DİSK'ten, Babacan'a sert yanıt

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Özel İstihdam Bürolarını eleştirenlere yönelik “İçlerinde bir tane işsiz var mı: Yok” açıklamasına DİSK’ten sert bir yanıt geldi: “İzledikleri hatalı politikalarla Türkiye’yi krize sokanlar işsizliğe çözüm bulamazlar…”

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, yazılı açıklamasında, “Bakan Babacan, 2002 sonundan itibaren AKP iktidarının izlediği bütün politikalardan sorumludur. Hükümetin ekonomi politikalarının oluşturulmasında ve yürütülmesinden de sorumludur. Bu politikaların yol açtığı işsizlik, devlet kurumu TÜİK tarafından her ay ilan edilmektedir. Diğer yandan, 2002’den 2008 sonuna kadar IMF ile bütçe harcamalarının kısılıp, ücretlerin düşmesine, yatırımların daraltılmasına ve istihdamın sınırlanmasına yönelik konularda anlaşmalara imza atan da kendisidir. 2004 yılında maaşların bayram öncesi ödenmesi konusunda Başbakan tarafından uyarılan da kendisidir. Sayın Başbakan bile kendisini ‘Faizciye ödeme yapmak için çırpınıyorsun da, dar gelirlilerinin, fakir-fukaranın bir nebze olsun bayram öncesi rahatlatılması için maaşlarının erken ödenmesine neden şaşırıyorsun’ diyerek uyarmıştır. Şimdi bu zihniyette olan bir bakanın işçi simsarlığı ve işçi kiralaması dönemini başlatacak düzenlemeyi eleştirenlere tahammül edememesi çok manidardır. Sendikalar, işçi sınıfı ve işsizler ‘hayatında hiç işsiz kalmamış’, ve ‘iş aramamış’ bir kişiden işsizliğin ne olduğunu öğrenecek değildir” denildi.

SOSYAL GERÇEKLER DEMAGOJİYLE KAPATILAMAZ Tarihin yasaları ve sosyal gerçeklerin üzerinin hiçbir zaman demagoji ile kapatılamayacağına dikkat çekilen açıklamada, İşçi simsarlığı ve kiralık işçi düzenlemesinin açık bir kriz fırsatçılığı uygulaması olduğu vurgulanarak şu görüşlere yer verildi:

“Yasal hale getirilen işçi simsarlığının istihdamı artırdığına dair hiçbir bilimsel çalışma yoktur. Tam tersine kadrolu işçilerin, işten çıkartılmasını kolaylaştıran, sendikasızlaştırmayı hızlandıran ve yarına duyulan güveni azaltan bir uygulamadır. Bakan Babacan’ın konuya ilişkin AB kararlarını örnek vermesi de demagojiktir. Kabul edilmeli ki demagojinin en kötü örneklerinden biridir. Çünkü AB ülkelerinde bu tip düzenlemelerden önce sosyal taraflarla müzakere yapılır ve onayları alınır. Sabaha karşı, habersizce yasa çıkarılmaya kalkışılmaz. Ayrıca AB kararlarında, iş güvencesi, eşit işe eşit ücret ve sendikal hakları içeren bir Özel İstihdam Bürosu düzenlemesi vardır.

Sayın Bakan bilinçli bir şekilde işsizlerle sendikaları karşı karşıya getirmek istemekte ve bunun için ‘Keşke işsizlerin de bir sendikası olsaydı da onları da bir dinleseydik’ demektedir. Emeklilerin ve öğrencilerin kurdukları sendikaların bizzat kendi hükümeti tarafından kapatılmaya çalışıldığını galiba birileri bakan Babacan’a hatırlatmalıdır. İşsizlerin sendikası olsaydı muhtemelen oda kapatılacaktı. Bizim Bakan’a tavsiyemiz IMF ile yaptığı görüşmelerde, işsizlerin çıkarlarını korumak için bütçe kısıntılarına, yatırımların daraltılmasına, bölgesel asgari ücret geçilmesine, ücretlerin düşürülmesine karşı çıkması; faiz ödemelerini sınırlayarak yeni iş alanları açılmasına destek vermesi olacaktır.”