Referans Gazetesi yazarlarından Servet Yıldırım, bu günkü köşesinde paritedeki dalgalanmayı kaleme aldı.
Yatırımcılara önemli uyarılarda bulunan ve paritedeki hareketliliğin nedenlerini aktaran Yıldırım, köşesinde şu tespitlerde bulundu;
"Son birkaç aya baktığımızda Euro/dolar paritesi 1.24 ile 1.46 gibi geniş bir aralıkta gitti geldi.
Dün ise 1.33 dolayındaydı. Son birkaç günlük yumuşama yani doların değer kazanıp Euro'nun gerilemesi çok büyük ölçüde Avrupa Merkez Bankası'nın yarın yapması beklenen faiz indiriminden kaynaklanıyor. Paritenin buradan nereye gideceğini ABD ve Avrupa ekonomilerinin durumu belirleyecek.
Önce dolara bakalım. Doların görünümünü bozan faktörleri şöyle bir sıralarsak herhalde ilk sırayı aralıkta yüzde 7,3 ile son 16 yılın zirvesine çıkan işssizlik alır. Sadece son dört ayda 1.9 milyon Amerikalı işini kaybetti. Çok muhtemeldir ki işsizlik oranı ocak ve şubatta biraz daha yükselebilir.
Rekor düzeyde bütçe açığı veren bir Amerika'dan bahsediyoruz. Ve yeni teşvik paketleryle, mali politikalardaki gevşeme ile bu açık daha da artmaya mahküm. Bu manzarada ABD Merkez Bankası'nın (FED) işsizlik oranları tekrar yüzde 5'in altına ininceye kadar faizleri yeniden yükseltmeye başlaması pek olası görülmüyor. ABD resesryondan çıksa ve enflasyon tekrar yükselmeye başlasa bile FED'in faizlerin mevcut rekor düşük düzeyleriyle bir süre daha yaşamasına büyük olasılık gözüyle bakılıyor. Hangi süre derseniz anketlerde 2010'a kadar bu durumun süreceği görüşü hakim. Hatta 2010'un ortasına kadar bile faizlerin aynı düzeyde kalacağını düşünenler var. Faizlerin dip seviyelerde uzun bir süre kalacak olması dolar açısından olumsuz haber.
ŞİRKETLER BATACAK
Amerikan ekonomisinin resesyondan çıkmasına ilişkin öngörüler ise üçüncü çeyreğe işaret ediyor. 2009 yılı, özellikle ilk yarısı ABD ekonomisi için ciddi bir yeniden yapılandırma olacak. Birçok şirket batacak, kalanlar kabuk değiştirecek. Bu süreç 2008'in ortasında başlamıştı ama bu yıl daha genele yayılmış bir şekilde ABD'deki şirketler kesiminin yeniden yapılandığını görebiliriz. Böylesi bir dönemde FED'in yumuşattığı para politikasını sıkmaya başlaması saçma olur.
AVRUPA'DA DURUM PARLAK DEĞİL
Faizlerin görünümü dolara çok fazla yardımcı olmuyor ama bu anlamda Euron'un hali dolardan da kötü. Dolar açısından bakıldığında yatırımcılar en azından biliyor ki daha fazla faiz indirimi olmaz çünkü faizler yüzde 5,25 gibi bir seviyeden kademeli olarak inebileceği en düşük seviyeye yüzde 0-0,25 bandına indi. Bundan ötesi yok. Ve bu gerçek dolar/Euro fiyatlarına dahil edildi. Teknik terimiyle fiyatlandı. Ama Euro'nun durumu belli değil. Faizlerin nereye kadar ineceği bilinmiyor ve her indirim Avrupa parası üzerinde baskı yaratıyor. Büyümenin hız kesmesi Avrupa Merkez Bankası'nı gönülsüz de olsa faiz indirimine zorluyor. Üstelik enflasyonun hedef olan yüzde 2'ye yaklaşması faiz indirimini biraz daha kolaylaştırıyor.
Avrupa ekonomisinin lokomotifi olan Almanya nihayet harekete geçmek zorunda kaldı. Hükümet ortakları Avrupa'nın en büyük ekonomisini resesyondan çekip çıkarmayı amaçlayan 50 milyar Euro'luk bir paket üzerinde anlaştı. Bu orta vadede Euro için önemli bir adım ama şu anda çok işe yaramıyor. Çünkü başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ekonomisi resesyonda ve girmeyenler ise her an girebilir. Bu manzarada görünen o ki Euro dolar karşısında biraz daha değer yitirebilir ama beklenti çok ciddi bir gerileme olmaması şeklinde. Diğer bir deyişle, Euro/dolar karşısında biraz daha aşağı gelebilir ama kayıpları sınırlı kalacak gibi görünüyor."