Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği( TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, işsizlik sorununun derinleşmesini engellemek için daha fazla istihdam alanı yaratılması gerektiğini söyledi.
Sabancı 3.Girişimcilik Kongresi'nden yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği'nin, 2000 yılında bilgiye dayalı ekonominin parçası olarak istihdamı, ekonomik reformları ve toplumsal uzlaşmayı güçlendirmek üzere hazırladığı Lizbon Stratejisi'nde, girişimciliğin geliştirilmesinin önemle altını çizdiğini belirtti.
Sabancı,"Daha sonra ise, girişimciliğin inovasyon, rekabet gücü ve büyümede itici güç olmasından ve Birliğin bu alanda arzu edilen performansı sergileyememesinden hareketle, 2003 yılında "Girişimcilik Üzerine Yeşil Belge" hazırlandı. Yeşil Belge, gelecekte uygulanacak en iyi girişimcilik politikası konusunda, ilgili çevrelerde geniş bir tartışma başlatmayı amaçladı. Nitekim, bunun ardından 2004 yılında bir eylem planı oluşturularak, girişimciliğin geliştirilmesi için 5 stratejik alan belirlendi." dedi.
Sabancı şöyle devam etti:
"Bu kapsamda eğitim yoluyla girişimci bir zihniyet yapısının oluşumuna destek verilmesi, risk almaya elverişli bir ortam yaratılarak daha çok kişinin girişimci olmaya teşvik edilmesi, kadın ve genç girişimciliğinin ve yenilikçi sanayi kümelenmelerinin teşviki yoluyla rekabetçilik ve büyüme performansının artırılması finans olanaklarına erişimin geliştirilmesi ve yasal ve idari yüklerin hafifletilmesi ana konular olarak sıralandı. AB, 2005 yılından başlamak üzere bu alanlarda kaydedilen ilerlemeyi de takibe aldı.
Avrupa iş dünyası da ekonomik büyüme ve istihdam yaratmanın, ancak girişimciliğin gelişmesiyle mümkün olacağını savunmakta ve AB'nin Lizbon Stratejisi hedeflerine ulaşılması için, karar alıcı mercilerin, girişimcilerin sesine kulak vermesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu çerçevede, Avrupa iş dünyasının temsil örgütü UNICE, AB düzeyinde belirlenen politikaların hedefine ulaşması için, gelişmelerin sıkı takipçisi olmaktadır.
Yeterince girişimci ve yenilikçi olamamanın yanında, AB ülkelerinin karşısındaki en önemli sorunlardan birisi de nüfusun hızla yaşlanması olarak kabul edilmektedir. Bu demografik değişim, Avrupa Komisyonu'nun gündemine çeşitli meseleleri de beraberinde getirmektedir. Girişimcilik açısından bakıldığında, girişimciliğin en yoğun olduğu yaş aralığı 25-34 yaş olarak ortaya konmuştur. Bu noktada, genç nüfusunu girişimci bir güce dönüştürebildiği takdirde, Türkiye'nin ekonomik anlamda rekabetçiliğini çok daha ileri bir seviyeye taşıması mümkündür. Halbuki bugün önümüzdeki tablo, genç nüfusun potansiyelinin ekonomik bir avantaja dönüşemediğini ortaya koymaktadır.
2005 yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, genel işsizlik oranı %10,3, genç nüfustaki işsizlik oranı ise %19,3 olarak tespit edilmiştir. TÜSİAD'ın çeşitli demografi, büyüme ve istihdam raporlarında belirtildiği gibi, önümüzdeki yıllarda Türkiye'de genç nüfustaki artışa bağlı olarak daha çok gencin işgücü piyasasına girmesi beklenmektedir. Bunun işsizlik sorununu derinleştirmesini engellemek için daha fazla istihdam alanı yaratılmalıdır. Ekonomide görülen yapısal dönüşümle beraber kamunun istihdam yaratma potansiyeli azalırken özel kesiminki artmaktadır. Dolayısıyla, işsizlik oranının aşağı çekilmesi için izlenecek politikalar kapsamında özel sektörde girişimciliğin geliştirilmesi şarttır."
GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER GİDERİLMELİ
Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınladığı Rekabet Gücü raporuna göre 117 ülke arasında Türkiye'nin 2005 yılında ancak 66. sırada yer aldığını hatırlatan Sabancı,"Rekabet gücümüzü kayda değer bir şekilde artırmak için inovasyon ve yaratıcılıkla beslenen girişimciliği yaygınlaştırmak ve desteklemek, temel çıkış noktamız olmalıdır. Yenilikçi girişimciliğin, yeni düşüncelerin yaratılması, uygulanması ve yayılmasını hızlandırma, yeni endüstrilerin doğmasına yol açma ve yeni teknolojileri kullanan sektörlerde verimliliği artırma işlevlerinden yararlanmak gereklidir." diye konuştu.
Sabancı şunları söyledi:
"Girişimciler ve küçük ölçekli işletmeler, servis ve bilgiye dayalı sektörlerde önemli bir rol oynamaları dolayısıyla ekonominin merkezinde yer alırlar. Büyüme, şirketlerin hayatta kalmaları, inovasyon, istihdam yaratma, teknolojik değişim, üretim artışı ve ihracat gibi kriterler göz önünde bulundurulduğunda, girişimcilik ve ekonomi arasında önemli bir bağlantı söz konusudur. Ama asıl önemlisi girişimcilik, kişisel gelişimi zorunlu kılar yarattığı rekabet ortamında kişilerin hep daha iyiyi hedeflemesini sağlar. Girişimcilik fırsatı herkese sunulduğunda, sosyal anlamda da bunun pek çok getirisi vardır herkese potansiyelini açığa çıkarabilme olanağı verildiğinde, bulunduğu yer ve geçmişinden bağımsız olarak başarı elde edebilmesi mümkün kılınır.
Bu çerçevede, toplumda, özellikle gençler arasında girişimciliğin özendirilmesinin üzerinde önemle duruyoruz. Ülkemizde üniversitelerimizde girişimcilik konusunun ele alınması, gençlerin bilinçlendirilip teşvik edilmesi ve girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması açısından çok önemli katkılar sağlayacaktır. Mezun olduklarında 'bir işe girmeyi' değil, 'kendi işlerini kurmayı' amaçlayarak hayata atılan gençler, girişimciliğin temel aktörleri olacaklardır.
Bu amaçla, girişimciliğin gelişmesinin önündeki engellerin giderilmesi önem taşımaktadır. Örneğin, girişimcinin en önemli ihtiyaçlarından biri olan finansman konusunda ciddi sorunlar mevcuttur. Özellikle başlangıç aşamasında gerekli olan 'tohum sermaye'nin oluşmasındaki en büyük sorunlardan biri finansman konusudur. Yenilikçi ve teknoloji ağırlıklı faaliyet gösteren firmaların arkasındaki en büyük destek olarak nitelendirilen 'risk sermayesi' konusunda da Türkiye emekleme aşamasındadır. Mevcut risk sermayesi çoğunlukla yabancı ortaklı bankalar tarafından tedarik edilmektedir. Son dönemde şirket içi risk sermayesi fonları kurulmaya başlasa da toplam risk sermayesi piyasası yetersiz düzeyde kalmaktadır. Finansal piyasaların etkin çalışmasını sağlayacak mekanizmaları uygulamaya koymadan, uygun vade ve maliyet yapısına sahip finansal kaynakları daha çeşitli hale getirmeden, küçük ve orta boylu işletmelerin kaynak sorununu çözmek de zor olacaktır."
Sabancı, Türkiye'de ekonomik yapının girişimci ve yenilikçi olmasının, ekonomik, teknolojik ve yasal altyapı ile insan kaynaklarını kapsayan politikalar izlenmesini gerektirdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bu da yatırım ortamının iyileştirilmesinden, vergi ve iş hukuku mevzuatının bütüncül bir şekilde ele alınmasına finansman seçeneklerinin artırılmasından, girişimcilik destek mekanizmalarının geliştirilmesine etkin bir AR-GE ve inovasyon politikası uygulanmasından girişimcilik eğitimine kadar çok geniş bir alanda çalışmaların gündeme gelmesi demektir. TÜSİAD olarak, bu düşüncelerden hareketle, gerek yayınladığımız raporlar, gerekse çeşitli platformlarda dile getirdiğimiz görüşlerle girişimcilik konusunun önemine dikkat çektik. Bunların yanı sıra girişimciliğin özendirilmesini sağlamak, bu alandaki sorunların paylaşıldığı ve çözümlerin tartışıldığı bir platform oluşturmak ve iş fikrini yatırımcılara sunmak isteyen girişimci üniversite öğrencileri ile yatırımcıları buluşturmak amacıyla, "Girişimcilik Kongremiz"de öğrencilerimizin iş fikirlerini ödüllendirmeye karar verdik. Bu noktada, kongremize ev sahipliği yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne ve iş fikri yarışmamızda işbirliğinden ötürü ODTÜ Genç Girişimciler Topluluğu'na teşekkürlerimizi sunmak isterim. Ayrıca, kongremizin gerçekleştirilmesine destek olan sponsorlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum."
Foreks Haber Merkez