalamaya çalışacağız" diye konuştu.
"MERAK ETME KARDEŞİM ÖDERSİN" İMAJI KALKMALI "Kredi kartı borçlarına ödeme kolaylığı getirilmeden önce batık oranı yüzde 9 iken şu anda yüzde 11'lere gidiyor bu bakımdan uygulamayı doğru buluyor musunuz?" şeklindeki soruya da Ergün, kredi kartlarında asgari ödeme limiti çok düşük tutulduğunda insanların "bunu döndürebileceklerini" zannettiklerini ama bunun böyle olmadığını ifade etti.
"Tüketiciler basiretli davransınlar" demenin de sorunun çözümü için yeterli olmadığını ifade eden Ergün, "O kadar cazip şeyler oluyor ki tüketicilerin bunlar karşısında basiretli davranmasını beklemiyoruz. Onun için de (yanıltıcı reklamları denetleyelim) diyoruz bunların bir düzenlemeye tabi tutulması lazım. Sistemin tüketiciye (merak etme kardeşim ödersin) mesajını vermemesi lazım. Bunun için de bir takım mekanizmaları oluşturmak gerekiyor" diye konuştu.
Bakan Ergün, indirimli satışlar konusuna da değindi ve yılda iki kez indirimli satış dönem olmasını önerdiklerini, buna karşılık bazı kesimlerin özel günlerin de bu kapsama alınmasını istediğini anlattı. Ergün, yılın her günü indirimli satış varmış gibi gösteren ya da sürekli "tasfiye nedeniyle indirim" imajı veren mağazalar bulunduğuna işaret etti ve tüm bunların bir düzene konulması gerektiğini söyledi.
TERÖR BİTECEK
Bakan Ergün, terör olaylarındaki artışa işaret edilerek, bunun iktisadi faaliyetler üzerindeki etkisini değerlendirmesinin istenmesi üzerine de terör olaylarının iktisadi kararların verilmesinde önemli rol oynadığını kaydetti.
"Türkiye üzerindeki bu yüklerden kurtulmalı" diyen Ergün, şöyle devam etti:
"Türkiye'de terör bitecektir. Terörle yaşayamayız. Bu kimsenin yararına değil. Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda yaşayan insanların da yararına değil. Oralarda çok büyük bir potansiyel, çok büyük bir zenginlik var ama bunlardan dolayı bu zenginlik yatıyor. Terörü meslek haline getiren ve bitmesin diye uğraşanlar da var ama bitecektir."
Bakan Ergün, Tokat'ta meydana gelen olaylara da değindi ve bu olayların arkasında kim varsa ortaya çıkacağını söyledi. Danıştay saldırısının sonrasında Türkiye'nin üzerine adeta bir karabulut çöktüğünü ifade eden Ergün, bu tür eylemlerin amacının da bu olduğunu söyledi. Ergün, halkın sağduyulu olması ve bunların arkasında ne var görmesi gerektiğini dile getirdi.
Nihat Ergün, "hurda teşviği gündemden tamamen çıktı mı?" şeklindeki soruya yanıt verirken de 2010 bütçesinde hurda indirimine ilişkin herhangi bir uygulama öngörüsünün bulunmadığını, bu konunun üzerinde çalışılması gereken, beklemeye alınmış bir konu olduğunu kaydetti.
SANAYİ ÜRETİMİ
Bakan Ergün, KOSGEB'in esnafa verdiği desteklerle 100 bin işletmenin 2,5 milyar liralık kredi hacmine ulaşmış olduğunu söyledi.
Sanayi üretiminde Kasım ve Aralık aylarında da bir artış trendinin devam edeceğini düşündüğünü ifade eden Bakan Ergün, Türkiye'nin mart ayından itibaren sürdürdüğü çıkış trendini devam ettireceğini, bunun artık kalıcı istikrarlı olacağını belirtti.
Ergün, Kasım ve Aralık aylarındaki sanayi üretimi artışlarıyla birlikte son çeyrekte ekonominin büyüme rakamlarının ortaya çıkabileceğini vurguladı.
Bir gazetecinin, "Tokat'ta 7 askerin şehit olmasını Ergenekon'la mı ilişkilendiriyorsunuz, bu olayda terör örgütü dışında bir başka adres olduğunu mu düşünüyorsunuz" şeklindeki sorusu üzerine Bakan Ergün, "Tokat'ta yıllardır bu boyutlarda bir terör olayı yaşanmazken bir karakol devriyesi yapan askerlerin sisli bir havada baskına uğraması, Tokat'taki çok spesifik bir nedene ya da Tokat'ta vaktiyle eylemler yapmış TİKKO, DHKPC gibi örgütlerin yeniden eylem kabiliyeti kazandığına mı işaret eder yoksa araştırmalar başka şeyi mi ortaya koyacaktır? Bunları görmek lazım" yanıtını verdi.
Danıştay saldırısında da bir çok yorumlar yapıldığını, bazı yargı mensuplarının sonradan mahcup olacakları beyanlarda bulunduklarını anlatan Bakan Ergün, o açıdan ilk etapta fevri yorumlar yapmanın doğru olmadığını söyledi.
Ergün, Türkiye'de artık hiç bir şeyin gizli kalmadığını, bir süre sonra ortaya çıktığını belirtti.
BANKALAR KREDİ AÇMAK İÇİN FİRMALARI ARAMAYA BAŞLADI
Bakan Ergün, bir gazetecinin bankaların esnafa kredi vermekte çekinceli davrandığı şeklindeki değerlendirmesi üzerine de iki ay öncesine kadar bunun daha belirgin olduğunu ancak son bir aydır bankaların özellikle kredi açmak için firmaları aradıklarına şahit olduklarını belirtti.
Bunun iyiye işaret olduğunu anlatan Ergün, bankaların dünya ekonomisinde genel olarak bir olumluya gidişi gördükleri için kredi kaynaklarını daha çok açmaya başladıklarını söyledi.
Meslek liseleri ve katsayı konusunda soruyu yanıtlarken de Ergün, okulların müfredatının bir meslek edindirmeyi sağlayacak şekilde olması gerektiğini ifade etti. YÖK'ün de üniversite sınavına girişte uygulanan puan katsayısı konusunda adaleti tesis etmesi gerektiğini anlatan Ergün, "(Öğrenciye, sen bu bir kere buraya girdin, başka hiç bir yere gidemezsin) böyle bir şey olmaz. Bu insani, hukuki ve vicdani değil" diye konuştu.
Bakan Ergün, bir başka soruyu yanıtlarken de İran'ın nükleer enerji konusunda insani amaçlı olarak çalışma yapması halinde buna hiç bir ülkenin bir şey diyemeyeceğini, ABD ile İran arasında yaşanan sorunların çözümünde de Türkiye'nin aktif bir rol oynayabileceğini belirtti.
Afganistan'a asker gönderilmesi konusunda da Türkiye'nin tavrının başından beri aynı olduğunu anlatan Ergün, "Türkiye, Afganistan'daki sorunların çözümünde en büyük katkıyı sağlayabilir ama muharip unsur olarak değil. Eğer Türkiye muharip unsur haline gelirse Afganistan'daki sorunun çözümünde Türkiye'nin fonksiyonu azalır. ABD'ye söylenen de bu olmuştur" dedi.
KGF'UNDA 12 MİLYAR LİRALIK KREDİ HACMİ OLUŞTU
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Kredi Garanti Fonunun yapılandırılmasıyla ilgili önemli adımlar atıldığını belirterek, 12 milyar liralık kredi hacminin oluşturulduğunu söyledi.
Ergün, Kredi Garanti Fonunun yeni yapısından KOBİ'lerin bugün yararlanmaya başladığını bildirdi.
Bakan Ergün, bakanlık binasında Ekonomi Muhabirleri Derneğinin (EMD) düzenlediği sohbet toplantısında, Kredi Garanti Fonunun yapılandırılmasıyla ilgili önemli adımlar atıldığını belirtti.
Kredi garanti fonunun sermaye yapısının güçlendirildiğini, fonun sermaye yapısının 240 milyon liraya çıkarıldığını anlatan Ergün, Hazine'nin de fona 1 milyar lira kaynak aktardığını ve 12 milyar liralık kredi hacminin oluşturulduğunu söyledi.
Şimdi artık orta ölçekli, daha yüksek kredilere ihtiyacı olan yaklaşık 20 bin işletmenin her birinin maksimum 1 milyon lira kredi kullanabileceğini anlatan Ergün, "Ama grup şirketleri ise bir grubun 3-5 şirketi birden kullanacaksa o zaman 1,5 milyon lira limitli olan bir kredi hacmi de KOBİ'ler için. Bununla ilgili çalışmalar tamamlandı ve başvurular ilk defa bugün başladı" dedi.
Kredi Garanti Fonunun yeni yapısından KOBİ'lerin bugün yararlanmaya başladığını belirten Ergün, şu bilgileri verdi:
"Bankalara başvurular bugün başlayacak. Bugün itibariyle firmalar KOBİ'ler Hazine'nin de vermiş olduğu bu 1 milyarlık destekten ve 240 milyon liralık KOSGEBS'in kendi sermaye artışından kaynaklanan yeni kredi hacminden 20 bankayla anlaşma yapıldı. Bu 20 bankanın her biri kredi garanti fonunun bir şubesi gibi çalışacak ve teminat sıkıntısı çeken KOBİ'ler bu sistemden daha çok yararlanacaklar.
Kredi riskinin yüzde 65'ini Hazine üstlendiği halde Hazine, bankaların istediği teminattan daha fazla, başka bir teminat istemeyecek. Bankalar yüzde 35'ini üstleniyorlar. Sadece o yüzde 35'lik teminat neyse o teminatla firmalar kredi kullanabilecekler. Diğer kısımda 240 milyon liralık sermaye artışı kısmından da riskin yüzde 80'ini zaten KOSGEB üstleniyor, yüzde 20'sini Kredi Garanti Fonu Üstleniyor. Bu sistem de bugün itibariyle yürürlüğe girmiş oldu."
Ergün, böylece esnafın 25 bin liraya kadar kredi kullanımıyla ilgili sistemi çalıştırmış olduklarını kaydetti.
TÜRKİYE'NİN HIZLI BÜYÜMEYE İHTİYACI VAR
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin hızlı büyümeye ihtiyacı olduğunu, bunun da iç pazarın canlandırılması ve dış pazarlara daha agresif girilmesiyle sağlanabileceğini söyledi.
Nihat Ergün burada yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin istikrar ve güven ortamının sağlanmasıyla toparlandığını, devletçi modelden uzaklaşarak piyasa ekonomisine odaklandığını ve iktisadi gelişmeyi özel sektör eliyle yapmayı seçtiğini söyledi.
Küresel bir aktör olması nedeniyle Türkiye'nin dünyadaki gelişmelerden de etkilendiğini ifade eden Ergün, bugün de böyle bir türbülansın yaşandığını, ancak ülkenin bu türbülanstan çıkacağını ifade etti.
Mart ayından itibaren toparlanmanın başladığını ve Ekim ayı itibariyle sanayi üretimi verilerinin artıya döndüğüne işaret eden Ergün, bunun sürdürülebilir olması gerektiğini, zaman zaman dalgalanmalar mevsimsel kırılmalar olabileceğini, ancak önemli olanın trend olduğunu belirterek, "Türkiye mart ayından itibaren bir çıkış trendindedir" dedi.
Bakan Ergün, bu iyileşmenin sürdürülebilir olması için bütün aktörlerin birlikte çalışmaları ve birbirlerini motive etmeleri gerektiğini, çünkü artık Türkiye ekonomisinin daha hızlı büyümeye ihtiyacı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin potansiyelinin buna müsait olduğunu ifade eden Ergün, "İç pazarımızı canlandırarak, psikilojimizi bozacak şeylerden korunarak ve dış pazarlara daha agresif bir şekilde girerek bunu sağlayabiliriz" diye konuştu.
Dış politikanın da buna endeksli olması gerektiğini dile getiren Ergün, eskiden komşularla ilişkilerin "sıfır sorun" anlayışıyla yürütüldüğünü ama şimdi, "Sıfır problem aşaması geçilerek, maksimum işbirliği, maksimum ticaret" aşamasına gelindiğini kaydetti.
Komşu ülkelerle ilişkilerde Ürdün'ü örnek veren Bakan Ergün, bu ülkenin tamamen Türk iş adamlarının problemleriyle ilgilenecek bir büro kuracağını bildirdi. Geçen yılı Afrika yılı olarak ilan ettiklerini de hatırlatan Ergün, bazı kimselerin bu söylemi "romantik" bulduğunu ancak yürüttükleri çalışmalarla Afrika ile Türkiye arasındaki ticaretin artırıldığını bildirdi.
Türkiye'nin Çin ve Macaristan ile ticari ilişkilerine de değinen Ergün, bu pazarlara çok daha fazla mal satılabileceğini ancak bunun için ilişkiler kurmak gerektiğini vurguladı.
'BİZDE STOK İŞSİZLİK VAR'
Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında işsizliğin geldiğini ifade eden Ergün, kriz nedeniyle ülkede bir miktar üretim kaybı olduğunu, ancak son çeyrekte büyümenin yakalanacağını, ihracatta da fiyat nedeniyle bir miktar kayıp olduğunu, bunun da telafi edilebileceğini ancak istihdam kaybının ve işsizlik sorununun çözüm beklediğini ifade etti.
Bu sorunun çözümü için de ülkenin daha çok ve daha hızlı büyümesi gerektiğini anlatan Ergün, "Büyümemiz, nüfus artış hızına paralel iş gücüne katılımı eritebildi ama stoğu eritemedi. Bizde stok işsizlik var. Bu nedenle büyümemizi artırmamız ve dış pazarlara daha agresif girmemiz gerekiyor" dedi.
İşsizlikle bağlantılı diğer bir sorunun da "mesleksizlik" olduğunu ifade eden Ergün, buna paralel mesleki eğitimin de son 10 yılda çok zayıfladığını söyledi.
"Meslek liselerine karşı YÖK'ün aldığını tutumun bunda çok önemli katkısı var" diyen Ergün, bu okulların öğrenci profilinin düştüğünü, öğrenci sayısının azaldığını ve hatta öğretmenlerin bu okullardan kaçmaya başladıklarını dile getirdi.
Üniversite kazanma şansı düşük olan gençlerin meslek liselerine yöneldiklerini anlatan Ergün, "Bu da mesleksizlik sorununu daha da kötüleştirdi. Herkes burada imam hatip meselesine takılıyor. Meslek liselerini bir yanlış düşünceye kurban edemeyiz. İnsanlar mahallerinde iyi ezan okuyan, sosyal ilişkileri iyi olan din görevlileri istemezler mi? Orada da eğitimin kalitesini artırmaya ihtiyaç var" diye konuştu.
Bakan Ergün, kırdan kente göç nedeniyle kent nüfuslarının çok büyüdüğünü, Türkiye'nin bunun için de hızlı büyümeye ihtiyacı olduğunu kaydetti.