Nobel ödüllü ekonomist Stiglitz, krizin ekonomik tahmin yapmayı zorlaştırdığını belirterek, “Çoğu ekonomist, gelecek yıl bu zamanların şimdikinden daha kötü olacağı görüşünde. Ancak bu iyileşmenin de başlayacağı zaman olacak” dedi.
Columbia Üniversitesi Profesörü ve Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, Davos’ta CNBC-e’nin sorularını yanıtladı.
Stilgitz, “Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’nin ekonomik durumu o kadar belirsiz ki, tahmin yapmak güç. Obama’nın planı işe yarayacak mı bilinmiyor. Büyük bir canlandırma paketi olacak, ancak bu pakete Cumhuriyetçiler’in müdahalesi büyük olursa, paketin etkisi azalabilir. Genel kanı, küresel büyümenin yüzde 2’nin altında kalacağı yönünde” dedi.
ABD’DE 2010’DA TOPARLANMA BAŞLAR
ABD ekonomisinin 2010’da toparlanmaya başlamasını beklediğini belirten Stiglitz şunları söyledi: “ABD bir yıldır resesyonda, bir yıl daha resesyonda kalması çok mümkün. Çoğu ekonomist, gelecek yıl bu zamanların şimdikinden daha kötü olacağı görüşünde. Ancak bu iyileşmenin de başlayacağı zaman olacak
Küreselleşme sonucu ülkeler birbiriyle entegre hale geldi. Avrupa ve Asya’nın bazı bölgelerinde sorunlar ciddi boyutlara ulaştı. Krizden ilk çıkan ülke ABD olur mu belli değil, ancak ABD toparlanmadan küresel olarak kalıcı bir iyileşmeden söz edemeyiz.
Gelişen ülkelerle ilgili tahmin yapmak çok zor. Gelişen ülkelere olan sermaye akışı üçte iki oranında azalacak. Buradaki ironi, gelişen ülkelerden çıkan paranın, sorunun kaynağı olan ABD gibi gelişmiş ülkelere gidiyor olması. Diğer yandan, ABD ekonomisi, milli gelirin yüzde 8’i ila yüzde 10’una varan bütçe açığını kaldıracak kaynaklara sahip ancak gelişen ülke ekonomileri değil. Üstelik, gelişen ülkeler üzerinde IMF ve uluslararası piyasalar tarafından bütçe açıklarının bu seviyelere tırmanmaması yönünde baskı da var. Hükümetler finansal sistemi rayına oturtmayı hedefleyen politikalar izliyorlar.”
KÖTÜ BİR ANLAŞMA YAPMAKTANSA...
Türkiye’nin IMF ile anlaşmasında dikkatli davranması gerektiğini kaydeden Stiglitz şunları kaydetti: “IMF geçmişte Türkiye’den çok daha az ihtiyaç sahibi ülkelere destek verdi. Ancak bu, ülkelerin bazılarında kötüye giden durumu daha beter hale getirdi. Bence Türkiye, kararını, IMF’nin önerdiği anlaşmanın şartlarına göre vermeli. Kötü bir anlaşma yapmaktansa, hiç yapmamak daha iyidir.
Gelişen ülkelerin herhangi biriyle ilgili tahmin yapmak zor. Türkiye’nin hem bütçe açığı, hem de zayıf olan bir Avrupa’ya yakınlığı endişe nedeni. Ancak, Türkiye geçmiş birkaç yılda canlı ve güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu gösterdi. Bence, Türkiye’nin kriz yönetiminde başarılı olacağına dair umutlu olabiliriz.”