FİNANS

Eğer uzunca bir süre tek haneli faiz olacaksa...

**Mynet Finans yazarı ve Meksa Yatırım Araştırma Müdürü Tuncay Turşucu

**

IMKB endeksi Mart 2009 tarihinde 22658 seviyesinden başlattığı yükselişini beklenmedik bir şekilde halen sürdürüyor. Endeks 45500 seviyesinde yılın yeni yükseğini gerçekleştirirken endeksteki performansta yüzde 100’lere kadar ulaştı.

Faizlerin düşmeye başlaması, enflasyonun gerilemeye devam etmesi ve bunun uzun bir sure bu şekilde süreceğinin anlaşılması sözkonusu yükselişte baş rol oynarken, asıl önemli neden, piyasa algılamalarında görülen değişim oldu. En kötünün geri kalmış olabileceğine yönelik inançların artması, gelecek aylarda ekonomik düşüşün hızını yitirmesine ve yerini daha stabil bir ortama bırakmasına yönelik beklentiler, global piyasalarda önemli algı değişikliklerinin yaşanmasını sağladı.

Türkiye global algıdan payını alırken, gelişmekte olan ülkelere yaşanan para akışından nasibini aldı ve bu arada faiz kartını iyi oynayarak banka odaklı endeksin ciddi bir performans göstermesini sağladı. Ve bir kez daha gördük ki, finansal piyasalarda beklentiler alınır ve beklentiler satılır. Ve bu beklentiler algılamalardaki değişiklikler tarafından kontrol edilir. Algılamarda iyileşme başladıysa, piyasalardaki yükselişin önünü kesmek zordur. Nitekim şimdide böyle oldu. Pek çok arkadaşım ile bu ralli esnasında tartışmalar yaşadım. İnsanların çoğu yükselişin temel ekonomik nedenlere dayalı olmadığını ve uzun sürmeyeceğini söylüyorlardı. Hatta pek çoğu pozisyonlarını yukarı trende göre değil, aşağı trende göre ayarladı. Ve her geçen gün zarar etmeye devam ettiler. Kimisi pes etti kimisi piyasayla inatlaşmaya devam etti. Ama piyasa yükseldi de yükseldi.

Aslında temelde haklıydılar. Makro ekonomik bir gelişme varmıydı? Hayır. İşsizlik yükseliyordu, ekonomik daralma devam ediyordu ve sanayi üretimleri kan kaybetmeyi sürdürüyordu. Ama çok önemli bir temel değişiklik vardı. Piyasalarda artık daha kötüsünün olması beklenmiyordu. Sözkonusu olumsuz ekonomik veriler zaten piyasalarda fiyatlara dahil edilmişti, Daha kötüsü olacak düşüncesiyle piyasalar zaten aylar geçirmişti. Ve ben insanlara sürekli şu basit soruyu sordum “Eğer piyasalar en kötünün geride kaldığını düşünmeye başladıysa neden satsınlar?” Aslında sadece bu soru bile piyasanın düşmeyeceğini açıkça gösteriyordu. Nitekim öylede oldu.

Bugün gelinen nokta azımsanacak bir yer değil. Mart ayından bu yana yüzde 100 yükselmiş bir endeks var. Banka hisseleri içinde aynı performanstan sözetmek mümkün. Aslında son aylarda oluşan ekonomik ortam tamamen bankaların ekmeğine yağ sürdü. Bu nedenle sadece Bankaların yükselmesine şaşmamak gerek. Üretimin düştüğü, karlılıkların ve verimliliklerin kaybolduğu bir ortamda da sanayi şirketlerin yükselmemesine de şaşmamak lazım.

Peki şimdi ne olacak. Yükseliş devam edecek mi? Devam edermi etmezmi bilmiyorum ama, piyasalardaki yükselişi sağlayan rüzgarın hala esmeye devam ettiğini görüyorum. Bileşik faizler yüzde 10’un altına düşmek üzere ve önümüzdeki haftaki Merkez Bankası faiz toplantısına kadar gerilemesini sürdürmesi bekleniyor. Durmuş Yılmaz önümüzdeki 3 yıl boyunca tek haneli faiz öngürüsünde bulundu. Son 10 günde yaşanan ralliyi başlatanda bu sözleri ile kendisini oldu. Diğer yandan Bankacılık sektöründe üstelik Genel Müdür seviyesinde bir kişi geçenlerde bileşiklerin yüzde 7 seviyesine düşmesini beklediğini söyledi. Yüzde 7. Evet yüzde 7. Bu inanılmaz bir şey. Şimdi yine aynı soruyu sormak istiyorum “Eğer uzunca bir süre tek haneli faiz oluşacaksa ve faizin düşmesinin ardında yükselmesi beklenmiyorsa, elinizdeki hisseyi satarmısınız?” Üstelik makro ekonomik gerilemenin yavaşladığını gösteren datalar gelmeye daha yeni başlamışken.

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler