Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), ABD kaynaklı küresel çalkantıya Türkiye açısından bakıldığında, en tehlike arz eden husus olarak cari işlemler açığının öne çıktığını bildirdi.
BDDK, "Önemli miktarda cari işlemler açığına sahip olan Türkiye ekonomisinde, bu açığı finanse eden sermaye girişlerinin azalması, doğurabileceği olumsuz sonuçlar nedeniyle en önemli risk durumundadır" dedi.
BDDK tarafından hazırlanan ve Temmuz-Aralık 2007 dönemini içeren "Türk Bankacılık Sistemi Kur Riski Değerlendirme Raporu" yayımlandı.
Raporda şöyle denildi: "Raporun kapsadığı dönemde yurt dışı dalgalanmaların yanı sıra yurt içinde Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve Temmuz 2007 genel seçimleri yaşanmıştır. Her iki siyasi içerikli gelişmenin ekonomik yansımaları bu rapor kapsamında da görülmektedir. Bu gelişmelerin
uluslararası dalgalanmalardan önce yaşanması ise Türkiye açısından bir şans olarak değerlendirilebilir.
Sektörün raporda incelenen dönemde bilanço içi pozisyonda açık verdiği, bu açığı bilanço dışı ile kapatarak/azaltarak net genel pozisyonda 2006 yılı ikinci yarısında genel olarak kapalı, 2007 yılı içinde ise genel olarak açık pozisyonda çalıştığı görülmektedir. Özellikle, 2007 yılı Nisan-Haziran ayları arasında görece yüksek bir açık net genel pozisyon ile çalışılmış, seçimler öncesi pozisyon daraltılmıştır. 2007 yılı Kasım ayından itibaren ise bilanço içinin ve ardından net genelde açık pozisyonun artmış olduğu görülmektedir."
Rapora göre, sektörün yabancı para net genel pozisyonunu önemli ölçüde etkileyen özel bankalar grubu, genel olarak açık pozisyonda çalışırken, yabancı bankalar incelenen dönem içerisinde 2007 yılı Mart ayından itibaren açık pozisyonda çalıştı.
Kamu bankaları ile kalkınma ve yatırım bankaları genel olarak fazla pozisyonda bulunurken, katılım bankaları ise 2006 yılı Aralık ve 2007'nin ilk iki ayı dışında genel olarak kapalı çalıştı.
İlgili dönemde, bilanço içi açık pozisyonların kapatılması ve genel olarak kur riskinden korunmaya yönelik olarak, çoğunlukla özel ve yabancı bankalar olmak üzere hemen hemen tüm gruplar tarafından türev araçlara başvurulduğu görüldü.
Bankacılık sektörü türev ürünlerden de yararlanarak bilançolarını olumsuz senaryolara karşı korumaya devam ederken, türev işlemlerde bankalar yoğun olarak swap işlemlerine başvurdu. Swap işlemlerini takiben en fazla başvurulan işlemler ise forward ve opsiyonlar oldu.
Bankaların kredi müşterisi durumunda olan şirketler kesiminin yurt dışından kullandığı krediler nedeniyle üstlendiği kur riski (dolaylı kredi riski) ve benzer şekilde bankaların kredi müşterilerine kullandığı Dövize Endeksli Krediler (DEK) ve bankacılık kesiminin yurt dışı
teşkilatı aracığıyla kullandırdığı yabancı para krediler nedeniyle karşı karşıya olduğu kredi riski de aynı şekilde devam etti.