Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Başkanı Erkan Güral, gelişme, kalkınma, ilerlemenin ancak huzurla birlikte mümkün olduğunu kaydederek, huzurlu bir toplumsal atmosferin girişimin de temel motivasyonu olacağını söyledi. Türkiye’nin her ilinin her coğrafyasının ancak huzur, barış ve kardeşlikle ilerleyebileceğini kaydeden Güral, “Ben inanıyorum ki Türkiye, bütün ekonomik problemlerini çözecek güce ve yeterliliğe sahiptir. Yeter ki birbirimiz arasına duvarlar örmeyelim” dedi.
TÜGİK, Bitlis Tatvan’da Yönetim Kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, Doğu Anadolu’nun incilerinden Tatvan’ın barındırdığı büyük potansiyele karşın birçok alanda olması gereken yerin gerisinde kaldığını belirterek, avantajlara rağmen genel olarak Bitlis’in ve özel olarak da Tatvan’ın ciddi dezavantajları da bulunduğunu kaydetti. Bölgenin coğrafi şartlarının olumsuzluğu, ulaşımdaki ciddi sıkıntılar, devlet ve özel sektör yatırımlarının yetersizliği, uzun yıllardır devam eden terör olayları gibi sorunların Bitlis’in iktisadi anlamda cazibe merkezi olmasını engellediğini vurgulayan Güral “Nasıl ki Bitlisli öğrenciler ciddi bir başarı kazanmışlarsa, Bitlis’in ve Tatvan’ın da ekonomik alanda başarılara ihtiyacı vardır. Şehir ekonomisinin canlılık ve istikrar kazanması için, insanların kendi memleketlerinde karınlarını doyurabilmeleri için, istihdamın artması için ve elbette huzur için; başarılı ve kalıcı projelere girişimcilere ihtiyaç vardır” dedi.
-İKTİSADİ KALKINMA SADECE KİŞİSEL GAYRETLERLE MÜMKÜN DEĞİL-
Özellikle iktisadi kalkınmanın sadece kişisel gayretlerle mümkün olmadığına dikkat çeken Güral, Türkiye’nin her yerine dağılmış olan Bitlisli sanayicilerin ve işadamlarının kendi özel gayretleriyle, kendi şehirlerine yeni yatırımlar kazandırma çabalarının çok değerli olduğunu söyledi. “Fakat bu özel çabalar tek başına yeterli değildir, yeterli olamaz” diyen Güral, samimi gayretlerin desteklenmesi ve özendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bitlis’in Türkiye genelindeki ekonomi performansının ne yazık ki son derece zayıf olduğunu kaydeden Güral, imalat sanayinde yaratılan değer açısından bakıldığında Bitlis’in Türkiye genelindeki payının sadece binde 6 düzeyinde olduğunu ifade etti.*****
-KENT EKONOMİSİNİN BÜYÜMESİ İÇİN SANAYİYE VE ÜRETİME İHTİYAÇ VAR-
Bunun Bitlis’in üretim alanında son derece geride olduğu anlamına geldiğini belirten Güral, şöyle devam etti: “Üretmeyen, dolayısıyla piyasaya mal satamayan bir ekonominin yeni istihdam alanları yaratması da düşünülemez. Zaten Bitlis’teki işsizlik resmi rakamlara göre yüzde 13’ler düzeyindedir. Lütfen bu rakam sizi yanıltmasın. Çünkü bu rakam sadece görünen işsizliği ifade etmektedir. Bir de görünmeyen işsizlik vardır. Yani Bitlis özelinden bakacak olursak; çok geniş bir kitle sadece hayvancılık ve tarımdan geçimini temin etmektedir. Bitlis’te halen çalışabilir nüfusun neredeyse yüzde 70’i tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Yani sanayi, ticaret, üretim ve hizmetler sektörü yok denecek kadar azdır. Halbuki bir kent ekonomisinin büyümesi için öncelikle sanayiye ve üretime ihtiyaç vardır.”
Üretimin, sanayinin ve hizmet sektörünün gelişmesinin diğer bütün iktisadi süreçleri ve sektörleri de harekete geçireceğini kaydeden Başkan Güral, Bitlis’in ve başta Tatvan olmak üzere tüm ilçelerinin gelişmeleri adına yeni yatırımlara ihtiyacı olduğunu söyledi. Bunun da ancak Bitlis’in kendine özgü şartlarını avantaja çevirebilecek bir planlamayla, bir iktisadi politika ile mümkün olacağının altını çizen Güral, Bitlis’in gelişmesi için radikal kararlara ve uygulamalara da ihtiyacı olduğunu kaydetti.*****
-ÖZEL TEŞVİK PROGRAMLARININ SÜRESİ ARTIRILMALI-
Kalkınmada öncelikli olan Bitlis ve Güneydoğu’nun diğer şehirleri için özel teşvik programlarının süresinin artırılması gerektiğini vurgulayan Güral, “Bu illerde kazanılan sermayenin yine buralarda kalması ve yatırıma dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu bölgede yatırım yapmak avantajlı hale getirilmelidir. Bunun için vergi indirimleri dahil birçok yeni tedbire başvurulmalıdır. Doğu ve Güneydoğu illerinin farklı potansiyellerine ve avantajlarına göre farklı kalkınma programları oluşturulmalıdır. Eğitim ve sağlık yatırımlarından hiçbir koşulda vazgeçilmemeli, bu yatırımlar daha da artırılmalıdır. Devlet ve özel sektör birlikte hareket etmelidir. Bu noktada bizler TÜGİK olarak Doğu ve Güneydoğu illerimizin hızla kalkınması adına yürütülen bütün projelere, girişimlere sonuna kadar destek olacağız” diye konuştu.
-GELİŞME VE KALKINMA HUZURLA BİRLİKTE MÜMKÜN-
Gelişme, kalkınma, ilerlemenin ancak huzurla birlikte mümkün olduğunu anlatan Güral, huzurlu bir toplumsal atmosferin, doğal olarak girişimin de temel motivasyonu olacağını söyledi. Güral, “Türkiye’nin her ili, her coğrafyası ancak huzur, barış ve kardeşlikle ilerleyebilir. Çocuklara çok daha mutlu bir gelecek sunmak için bütün gücümüzle, bütün enerjimizle huzurun, barışın ve kardeşliğin takipçisi olmak durumundayız. Ben inanıyorum ki Türkiye, bütün ekonomik problemlerini çözecek güce ve yeterliliğe sahiptir. Yeter ki birbirimiz arasına duvarlar örmeyelim. Ortak idealler etrafında birleşelim ve geleceğe güvenle bakalım” dedi. (ANKA)