Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türkiye ekonomisinin geldiği noktayı eleştirerek, ekonomide kırılma görülmemesinin nedeninin iyileşmelerden değil, hızlı yabancılaşmalardan kaynaklandığını söyledi.
Türkiye’deki ekonomik politikaların da gittikçe "yabancılaştığını" kaydeden Şener, Türkiye’nin küresel rekabet gücünün artırarak değil, kırılmalar yaşayarak yoluna devam ettiğini belirtti. Abdüllatif Şener, Merkez Bankası’nın taşınması kararının Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından bir soru üzerine alındığını söyleyerek, söz konusu kararın Acil Eylem Planı’nda yer almadığını hatırlattı.
Şener, Ankara Ticaret Odası (ATO), Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV) ve Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği (OSİAD) işbirliğiyle düzenlenen “2008’de Türkiye Ekonomisinden Beklentiler” konulu toplantıya katıldı. Şener toplantıda yaptığı konuşmada, 45 trilyon dolar olan dünya milli gelirinden en büyük payı 12.5 trilyon dolarla Amerika’nın aldığını belirterek, büyük ciroya sahip ülkelerin dünyaya yön verdiğini vurguladı. İslam Konferansı Teşkilatı üyesi 57 ülkenin dünya milli gelirinden aldığı payın sadece 2.7 trilyon dolar olduğunu dile getiren Şener, “Cirosu büyük olan ülkeler getirir burnunuzun dibine orduları diker, ama siz bir tır malı 2 ülke öteye götüremezsiniz” dedi.
Şener, 10 trilyon dolarlık toplam dünya ihracatı içerisinde İslam Konferansı Teşkilatı üyesi 57 ülkenin toplam payının 770 milyar dolar olduğunu, söz konusu payın 200 milyar dolarlık kısmının da Türkiye ve Malezya tarafından yapıldığını kaydetti. Şener, dünya rakamları içerisinde söz konusu payların “zekat değil, fitre oranı” kadar olduğunu söyledi. Türkiye’nin küresel rekabet gücünde kırılganlıklar yaşandığını dile getiren Şener, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırarak devam ettirmesi gerektiğini vurguladı. Şener, ara malı ithal girdilerin söz konusu kırılganlığın en büyük göstergesi olduğunu belirterek, gerekli tedbirlerin alınması çağrısında bulundu.
Türkiye’nin dış yükümlülükleri açısından ve rezerv bakımından zayıf bir ülke olduğunu söyleyen Şener, “İçerde yaşanan gelişmelere bakarak rezervler artmış diyebilirsiniz. Ancak bu sizin güçlü bir ülke olduğunuzu göstermez” dedi. Şener, yaşanan kur düşüklüğüyle birlikte de dış pazarlarda yer tutmanın zorlaştığını ve iç pazarlarında yabancılara bırakıldığını dile getirdi.
“KÜRESEL DALGALANMALAR TÜRKİYE’Yİ ETKİLİYOR”
Amerika’da yaşanan mortgage dalgalanmalarının birçok Avrupa ülkesiyle Türkiye’yi de etkisi altına aldığını söyleyen Şener, “Türkiye bu dalgalanmalardan fazla etkilenmez” diyenlerin konuyu yetirince göremediklerini savundu. Şener, 2008 yılı içinde en önemli sorunlardan birinin dış piyasalardaki dalgalanmalar olacağını, dalgalanmalar söz konusu olmasa dahi küresel rekabet anlayışının kaybedilmesinin Türkiye’yi olumsuz etkileyeceğini söyledi. Türkiye’deki büyüme hızının beklenenin altında geliştiğini belirten Şener, şöyle dedi:
“Büyümenin yüzde 4’lerde olması bir olumsuzluk yaratıyor. Bunun yanı sıra kur desteği verilmesine karşın enflasyon oranı da yüzde 8-9’ların altına düşmüyor. Yoksul vatandaşın yaşadığı enflasyon açıklanan rakamın çok üstünde. Ayrıca son birkaç aydır işsizlik rakamları da artma trendine girdi. İşsizlik konusu tehlike sinyalleri veriyor. İhracat artıyor deniliyor ama ihraç ürün içerisindeki ithal payı da artıyor.”
Türkiye’nin yüksek cari açığa sahip olduğunu vurgulayan Şener, açığa karşın dövizin bol olduğu ve kurun düştüğünü, ihracatın zorlaştığını ve kısır döngüye girildiğini dile getirdi. Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması konusuna da değinen Şener, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Acil Eylem Planı’nı açıklarken bir gazetecinin sorusu üzerine Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınacağını söyledi. Ancak bu karar aylarca üzerinde çalışılmış planda yer almıyor. Türkiye’de kararların soru soruldukça alınması en büyük risktir” dedi.
“UYARMAK FELAKET TELLALLIĞIYSA BEN TÜRKİYE’NİN FELAKET TELLALIYIM”
ATO Başkanı Sinan Aygün de konuşmasında, 2007 ekonomik genel sonuçlarının gündeme getirildiği gibi olmadığını, bunun rakamlara bakılarak görülebileceğini söyledi. Aygün, “Felaket tellalcısı gelen felaketi önceden haber verir. ‘Biz Türkiye iyiye gitmiyor’ dediğimiz zaman felaket tellalcısı olarak anılıyoruz. Eğer bu yakıştırma Türkiye’nin geleceği içinse ben bu yakıştırmayı kabul ediyorum. Biz uyarı görevi yapıyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin yüksek faiz ve düşük kur yüzünden yıllardır sıcak para cenneti haline geldiğini kaydeden Aygün, 2007’de yıllık ortalama yüzde 8.8 oranındaki faize karşın Türkiye’nin yüzde 18’in üzerinde faizle borçlandığını, döviz kurunun ise yüzde 16.7 oranında azaldığını söyledi. Türkiye’nin büyüme rakamı açısından iniş trendine girdiğini kaydeden Aygün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Enflasyon hedeflemesi yüzde 100 şaştı ve tutmuyor. İşsizlik rakamı artışını sürdürüyor. ‘Cari açık karşılandığı sürece sorun değil’ deniliyor, peki karşılanmazsa ne olacak? Ülker Goddiva’yı alınca, manşetler bayram etti. Migros satılınca neden ağlamıyoruz? Yabancı sermaye geldi diye seviniyoruz, ülkeye yabancı sermaye gelmedi ki zaten o sermaye var burada, duruyor. Hazır şirketlerimiz gidiyor bizim, bu neden anlaşılmıyor? Bir tane örneğini verebilir misiniz bana, yabancı sermaye geldi, arsayı aldı, binayı dikti ve yatırım yaptı diye. Böyle bir örnek yok ki.”
“SÖZLER SÖYLEMDE KALIYOR”
TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi de işveren üzerindeki SSK payının yüzde 5’e indirilmesinin 2009’a ertelenmesini eleştirerek, “Kar payı giderek düşüyor. Reel sektörün ve KOBİ’lerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için en önemli konu verilen sözlerin tutulmasıdır” dedi. 2007’nin reformlar açısından kayıp bir yıl olduğunu kaydeden Develi, yüksek olarak ilan edilen ihracat rakamlarını eleştirerek, “İhracat rakamları 106 milyar dolar deniliyor. İyi ama bu rakam içerisinde katma değeri yüksek olan ürün miktarı nedir? Gittikçe ithalata dayalı bir yapı oluşmaya başlıyor. Bu hormonlu büyümenin göstergesidir” diye konuştu. KOBİ’lerin ayakta kalabilmesinin şartının Ar-Ge olduğunu kaydeden Develi, bunun için gerekli yasanın oluşturulmadığını dile getirdi.
“LEASİNGDE YÜZDE 18 KDV BÜYÜK DARBE OLDU”
OSİAD Başkanı Nihat Güçlü ise konuşmasında, leasing sektöründe KDV oranının yüzde 18’e çıkarılmasının sektör için büyük darbe olduğunu söyleyerek, OSTİM’deki iş potansiyelinin yüzde 50 düştüğünü söyledi. Sektörün ekonomi alanındaki en küçük dalgalanmaları dahi hissettiğini belirten Güçlü, toplum olarak sağduyulu olunması gereken bir döneme girildiğini söyledi. Güçlü, “Çatışma için harcanan zamanın ülke kalkınması için kullanılması bir zorunluluk haline geldi” dedi.